MEDYAGUNDEM.COM- Zaman gazetesinde 2 gün önce Bülent Korucu “7 Şubat efsanesi” başlıklı yazısıyla 7 Şubat’ta Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik “darbe”nin darbe olmadığını ispatlama çabasına düşmüştü. Başbakan Erdoğan bile bizzat kendisi “Hedef bendim” demesine rağmen Korucu hangi akla hizmetle yazdığı tartışılır yazısında “7 Şubat darbesi”nin darbe olmadığını iddia etmeye kalkışmıştı.
Bugün Yeni Şafak’ta Cem Küçük 7 Şubat’ın nasıl bir darbe ve tarihteki kırılma noktası olduğunu gözler önüne serdi.
Küçük bir de o Zaman yazarına da fena bir cevap yetiştirdi.
“Tıpkı askeri kurmaylar gibi sertlik yanlısı çözümde direten Emniyet Teşkilatı’nın önerileri Başbakan’ın aklına hiçbir zaman yatmadı. O yüzden Hakan Fidan’la beraber Oslo süreci başlatılmış oldu. Aynı zaman dilimlerinde tüm uyarılara rağmen KCK tutuklamaları da devam etti. MİT’in uzun zaman uğraşlarla KCK içindeki adamları deşifre oldu.” diye yazan Cem Küçük, cemaate yönelik de şu ifadelere yer verdi:
“Oslo görüşmeleri de basına sızdırılınca Öcalan’la başlatılacak olan çözüm ve barış süreci sekteye uğradı. Bu arada MİT, Kamu Güvenliği Teşkilatı ve İç İşleri Bakanlığı’nda kendilerine kadro isteyenler bunları alamayınca önce Beşir Atalay’ı ve ardından Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturttular. Beşir Atalay’ı İrancı olmakla suçladılar. Hakan Fidan’ı PKK’yı koruyup kollamakla itham ettiler. Bu arada Mavi Marmara’da vatandaşlarımız zalim İsrail devleti tarafından şehit edilince malum çevre dışında herkes tek yürek oldu. Bazıları İsrail’i değil eleştirmek destek bile verdiler. Çünkü o kesim İsrail’e karşı çıkarsa Yahudi sermayesinin kendilerini bitireceğinden hep korktu. Irak Savaşı’nda açıkça ABD’yi eleştiremediler bile.”
Küçük’ün yazısındaki çarpıcı bölümler şöyle:
(…)
ANAHTAR TESLİM DEVLETİ İSTEYEN CENAH
Anahtar teslim devleti isteyen bu cenah ellerinin altından bazı şeylerin gittiğini görünce 7 Şubat’ı planladılar. Üstelik İsrail’in ilk kez Türkiye’de MİT’in başına getirilmiş birini açıkça hedef gösterdiği sırada. Başbakan Erdoğan çıktığı her programda, her sohbette, ‘Hakan Fidan’ın tutuklanacağını ve sonrasında sıranın kendisine geleceğini’ ısrarla söylemesine rağmen akılla düşünmeyi unutmuş olanlar, ‘Başbakan’ın tutuklanması anayasaya göre ancak şöyle şöyle olur’ gibi tezvirata başladılar.
YETENEKLE DEĞİL ATAMAYLA GELMİŞ BİRİ
Bu konuda yetenekle değil atamayla gelmiş biri 7 Şubat’ın efsane ve uydurma olduğunu, birinin bu balonu söndürmesi gerektiğini yazmış. Ona verilen görev gereği torba yasaları ve bunların ne anlama geldiğini sıralamış. Şimdi bu arkadaşların zihnine göre düşünürsek Martin Luther King’i James Earl Ray, Özal’ı Kartal Demirağ vurdu. Öyle ya, hadi ispat et arkasında başka güçler olduğunu mantığı geçerli ne de olsa.
7 Şubat, 1988 Özal suikastıyla beraber yakın tarihin en önemli olayıdır. Hedefinde açıkça Başbakan olan bir darbe ve tarihin kırılma anıdır. Bunu söyleyen Başbakan’ın bizzat kendisi. Elbette anayasaya göre Başbakan’ın nasıl tutuklanacağı belli ama şayet Hakan Fidan tutuklansa Başbakan Başbakanlık yapabilir miydi? Siz kimi kandırıyorsunuz? Efendim bunu ispat et? Edelim…
7 ŞUBAT’I YAPAN EKİP
İstanbul, Ankara, İzmir’de Emniyet istihbarat dairesinin tümü tasfiye edildi. Milli Eğitim’de aynı operasyonlar sürdü, sürüyor da. Yargıda benzer süreçler devam ediyor. Başbakan’ın dinleme ofisine Emniyet içinden birileri dinleme cihazı koydu. Hatta bir bakanın dahi odasında aynı dinleme cihazından bulundu ama bu hükümet tarafından çok dillendirilmedi. 7 Şubat’ı yapanların bir kısmı bu ekiptendi.
MADEM 7 ŞUBAT EFSANE NİYE HAKAN FİDAN HEDEFİNİZDE
Madem 7 Şubat efsane niye o zaman Hakan Fidan hedefinizde? Niye çözüm sürecini baltalamak için her yolu deniyorsunuz? Gazetelerinizde Hüseyin Gülerce dışında kimse 7 Şubat savcılarını suçlamadı. Hatta destek çıktı. Niye acaba? Ha, gerçek bir demokrat olan Etyen Mahçupyan televizyonlarda 7 Şubat darbedir dedi. Sağlam yazarlardan Mümtazer Türköne’nin 7 Şubat’ı onaylamadığı biliniyor. Ama ne hikmetse Şahin Alpay’ın 7 Şubat’ı savunan yazılarını yayımlamakta bir beis görmediniz.
UCUZ POLİS ESKİSİ TETİKÇİLERİNİZ
Eğer 7 Şubat darbe değilse gidin Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan’ı bu konuda ikna edin. Ucuz polis eskisi tetikçilerini Fidan ve Erdoğan’a yöneltirken niye sesiniz çıkmıyor? Belirli internet siteleri üzerinden çözüm sürecine operasyon çekmeyi biliyorsunuz. Bazı yazarlara bilgi ve belge aktarıp kara propaganda yaptırıyorsunuz.
Hani basın özgürlüğü diyorsunuz, o zaman gazetelerinizde 7 Şubat ve Hakan Fidan’ı savunan tek bir yazı ve yazar niye yok? Bakın Sabah gazetesinde hükümeti eleştiren birçok yazı yayınlanıyor. Emre Aköz açıkça eleştiriyor hükümeti. Nazlı Ilıcak 7 Şubat’a sahip çıkıyor. Bu yazılar Sabah’ta yayınlandı. Ama tek bir tweetle, küfür etti diye Ergun Babahan’ı işten atıyorsunuz. Ama küfür eden diğer yazarlara dokunmuyorsunuz. ABD’yi çok eleştiriyor diye cesur gazeteci Tamer Korkmaz’ın yazılarını kesiyorsunuz.
Yani biri çıkıp da 7 Şubat diye bir şey yok diyorsa, ya yalan söylüyordur, ya saftır ya da ne olup bitiğini anlamayacak kadar acizdir. Hadi biz uydurduk, Başbakan, hükümet, MiT niye 7 Şubat’ın kendilerini yönelik bir komplo olduğuna inanıyor?
(…)
Ne kadar açık sözlüsünüz Cem Bey… Alllah sizden razi olsun…
Yeni Şafak yazarlığı da 7 ŞUBAT olayı ile ilgili mi?
Asıl göreviniz gazetecilik mi? Hani başka işiniz falan var mı… Simit cafe falan…