Almanya, Hollanda ve Avusturya, medyanın kışkırtıcı yayınları ve aşırı sağ rüzgarın etkisi ile Türkiye’deki referanduma taraf oldu.
Türkiye’de yapılacak anayasa referandumu için Avrupa ülkelerine gelen ve “Evet” programlarına katılmak isteyen bakanların Almanya, Hollanda ve Avusturya’da konuşmalarına engel olunması, Avrupa ülkelerinin düşünce ve ifade hürriyeti konusundaki çifte standardını bir kez daha gündeme getirdi.
TÜRKİYE’Yİ ELEŞTİRENLER..
Özellikle Batı Avrupa ülkeleri, demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda Türkiye’ye yönelik sert eleştiriler yöneltiyor. Buna karşın anayasa referandumu için düzenlenen programlara katılmak için Avrupa’ya gelen bakanlar, sudan bahaneler ve salon sahiplerine yönelik tehdit ve baskılar ile konuşturulmuyor.
EVET’E İZİN YOK HAYIR’A İZİN VAR
Bu ülkelerin başını önümüzdeki hafta seçime gidecek olan Hollanda, eylül ayında genel seçimlerin yapılacağı Almanya ile bir süredir ırkçılık girdabına giren Avusturya çekiyor. Avusturya yasakları savunup, daha da yaygınlaşması tavsiyesinde bulunurken, İsviçre’de de “Evet” kampanyası için yapılacak programların yasaklanması talep edildi. Buna karşı başını HDP’nin çektiği “Hayır” programlarının herhangi bir sorun çıkarılmadan yapılıyor olması, Avrupa ülkelerinin anayasa referandumunda açık bir şekilde taraf olduğunu ortaya koydu.
ALMANYA’DAN SKANDAL KARARLAR
24 Şubat’ta HDP, CHP ve ÖDP’nin birlikte organize ettikleri ”Berlin Hayır Diyor” etkinliği herhangi bir engelleme olmaksızın gerçekleştirildi. “Evet” etkinliklerine yönelik yasaklara ise 2 Mart’ta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Almanya’nın Gaggenau kentinde yapacağı kapalı salon toplantısının, otoparkın yetersiz olması gerekçe gösterilerek iptal edilmesi ile başlandı.
FİRARİ HDP’LİNİN ÇALIŞMALARI
PKK terör örgütüne silah taşıdığı görüntüleri yayınlanan ve Türkiye’de de aranan HDP milletvekili Faysal Sarıyıldız, hayır kampanyası kapsamında Avusturya’nın birçok bölgesinde konuşmalar yaptı. Sarıyıldız, son olarak Aşağı Avusturya eyaletine bağlı Neukirchen şehrinin Ternitz bölgesinde partililer ile bir araya geldi. Oysa Avusturya Başbakanı Christian Kern, aynı günlerde Avrupa Birliği’ne çağrıda bulunarak, Türkiye’den referandum kampanyası için gelecek politikacılara Avrupa Birliği ölçeğinde bir yasak getirilmesini istemişti.
Aranan bir diğer HDP’li milletvekili Tuğba Hezer Öztürk, 14,15 ve 16 Mart’ta Almanya’nın Freiburg, Karlsruhe ve Heilbronn kentlerinde Alman Sol Parti milletvekili Karin Binder ile “Hayır” kampanyası için konuşma yapacak. Öztürk’ün programları iptal edilmezken, “Hayır” kampanyası için sadece 5 Mart’ta Almanya’da bir etkinlikte konuşması beklenen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’den gelen siyasetçilere yasak konulmasına tepki için bu ülkeye gelmedi.
HANGİ ÜLKE HANGİ PROGRAMLARI İPTAL ETTİ
Almanya’da Adalet Bakanı Bekiz Bozdağ’ın konuşmasının iptalinin ardından 5 Mart’ta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin Köln’deki konuşması da iptal edildi.
Porz ilçesinde yapılması planlanan konuşmanın iptalinin ardından Frechen’de bir salon tutulmuş ancak salon sahibine yapılan baskılar sonucu oradaki konuşma da iptal edilmişti. Tüm bu yaşananların ardından Zeybekçi Senat Otel’e alınan toplantıda konuşma imkanı bulabilmişti.
ALMAN MEDYASININ ÖN YARGILI TAVRI
Zeybekçi, konuşmasında Almanya hakkında oldukça olumlu ifadeler kullanmasına ve gerginliği yumuşatmaya çalışmasına rağmen medyada, Zeybekçi hakkında hakaret dolu yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı. Gazetecilik sınırlarını fazlasıyla aşan yayınlar, Alman medyasının ön yargılı tavrına ve ne denli nefret diline sahip olduğuna bir kez daha işaret etti.
Medyanın kışkırtıcı yayınları sonrası 6 Mart’ta eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın önce Grosskrotzenburg’ta yapacağı konuşma ardından da 7 Mart’ta Nürnberg’teki konuşması iptal edildi. Yıldız tüm bu yaşananların ardından Frankfurt yakınlarındaki Kelsterbach beldesinde düzenlenen etkinlikte konuşabildi.
SİYASİ ENGELLEMELER
İptaller içerisinden en dikkat çekenlerden biri de 7 Mart’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hamburg’ta yapacağı konuşma oldu.
