Türkiye gazetesinde Fuat Uğur’un “Fetullah darbe başarısızlığının nedenlerini açıkladı” başlıklı yazısı şöyle:
Biliyorum, Fetullah Gülen’in “vaaz” adı altındaki zırvaları pek alıcı bulmuyor izlenmek için. Sanırım FETÖ’cüler de artık sıkılmış olmalı. Bizim malum “Fetullah uzmanları” ise hâlâ eski sayıklamaların etrafında dönenip durdukları için bu videoları atlıyorlar.
Oysa günceli takip etmek geleceğe yönelik projeksiyon yapmak için mühim.
Türkiye’nin gündemine oturan malum tüm darbe yazılarımın kaynağı Ümit Akdemir tam da bunu yapıyor işte. Adım adım izliyor. Sonra da “Fuat Uğur nasıl oldu da darbeyi önceden tahmin etti?” diye sorup duruyorlar.
Sebebi açık değil mi?
Bizim Ümit yine bu sümüklünün konuşmalarını bağrına taş basıp dinlemiş, tüm zevzekliklerine katlanarak şifrelerini çözmüş. Neyse, şifre dediğime bakmayın, Enigma şifresi değil sonuçta. Sokma akıllı zekâsından çıkan da enti püften kodlar. Ümit için leblebi çekirdek.
Dediğim gibi son konuşmasında da pek çoğunda olduğu gibi takipçisi olan koyunlarını suçluyor.
Anlaşılan ona Ümit Akdemir’in geçen hafta Rusya’nın Sesi radyosundan (RS FM) gazeteci Yavuz Oğhan’a anlattıkları aktarılmış olmalı ki şifreler konusunda kendince düzeltmeler yapıyor. Çünkü hepsi elinde patladı.
“ŞEYTAN VESVESE VERDİ”
Zırvasının konusu şu:
Darbe neden başarılı olamadı?
FETÖ elebaşı “yaşatmak için yaşayın” şifresini darbe öncesinde “yaşatmak için ölün”e çevirmişti hatırlayacaksınız. Bunun “FETÖ’yü yaşatmak ve ilelebet payidar etmek için öldürün, darbe yapın” anlamına geldiğini, haki cübbeyle darbe mesajı verdiğini zaten aylar evvelinden yazmıştık bildiğiniz üzere.
Ama darbe başarılı olamadı. Haşhaşileri 247 insanımızı katletti ve binlercesini yaralandı. Cinayetleri ve katliamları daha yıllarca konuşulacak.
Ama buna rağmen alçak ve hain darbe başarılı olamadı.
İşte Fetullah Gülen bu başarısızlığın sebebini anlatıyor son videosunda:
“Belki şeytan içlerine bir vesvese vermiştir” diyor.
Devam ediyor:
“Şurası bir gerçek ki şeytan yüzünden bir bitkinlik ve büyük bir ızdıraba düçar oldum. Belki şeytan geldi, fısıldadı onu. Düşünün ki şeytanın avanesi, senelerden beri, düşünün ki nefs-i emmârenin kapıkulları, boynu tasmalı, senelerden beri âzâd kabul etmez bendeleri, senelerdir kafa karıştırmak için sürekli sizin sinyal âleminizin içine girerek, hep şerâre üretmeye çalıştılar, şifreleri bozmak istediler”
Neymiş?
Sinyal âlemlerinin içine girilip şifreleri bozmak istemiş birileri. Şerare (kıvılcım) üretmişler.
Size bir haber daha.
Katil elebaşı öyle açıklar vermiş ki konuşurken, yanındaki elemanları bile yayınlarken orasını burasını kırpıp sansür etmişler.
Ama yine de darbe girişiminin başarısız olmasından koyunlarını sorumlu tuttuğunu anlatan bölümleri bırakmak zorunda kalmışlar.
Orada Uhud Savaşı’nı örnek veriyor Fetullah.
Hepinizin yaklaşık olarak bildiği hikâye.
Uhud Savaşı’nda Okçular Tepesi’nde konuşlanan askerler ganimet için yerlerini terk edince savaşın kaybedildiğini hatırlattıktan sonra ekliyor:
“Bizim arkadaşlar samimi olmadıklarından, bu işi makam, mevki ve zengin olma anlayışıyla yaptıklarından kaybettik.”
Yediği haltı şimdi böyle sıvarken hem mobilize ettiği darbecilerini suçluyor, hem de Uhud Savaşı gerçeğini kirletiyor meczup.
Bu ülkenin seçilmiş, meşru yönetimine, devlete sızarak darbe yapan ve çoluk- çocuk, kadın-erkek demeden masum-sivil insanları katledenler Uhud’da savaşan sahabeler değil, müşriklerin yerine konulabilir ancak. Ya da Müslümanları katleden Hasan Sabbah’ın haşhaşileri.
Tabii çok rahatsız yazdıklarımızdan. FETÖ kitlesinin bizi okumalarını yasaklayarak şöyle diyor:
“Günümüzün zalimlerinin ve yandaşlarının dediklerine kulak verirseniz, hakka karşı sorumluluklarınızı ve vazifelerinizi hakkıyla eda etmekten geri kalırsınız”
İşte böylesine korkuyor kendisiyle ilgili gerçeklerin yazılmasından.
Öyle korkuyor ki fare gibi saklandığı yerden çıkamıyor.
Ama çok iyi biliyor ki zehirlediği tüm takipçileri bizi okuyor.
Darbeden aylar önce de okudu.
Onlara “Cemaatçi askerler, bu size son uyarı; tavuk tarda sayılır. Gelin devletle iş birliği yapın” diye seslendiğimizde de okudular. Bunun için erinden binbaşısına kadar darbe öncesinde bilgi verdiler. Gerçi “Verdiler de ne oldu, Cumhurbaşkanı’na bile bildirmediler” diyecektir çoğunuz ki el hâk haklısınız bu meselede. Lâkin son tahlilde işe yaradı bu ihbarlar. Birçoğu da darbecilere katılmadı. İşte bu yüzden şeytana uymadılar. Yani Fetullah denen meczubun dediği gibi “Şeytan içlerine bir vesvese vermedi” tam tersine onlar şeytana, o Pensilvanya şeytanına uymadılar.