MEDYAGÜNDEM- Hürriyet’te Mehmet Y. Yılmaz’ın bugün düştüğü hali ne zavallılık, ne rezillik, ne sefalet, ne de kepazelik tam olarak ifade eder.
Bugünkü yazısının her satırı ile büyük bir yalana imza attı Yılmaz.
Dün ortaya yalan olduğunun ortaya çıktığı “türbanlı penguen olayı” ile ilgili Yılmaz, “irtica yaygarası” koparmak için bildik ezberleri köşesine boca etti. Yazısından “tiksinti” yaratacak biçimde önyargı, düşmanlık, “28 Şubatçılık” fışkırdı.
“Toplum mühendisliği tam gaz” deyip, “Bu bir toplum mühendisliği girişiminden başka bir şey değildir. Sistematik beyin yıkama yöntemlerini kullanarak ‘muhafazakâr toplum yaratma’ amacına yönelik bir eylemdir.” diye yazdı.
Asıl kendi beyni yıkanmışçasına başladı ahkam kesmeye:
“Bir taşla birkaç kuş da vuruluyor hem:
1– ‘Dişi penguen bile türban takıyorsa, insanlar için de normali budur’ fikrini daha beş yaşındayken çocukların beynine sokmak.
2– Toplumsal yaşam içinde kadının yer almasını, belli örtünme koşullarına uyması şartına bağlamayı normalleştirmek.
3– Toplumsal işbölümünde kadının yerinin evi olduğunu daha beş yaşındayken çocuklara belletmek. Yeri geldiğinde “Anaların ayaklarının altı öpülür” derler ama kadınlar için biçtikleri rol bundan ibarettir.”
Yılmaz bir de şu satırları yazdı:
“ İslamcı–muhafazakâr toplumu yaratmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu sormamdan hoşlanma-yacaklarını biliyorum ama yine de soracağım: Bu dünya yüzünde eğitimi dini referanslara dayandırarak ve İslamcı muhafazakârlığı körükleyerek, bilimde, sanayide, teknolojide ilerlemeyi başaran bir ülke var mı?”
Oysa “türbanlı penguen” meselesinin muhafazakarlıkla da, başörtüsü ile de alakası yoktu. İşin perde arkası dün açıklanmıştı.
Zaten Mehmet Y. Yılmaz gazetesinin bir başka yazarı olan Ahmet Hakan’ı okusa meseleyi anlayacaktı.
Ahmet Hakan bugün şöyle yazdı:
“Timaş Yayınları, iki yıl önce bir Amerikan çocuk kitabı yayınlamış.
Kitabın orijinalindeki metinlere ve görsellere sadık kalarak…
Orijinal görselleri gördüm:
Orada penguen ailesinin yaşlı kadın üyelerinden biri, herhalde farkı anlaşılsın diye, başında ‘başörtü’yle sembolize edilmiş, çocuk penguenin başında ise şapka var.
Yani TİMAŞ Yayınları, ‘Penguene bile türban taktırmak’ gibi bir işgüzarlığa imza atmamış.
Fakat buna rağmen kitap, gazetelerde ‘Penguene başörtüsü taktırdılar’ diye haber oldu.
Bu kıssadan çıkarılacak iki hisse var:
BİR: Saçmalıklar o kadar arttı ki artık her türlü saçmalık haberinin üzerine sorgulama yapılmaksızın balıklama atlanıyor.
İKİ: Duyarlılıklar o kadar arttı ki artık bir kesim, öbür kesimden her türlü saçmalığı yapmasını bekliyor.”
Görülüyor ki, büyük bir saçmalığa Mehmet Y. Yılmaz atlamış. Ve ne hazindir ki, artık kaçıncı vukuatı olduğunu unuttuğumuz Yılmaz hala “yazarım” diye ortalıkta geziniyor.
medyagundem.com