Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, üniversitelerin gazetecilik bölümlerinde ders olarak okutulacak bir yazısıyla, PKK medyasının pespayeliğini ve oynan istihbarat oyunları ve yalanlarla nasıl insanların öldüğü pis bir savaşın parçası olduğunu çarpıcı örnekle anlattı.
İşte yazısı:
ÖZGÜR GÜNDEM’İN MANŞETİ
4 Temmuz günü Özgür Gündem gazetesi. Yer: Amman. Tarih: 1 Haziran. Konu: Musul manşetiyle çıktı.
Tam sayfaya yakın dev manşetin spotunu okuyalım:
“Musul’u ele geçirerek Orta Doğu’daki tüm dengeleri değiştiren IŞİD hamlesi ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye’nin bilgisiyle Amman’da planlandı. KDP ve Baasçıların da katıldığı gizli toplantı 1 Haziran’da yapıldı: 9 Haziran’da ise IŞİD çetesi Musul’u işgal etti.”
Akif Serhat/Ankara imzalı habere göre; “Toplantıdan 4 gün önce Mesud Barzani, Amman’a gitmiş ve toplantının yapılması için önayak olmuştu.”
Saddam’ın yardımcısı, şimdi IŞİD’le hareket ettiği söylenen İzzettin el Duri, Ürdün İstihbarat Başkanı, Mesrur Barzani’nin katıldığı söylenen toplantıyla ilgili bilgilerin yer aldığı bir kâğıt da belge olarak habere konmuştu.
Peki Barzani neden IŞİD’in Musul’a girmesine önayak olmuştu? Yine haberden okuyalım:
“IŞİD’in Musul saldırısından sonra KDP, Irak’ın 12. Kolordusu’nun bulunduğu Kerkük’e bir baskın düzenlemiş ve kolordunun bütün silah ve teçhizatlarına el konulmuş… KDP’nin bu baskınla Kerkük’ü YNK’den almak amacından kaynaklı olduğu belirtiliyor.”
Kerkük’ü ele geçirmek için. KYB ile olan meseleleri yüzünden…
BU HABERİN KAYNAĞI KİMDİ?
Peki bu haberin kaynağı kimdi? Habere göre; “Amman’daki çok gizli toplantıya katılan bir şahıs, tüm belge ve bilgileri 4 milyon dolar karşılığında Iraklılara satmıştı.”
Peki bu belge ve bilgiler nasıl Özgür Gündem’e gelmişti? O da haberde yazılı:
“Uzun yıllardır Orta Doğu’da çalışan bir diplomatın orijinal nüshasını bize gösterdiği toplantı bilgileri, reel politik birçok ezberi bozacak nitelikte.”
Adını açıklamayan o diplomatın kim olduğunu değil belki ama kimlerden olduğunu tahmin etmek için haberden son birkaç alıntıya daha bakalım:
“Irak’ta başlatılan harekâtın kararının bu toplantıda alındığını vurgulayan diplomat, toplantıdan 4 gün önce Mesut Barzani’nin Amman’da olduğu ve toplantının yapılması için önayak olduğunu ileri sürdü. Plandan haberdar olan İranlılar, Ahmet Çelebi’yi, (ABD’nin Irak işgali sırasında ABD’ye Irak’ta kimyasal silahların olduğu istihbaratını veren kişi) Mesut Barzani’nin yanına göndererek kendisine IŞİD ve yanlılarından desteğini çekmelerini istemiş. Barzani’nin desteğini çekmemesi halinde ise, pişman olacakları tehdidinde bulunmuş.”
“Tüm bu planın amacına ilişkin sorumuzu yanıtlayan aynı zamanda deneyimli bir Orta Doğu uzmanı olan diplomat, şunları kaydetti: Suriye’deki kaosun devamından yana olan bir İsrail ve ABD, bunun Orta Doğu’ya yansımasında kendi çıkarını görebilir.”
“Irak’ın politik ve toplumsal durumunun, IŞİD merkezli uluslararası hamlenin amaçları için uygun bir zemin olduğu analizini yapan diplomat, Selefi hareketlerin bu planla ilişkisini ise şöyle değerlendirdi.”
“Tüm bu planın içinde Türkiye’nin konumuna da dikkat çeken görevli diplomat: Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ise hem mezhepsel bakış açılarıyla…”
Bu kadarı yeterli herhalde.
PEKİ BU HABERDEN SONRA NE OLDU?
