15 Temmuz darbe girişimi öncesi FETÖ’yle ortak hareket eden CHP ve İngilizler, 15 Temmuz sonrası şimdi ağız birliği içinde “cadı avı” propagandasına başladılar. The Economist dergisinde yer alan yazıyla bugün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu aynı anda FETÖ operasyonları için “cadı avı” diye yaygara koparmaya başladı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından pek çok kez darbecileri savunan Economist dergisi, yine terör örgütü FETÖ’nün yanında yer almayı tercih etti. Türkiye’de FETÖ’ye yönelik yürütülen operasyonlarda ‘Titizlik ve hassasiyet’ mesajları veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarına göz yuman dergi, çirkin ifadelere yer verdi.
İngiltere’de yayımlanan Economist dergisi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından demokrasinin değil, darbecilerin yanında durmaya devam ediyor. “Türkiye’de Gülen Temizliği” başlığıyla yayımlanan makalede, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası dönemin cadı avına dönüştüğünü iddia etti.
Terör örgütü FETÖ’ye hala ‘cemaat’ diyen dergi, tıpkı FETÖ’cüler gibi, 15 Temmuz darbe girişiminin örgütün eliyle yapıldığına inanmıyor. Skandal makalede şu ifadeler var:
Birçok yabancı uzman, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek üzere planlanan darbe girişiminde, farklı çevrelerden gelen subayların yer aldığını düşünüyor. Ama hükümet özellikle ‘cemaati’ suçluyor ve birçok Türk de hem fikir.
Darbe girişimi sonrası örgütle bağlantısı olan kamu çalışanlarına, FETÖ’cü kalemlere ve darbeci askerlere yapılan operasyonlardan rahatsızlık duyan İngiliz dergi, bunu bir ‘süpürme’ eylemi olarak tanımlayarak küstahlaştı: “Erdoğan’ın cemaate yönelik başlattığı temizlikte şu ana kadar 100 binden fazla kişi süpürüldü. 50 bin kamu çalışanı, askerler, gazeteciler, pilotlar ve iş adamları… Hepsi hedefte.”
Skandal benzetme
McCarthy’nin Komünist Avı’ndan büyük Economist, Türkiye’de yaşanan tasfiye ve gözaltıları, 1950’lerin başında ABD’de Senatör Joseph McCarthy’nin yönettiği ve komünistleri hedef alan cadı avı sürecine benzeterek daha da ileri gitti: “Türkiye’de yaşananın “çok daha büyük”
Kılıçdaroğlu FETÖ ile mücadeleyi eleştirdi
CHP Lideri, darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadele ederken hatalar yapıldığını söyledi, “Tam bir cadı avı başlatılmıştır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu FETÖ ile mücadeleye ilişkin, “Şikayetler geliyor. Devlet, kinle öfkeyle yürütülmez. Devlet akılla yönetilir, sağduyu, liyakatla yönetilir. Tam bir cadı avı başlatılmıştır. Birden fazla alanda cadı avı başlatılmıştır” diye konuştu.
“F TİPİ VİRÜS”
“15 Temmuz’da yaşadığımız olay, demokrasisi zayıf düşmüş bir bünyeye F tipi bir virüsün girmesidir. Bunu kimsenin uynutmaması gerekir.
“DEMOKRASİYİ SAVUNACAK PARTİ CHP”
Darbe girişiminden sonra dediler ki, bu süreci tek başımıza yürüteceğiz, mücadele edeceğiz. Sayın Binali Yıldırım, OHAL’in görüşüldüğü gün beni aradı, destek istedi. Kendisine aynen şunu söyledim: Sizi anlıyorum ama bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var o da CHP’dir dedim. OHAL’a karşı çıktık.
4 siyasi parti darbeye karşıydı. Hükümet bildiriyi BM’ye gönderdi. Madem böyle bir ortam var, o zaman 4 siyasi parti her türlü düzenlemeyi yapabilirdi. Hayır dediler, biz bunu yapmayacağız.
SURİYE POLİTİKASINA ELEŞTİRİ
Tek başına davranmanın, sonuçları ağırdır. Örnek olarak Suriye politikası. 3,5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda. Sözde 12 saatte gideceklerdi Şam’a, Süleyman Şah türbesini kaçırmak zorunda kaldılar. En iyi ben bilirim, en iyi düşünceler bende derseniz, Türkiye’yi bu tür felaketlerde karşı karşıya getirirsiniz.
“TERÖRÜ BİZ ÖNLEYECEĞİZ DEDİLER”
Rusya konusunda yanlış yapıldı. Uçağı ben düşürdüm yarışına girdiler. Özür üstüne özür. Devlet bu tür kırılmalara alışkın değildir. Söylediğinizin 180 derece tersini söyleyemezsiniz. Terörü biz önleyeceğiz dediler. Siz anlamasınız dediler. Bugün Türkiye tam bir terör batağının ortasındadır.
