“Gülen, Mart ayındaki yerel seçimlerde milyonları bulduğu tahmin edilen destekçilerini, Erdoğan’a ve İslamcılığa dayanan AKP’ye karşı harekete geçirebilecek mi? Eğer geçirebilirse, onların desteği yerel seçimlerin en büyük kalesi olan İstanbul’u AKP’nin elinden almaya yetebilecek mi? Ya da Ağustos ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri geldiğinde Erdoğan’ın Türkiye’nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olma hayalini nasıl etkileyecekler?”
Bu konuda farklı görüşlerin olduğunu yazan dergi, gazeteci Kadri Gürsel’e atıfta bulunarak Gülen ve Erdoğan arasındaki çatışmanın “çirkin bir boşanma” olduğunu belirtiyor. Fakat Erdoğan’ın iktidarı sayesinde bu çatışmada daha güçlü olduğunu savunuyor.
Dergi, “Erdoğan’ın ‘paralel devlet’ olarak tanımladığı Gülen hareketine bağlı binlerce kişinin güvenlik birimlerinde, bakanlıklarda ve yargıdaki görevlerine son verildi” diye yazıyor.
Dergi, bu kişilerin elinde bazı kanıtlar ve kasetler olduğuna dair söylentilerin bulunduğunu, bu kanıt ve kasetlerde AKP’nin yolsuzluklara karıştığının ya da Erdoğan’ın yakın çevresindekilerin hoş olmayan şekillerde görüldüğünün söylendiğini belirtiyor.
Economist, “Bu kişilerin, 2004’teki MGK toplantısında irticayla mücadele kararına Erdoğan’ın da imza attığını gösteren belgeyi basına sızdırdığı söylendi” diyor.
Söz konusu belgeyi haber yapan gazeteci Mehmet Baransu ile ilgili casusluk davası açıldığını anımsatan dergi, tartışmalı Ergenekon davasına dayanak olan generallerin darbe çalışmaları haberlerini de Baransu’nun yayımladığını ama o zaman kahraman gibi nitelendirdiğini belirtiyor.
Dergi, “Baransu ve gazetesi Taraf’ı hedef almak Erdoğan’ın muhalif sesleri susturmak için yönettiği kampanyanın bir örneği” diyor.
‘Gülen-İsrail ekseni’
Gülen’e karşı Erdoğan’ın neden şimdi harekete geçtiği ile ilgili devam eden tartışmalar olduğunu belirten dergi, en olası yanıtın Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Erdoğan’ın gücünü göstermek istemesi olduğunu yazıyor. Dergi yazısını şöyle sürdürüyor:
“Giderek paranoyaklaşan Başbakan’ın, Gülen-İsrail ekseninin onu koltuğundan etmeye çalıştığına inandığı söyleniyor.
Erdoğan’ın şüpheleri Gülen’in 2010 yılında, Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin kopmasını eleştirmesinden kaynaklanıyor.”
Şu an için Gülen ve Erdoğan’dan hangisinin galip geleceğini söylemenin çok erken olduğun yazan dergi, Gülen’in son mesajında uzlaşma sinyalleri verdiğini belirtiyor. Son anketlere göre AKP’nin yüzde 50’ye yakın desteği olduğunu belirten dergi yazısını şöyle tamamlıyor:
“Gülen’e yakın insanlar hareketin imajının zedelendiğini ve bir vicdan muhasebesi yapıldığını söylüyorlar. Hata yaptığını çok nadir kabul eden Erdoğan’ın da aynı şeyi yapması gerekir. (Böylece) Türkiye daha mutlu ve demokratik bir yer olabilir.”