İngiliz Financial Times gazetesi, “Cumhurbaşkanının tasfiyesinin kurbanları adalet arıyor” başlıklı bir haberde, FETÖ’ye destek verirken, FETÖ’nün avukatlığını yapan CHP’nin de sırtını sıvazladı.
Gazete Gülen destekçilerine yönelik tasfiyelerin topluma hasar verdiğini iddia ederek, “İşin ironik tarafı geleneksel Türk laikliğinin savunucusu olan CHP, dindar Gülen hareketine bağlı olmakla suçlananların başlıca savunucusu oldu.” diye yazdı.
‘TOPLUMDA YENİ BÖLÜNMELER YARATILDI’
BBC Türkçe’nin aktardığı haber, Adapazarı’nda darbe girişiminin ardından görevden alınan bir din bilgisi öğretmeninin yaşadıklarını anlatarak başlıyor.
Kadın öğretmen görevden alındıktan sonra bazı belgelerini almak için gittiği eski okulunda yüzüne bile bakılmadığını belirterek “Bana bir teröristmişim gibi davrandılar” diyor.
FETÖ mağdurlarının bugün CHP’ye başvurmasının ironik bir durum olduğuna dikkat çeken gazete, şunları yazdı:
“Türkiye’nin batısındaki gibi Adapazarı gibi toplumlarda bunun etkisi büyük oldu. Zaten kutuplaşma ve güvensizliğin olduğu bir toplumda yeni bölünmeler yaratıldı. Erdoğan, darbe girişiminden sonra devlet aygıtını ve kamu kuruluşlarını Gülen destekçilerinden temizlemek için tasfiyelere girişti. Ancak darbe girişimi sonrasındaki kısa bir birlik döneminden sonra muhalifler, tasfiyelerin çok ileri gittiği ve Türk toplumuna zarar verdiği uyarısında bulundu. Yanlış bir şekilde suçlandıklarını söyleyen 35 bin kişi laik Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurduğu komisyona başvurdu. İşin ironik tarafı geleneksel Türk laikliğinin savunucusu olan CHP, dindar Gülen hareketine bağlı olmakla suçlananların başlıca savunucusu oldu.”
Gazete şikayetleri dinleyen CHP Milletvekili Engin Özkoç’un, “Erdoğan’ın AKP’si ile yıllarca yakın bir şekilde çalışıp, 2013’te dramatik bir ayrılık yaşayan Gülenciler’den” pek hoşlanmadığını yazıyor. Ancak Özkoç’un “Haksızlığa uğradıklarını söyleyenleri dinleyen başka kimse yok. Kurbanların yardım isteyebilecekleri tek yer burası” diyor.
Özkoç, CHP’nin Sakarya İl örgütüne başvuran kendilerine başvuran 400’den fazla kişinin çoğunun, Aktif Eğitim-Sen sendikasına üye olma, çocuklarını Gülen bağlantılı okullara yollama ya da Bank Asya’da hesabı olma kriterlerinden biri üzerinden cezalandırıldıklarını anlatıyor.
Görevden alınan öğretmenin de Gülenci olduğunu reddetitği ancak Aktif Eğitim-Sen üyesi olduğu ve Bank Asya’dan kredi aldığı vurgulanıyor.