‘PKK’lı’ olmak için eline silah alıp dağa çıkmak gerekmiyor… Gerçeği gizleyerek, çarpıtarak da teröre yardım yataklık yapabiliyorsunuz. Masum bir röportaj gibi görünen bir metinde bilinçaltınız ortaya seriliyor böyle işte.
MEDYAGUNDEM.COM- Ayşe Arman, 23 Temmuz’da Diyarbakır’da şehit edilen polis memuru Tansu Aydın’ın Taylandlı eşi ile röportaj yapmış. Acılı kadın bütün samimiyetiyle duygularını anlatmış. İçindeki sızıyı ortaya dökmüş.
Ayşe Arman’ın bir şehit eşiyle röportaj yapması insanı şaşırtıyor tabi. Ama detaya bakınca aslında şaşırmamanız gerektiğini çok iyi anlıyorsunuz. Çünkü anlıyorsunuz ki Arman’a röportaj için cazip gelen şey kadının ‘şehit eşi’ olması değil, ‘Taylandlı’ olması.
Neyse haberin girişini okuyunca Tansu Aydın’ın nasıl ve kim tarafından şehit edildiğine dair en ufak bir yok yok. ‘PKK’ diye bir ifade tabi ki hiç yok.
Şaşırdık mı? Tabi ki hayır.
Peki ne var?
Arman’ın yazdığına göre Tansu Aydın 23 Temmuz’daki ‘çatışmada’, ‘hayatını kaybetmiş’…
‘Şehit’ ifadesini kullanmamış olması nispeten anlaşılabilir. Çünkü kirli ağızlar için fazlaca temiz bir ifadedir ‘şehit’ sıfatı.
Ama Aydın’ın ‘hayatını kaybetmesi’ çatışmada mı olmuş?
Tabii ki hayır…
Tansu Aydın, kaza ihbarı yapılarak çağrılan ve çapraz ateşe tutularak şehit edilen bir polis memuru. Yani en alçak, en hunhar şekilde katledilen bir trafik polisi.
Çatışmada falan şehit edilmedi.
Arman hiç utanmadan o acılı kadının gözlerinin içine bakarken bunları aklından geçirmemiştir tabi. Çünkü onun için sadece bir seferlik yazıdan ibaret bu kadın.
Hadi Tansu Aydın’ın katili PKK’yı yazamıyorsun, peki ‘çatışmada hayatını kaybetti’ diyerek ölümünü hafifletmeye utanmıyor musun?
‘PKK’lı’ olmak için eline silah alıp dağa çıkmak gerekmiyor… Gerçeği gizleyerek, çarpıtarak da teröre yardım yataklık yapabiliyorsunuz. Masum bir röportaj gibi görünen bir metinde bilinçaltınız ortaya seriliyor böyle işte.
Ayşe ye gireni toplasan boğaz köprüsüne halat olur zaten o yüzden kendisine bir de beim küfür etmeme lüzum yok!
Aydın doğan sonun akın ipek gibi olur inşallah!