“TÜRKİYE’NİN İTİBARI 20 MİLYON DOLARA SATILDI”
Mavi Marmara biz yapacağız, Gazze’ye ablukayı biz kaldıracağız dediler. Yapmayın demek bile suçtu o dönemde. Aradan geçti süre, abluka kalkmadı, İsrail özür dilemedi, tazminat yerine vakfa yardım. Gazze’ye yardım eskisi gibi. Türkiye’nin itibarı 20 milyon dolara satıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu kadar ağır bir yenilgi olmamıştır.
“TAM BİR CADI AVI BAŞLATILMIŞTIR”
15 Temmuz, parlamento burada, darbeye karşı çıktı. Yapmayın dedik. TBMM’de parlamentonunun iradesine saygı gösterilmesine, parlamentonun aktif rol üstlenmesi gerektiğine dikkat çektim. Şikayetler geliyor. Devlet, kinle öfkeyle yürütülmez. Devlet akılla yönetilir, sağduyu, liyakatla yönetilir. Tam bir cadı avı başlatılmıştır. Birden fazla alanda cadı avı başlatılmıştır. Her seferinde bir suçlu kim suçlu? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanı kim? Hem şikayet edeceksin, hem uygulayacaksın. Bir şey yapıyorsanız sorumluluğu üstleneceksiniz. Vicdan sahibi olan görevden ayrılır. Türkiye yönetimde bu olgunluğu yakalamış değil.
“BUNU DÜNYAYA ANLATAMAZSINIZ”
Cadı avının birinci ayağı medya. 11 gazetecimiz tutuklu. Bu süreçte 2 bin 308 gazeteci işsiz kaldı. TV’ler, gazeteler kapatıldı. Yeniçağ gazetesinin yazarları saatlerce sorgulandı. Bu yazarlar hayatları boyunca F tipinin karşısında olmuşlar. Darbe fırsatçılığı yapıyorsunuz. Türkiye, gittikçe otoriterleşen bir sürece kayıyor. Sözcü gazetesi ve yazarlarına da. Fezlekeler düzenleniyor, ihbarlar dikkate alınıyor. Yazarların çoğu F tipine karşı mücadeleyle ömürleri geçmiş. Hem demokrasiyi, medya özgürlüğünü savunuyoruz diyeceksiniz, köşeyi dönünce gazeteleri kapatıp, gazetecileri hapse atacaksınız. Biz hiçbir gazetecinin hapse atılmasını istemiyoruz. Bunu dünyaya anlatamazsınız. Gazetecilere uygulanan cadı avı en önemlisidir.
“BÖYLE DEVAM EDERSENİZ TÜRKİYE’NİN AYDINLIĞA ÇIKMA ŞANSI YOK”
İkinci ayağı bilimadamları, akademisyenler. Siz kalkıyorsunuz üniversite hocalarını bildiriye imza atmışlar diye hapse atıyorsunuz. Bildiriye 15 Temmuz öncesi imza atmışlar. 15 Temmuz’dan sonra darbe ile hiç ilgisi olmayan olayda hapse atıyorsunuz, üniversite ile ilişkisini kesiyorsunuz. Bunun ahlaki, hukuki yönü nedir? Aslı Erdoğan, yazdığı eserler onlarca dile çevrilmiş bir biliminsanı, niye hapse atarsınız? Kaçacak yeri yok, ülkesinde yaşıyor. Siz böyle devam ederseniz, Türkiye’nin aydınlığa çıkma şansı yoktur. Bunu dillendirmek de bizim namus borcumuz. Tek tip üniversite Nazi kafasıdır.
“BUNLARI SİZ ATAMADINIZ MI?”
Cadı avının üçüncü ayağı öğretmenler. İlk işaret Diyarbakır’dan verildi. 11 bin 285 öğretmenin açığa alınmasıyla karşı karşıya kaldık. Neymiş bunlar terör örgütleriyle ilişkiliymiş. Bu kadar öğretmen terör örgütleriyle ilişkisi varsa siz 14 yıldır neredeydiniz? Bunları siz atamadınız mı? Tek nedeni var, bu öğretmenler sendikalı. Sendikalı olmak ne zamandır bir suç oldu? Sendika kuracaksın, beni destekleyeceksin.
Türkiye bir çadır devleti gibi yönetilemez. Türkiye’nin kültürü, ahlakı, inancı, siyasi yapısı buna uygun değildir. Türkiye ama çadır devleti gibi yönetiliyor.
“SİZ MASUM İNSANLARI CEZALANDIRIYORSUNUZ”
Suçların şahsiliği diye bir kural var. Kolektif bir suç yarattılar. Veda Hutbesi’nde sevgili peygamberimiz, ‘Herkes işlediği suçtan sorumludur. Bir kişinin işlediği suç ailesine mal edilemez’ diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de yazar. Birisi suç işledi memuriyetten atıyorsunuz, eşini de atıyorsunuz. Bir devlet, vatandaşını açlığa mahkum eder mi? Siz masum insanları cezalandırıyorsunuz”