Boşuna bu haber tüm İran ve İran yanlısı sitelerce alıntılanmadı. Ve boşuna bu haber üzerine Barzani’nin lideri olduğu KDP “Cemil Bayık liderliğindeki PKK, Mesut Barzani ve KDP’ye yönelik istihbarat örgütlerinin yürüttükleri planın bir parçası olmuştur. PKK ve Cemil Bayık, Kürdistan düşmanlarını ikna etmek için iftiralar atıyor. Acaba siz hangi ülke istihbaratının emriyle Barzani ve KDP’ye düşmanlık yapıyorsunuz?” diye sert bir açıklama yapmadı…
Peki, 4 Temmuz’da çıkan bu haberden sonra ne oldu?
Önce haber Radikal, Evrensel, Sendika.og gibi mecralar tarafından alınıp, yayıldı. Twitter’dan Kürt siyasetçiler, sol kanaat önderleri, gazeteciler tarafından paylaşıldı. Günlerce üzerinde tepinildi.
Peki sonra ne oldu?
Haberin ilk cümlesini bir daha hatırlayalım:
“ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye’nin bilgisiyle Amman’da planlandı. KDP ve Baasçıların da katıldığı gizli toplantı 1 Haziran’da yapıldı: 9 Haziran’da ise IŞİD çetesi Musul’u işgal etti.”
Haberden bir ay sonra IŞİD, Barzani’ye saldırdı. Erbil işgalden zor bela kurtuldu. IŞİD ve KDP güçleri çarpıştı. Hâlâ da çarpışıyor.
Haberden iki ay sonra ise Amman toplantısına destek verdiği söylenen ABD öncülüğünde IŞİD karşıtı koalisyon kuruldu. Koalisyona Suudi Arabistan (bütün jet uçuran prensleriyle), ev sahibi Ürdün ve Türkiye de katıldı. Koalisyon uçakları IŞİD mevzilerini bombalıyor bir aydır.
Ve dün. Dört ay önce Özgür Gündem’in IŞİD’in Musul’a girişine önayak olduğunu söylediği Barzani’nin Peşmergeleri, Türkiye üzerinden Kobani’de IŞİD’le savaşmak üzere yola çıktı.
HER CÜMLESİ, HER SATIRI ÜÇ AYDA YALANLANMIŞ, İPLİĞİ PAZARA ÇIKMIŞ PESPAYE BİR MANŞET
Tuhaflığa bakın ki, o Peşmergeler, PKK medyası tarafından neredeyse AKP’nin silahlı gücü ilan edilmiş IŞİD’in Kobani’de ele geçiremediği tek bölge olarak kalan Türkiye sınırının karşısındaki YPG bölgesine gidecek.
Yani her cümlesi, hatta her satırı üç ayda yalanlanmış, ipliği pazara çıkmış pespaye bir manşetti bu. Üzerinden sadece dört ay geçti. Artık kimse bu haberi hatırlamıyor bile. Yola, yalanlandıkça yenisi çıkan yalan haberlerle devam ediyor PKK medyası. Ama bu haberin de içinde olduğu dezenformasyondan kaynaklanan nefretler baki yerinde duruyor.
Sadece bir haberin öyküsü değil bu. Son iki ayda yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz pek çok meselenin de ipuçları bu haberin içinde gizli.
BU İSTİHBARAT OYUNLARI VE YALANLARLA 50’YE YAKIN İNSAN ÖLDÜ
Bu istihbarat oyunları ve yalanlarla son bir ayda 50’ye yakın insan hayatını kaybetti Türkiye’de.
Yine de bir anda fazla gerçek bünyelere iyi gelmeyebilir.
Sokakta başı ezilen çocuk iki grup arasındaki kavgada öldü, direğe bağlanıp infaz edilip ağzına para sıkıştırılan 6 çocuk babası adam haindi, sokak ortasında sırtlarından vurulan üç sivil asker de kız meselesinden öldürülmüştü…
PKK zaten bir izcilik örgütü. Kürtlerin JİTEM misali cinayetlerle öldürülmesinin eleştirilmesi bile Kürt düşmanlığı. Onu eleştirip anti-AKP koalisyonunu çatırdatmaya ne gerek var. Çözümün bir tarafı, barışı savunuyor diye Gezi’nin Fatihi Sırrı Süreyya’yı bile Nişantaşı City’s’den, cemaat TV’lerinden vuran canı sıkılan ablalar, hükümete gıcık olmuş, canı Suruç’ta ciğerden sonra savaş, hatta iç savaş çeken abileri fazla üzmeyin.
Bütün çift taraflı tazyiklere, tehditlere rağmen çözüm masasından kalkmayan, askerî operasyon yapmayan hükümet de 90’lardakilerden bile kötü zaten…
Maldiv Adaları’nda Barzani, Erdoğan ve DAİŞ çeteleri arasındaki gizli Kobani buluşması haberiyle yeniden görüşmek üzere…