Çavuşoğlu’nun önce Elysee Otel’de yapacağı konuşmayı otel yönetimi iptal etti. Ardından bir düğün salonu kiralandı. Ancak salon sahiplerine yapılan baskı sonucunda bu etkinlik iptal edildi ve başka bir mekan tutuldu. Bu mekana gelen itfaiye ve polis, salonun yeterli yangın çıkış kapıları bulunmadığını öne sürerek bu kez salonu tümden mühürledi. Oysa aynı yerde daha önce HDP etkinlikleri de yapılmış ve ne itfaiye ne de polis, herhangi bir işlemde bulunmamıştı. Salon sahibinin, rezerve edilen düğünleri de yapamayacak olması nedeniyle ciddi maddi kayıba uğrayacağı öğrenildi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tüm bu yaşananlardan dolayı sert tepki gösterdi ve her ne olursa olsun Almanya’ya geleceğini açıkladı. Çavuşoğlu, konuşmasını Türkiye’nin Hamburg Başkonsolosluğuna ait rezidansın bahçesinde yapabildi. Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel ile görüşen Çavuşoğlu’nun Gabriel’e 30 etkinlikten oluşan bir liste verdiği ve bu listede 2 bakan etkinliğinin bulunduğu diğerlerinin ise milletvekili olduğu öğrenildi.
Önümüzdeki günlerde yapılması planlanan bu etkinliklerin iptal edilip edilmeyeceği merak edilirken, Türkiye’nin bu dönemde Almanya’nın samimiyetini test edeceği yorumları yapılıyor.
Öte yandan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan’ın bugün Essen’de yapacağı konuşmanın da belediyenin getirdiği kısıtlama nedeniyle Pazar günü yapılacağı ifade edildi.
Şimdi kamuoyu Türkiye tarafından Almanya’ya verilen bu etkinlik listesinin uygulanıp uygulanamayacağını merak ediyor.
HOLLANDA’DA NELER OLDU
Gelecek çarşamba günü (15 Mart) seçimin yapılacağı Hollanda’nın seçim gündemini aşırı sağ politikalar belirliyor. Ana akım partilerin dahi ırkçı söylemler ile halkın karşısına çıktığı ülkede, Türkiye’den gelecek bakanların konuşmaları da seçim malzemesi haline getirildi.
Avrupa kıtasının ırkçılık hastalığının en bariz şekilde görüldüğü Hollanda’da, bir nevi demokrasi ve ifade özgürlüğü rafa kaldırılmış durumda. Hollanda sonuç olarak daha fazla aşırı sağa oy gider korkusuyla dün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hengelo ve Wehl kentlerinde yapacağı toplantıyı sudan sebepler ile iptal etti. Aynı şekilde bugün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hoogvliet kentinde yapacağı etkinlik de iptal edildi ancak Çavuşoğlu, her şeye rağmen Hollanda’ya geleceğini duyurdu.
Çavuşoğlu’nun Rotterdam’ın Hoogvliet ilçesindeki konuşmanın iptal edilmesinin ardından etkinliğin Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğuna ait rezidansta gerçekleşeceği açıklandı.
AVUSTURYA
Eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın dün Avusturya’nın Vorarlberg kentinde yapacağı kitap tanıtımına belediye tarafından izin verilmedi. Belediye yetkilileri, her ne kadar kendilerine kitap tanıtımı yapılacağı söylense de, siyasi içerikli konuşma yapılacağı şüphesine düştüklerini açıkladılar. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), programı başka bir yerde yapmak zorunda kaldı.
Avusturya’da Avrupalı Türk Demokratlar Birliği tarafından organize edilen AK Parti Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydın’ın katılımı ile gerçekleştirilecek üç farklı program daha iptal edildi. İlki bugün Linz şehrinde yapılması planlanan daha sonra pazar günü Herzogenburg ve Wiener Neustadt şehirlerinde gerçekleştirilmek istenen etkinlikler yine güvenlik gerekçesiyle iptal edildi.
İSVİÇRE
Etkinlik iptalinin söz konusu olduğu İsviçre’den ise farklı sesler yükseldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Zürih Hilton’da yapacağı konuşma, eyalet hükümeti tarafından “En yüksek güvenlik endişesi” gerekçesiyle iptal edilmek istendi. Federal Konseyden talep edilen yasağa İsviçre Dışişleri tepki gösterdi.
İsviçre Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Çavuşoğlu’nun Zürih ziyareti hakkında “Hiçbir olağan dışı tehdit, ifade özgürlüğünü kısıtlamayı haklı gösteremez.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın Zürih’e ziyareti şu anda herhangi bir iç tehdit unsuru oluşturmamakta. Bu nedenle de bu ziyaretin yasaklanması için herhangi bir neden yoktur.” ifadeleri yer aldı.
Almanya, Avusturya ve Hollanda’nın fiilen uyguladığı, İsviçre’nin ise üst düzeyde sözlü olarak dile getirdiği yasaklar, düşünce ve ifade özgürlüğünün savunucusu olduğunu ileri süren Avrupa için endişeye neden oluyor. Raporlar hazırlayıp, diğer ülkelere ders vermeye kalkan Avrupa’nın demokrasi ihlallerinin geçici mi, kalıcı mı olduğunu önümüzdeki aylardaki uygulamaları gösterecek.