Akit yazarı Hasan Karakaya bugünkü köşesinde 7 Haziran öncesi Diyarbakır’daki HDP mitingine yapılan saldırıyla hafta başında Suruç’ta düzenlenen bombalı intihar saldırısını aynı örgütün yani PKK’nın yaptığını öne sürdü.
Karakaya bu iddiasını PKK militanının Diyarbakır itirafına dayandırırken, 1 Aralık 2014’te Suruç’un HDP’li Onbirnisan Belediyesi’ne yapılan aramada ele geçirilen silahların fotoğraflarını örnek gösterdi.
Karakaya’ Bu silahların belediye binasında ne işi var’ diye sorduğu yazısında, islah ve bombaların miting alanı ve Suruç’taki parka nasıl girdiğini soranlara ‘Silahları sokmaya gerek yok, HDP’li belediyeler zaten stokluyor’ diyor.
İşte yazının ilgili bölümü;
CEPHANELİK GİBİ BELEDİYE!
Bu arada, yine “istihbari bir bilgi”den, daha doğrusu bir “belge”den hareketle, bazı “istifham”lara, ya da “algı” oluşturma amaçlı sorulara cevap vermek istiyorum…
“Suruç’un katili devlettir” iddialarına güç kazandırmak isteyen “Paralel İhanet Çetesi”nin gazeteleri ve “Cumhuriyet” adlı gazetede “Cumhuriyet düşmanlığı” yapan “tatlısu solcuları” diyorlar ki:
“MİT neredeydi, polis neredeydi?.. O bombalar, o silahlar şehirlere nasıl giriyor?.. Devlet uyuyor mu?”
Hiçbir yorumda bulunmadan, bir “bilgi” aktarmak istiyorum sizlere:
l Tarih 1 Aralık 2014… Kendilerine gelen bir “istihbarat”ı değerlendiren Emniyet mensupları, 1 Aralık 2014 tarihinde, “Suruç Onbirnisan Belediyesi”nde, tekrar ediyorum “HDP’li Onbirnisan Belediyesi’nin kendi mülkü” olan binada “arama” yapmak isterler!..
HDP’li Belediye Başkanı’na da haber verirler… Onbirnisan Belediye Başkanı gelir, “binanın kapısını bizzat kendi açar” ve jandarma içeri girer!.. O anda; Suruç Belediye Başkanı Orhan Şansal da “aynı binada”dır!..
Jandarmanın arama yaptığı bina, bir “kamu binası”ndan ziyade, “tam bir cephanelik” gibidir, iyi mi?..
BU SİLAHLAR NİÇİN?
Neler bulunur, biliyor musunuz?..
Buyrun, sayalım:
l ¥ 2 adet kaleşnikof piyade tüfeği
l 1 adet kaleşnikof piyade tüfeğine ait şarjör
l 25 adet kaleşnikof piyade tüfeğine ait 7,62 mm. çapında fişek
l 18 adet el bombası
(17 taarruz, 1 savunma)
l 170 Duracell marka büyük boy pil
l 180 adet kalem pil
l 5 adet cep telefonu
l 1 adet el kamerası
l 1 adet fotoğraf makinesi
l 1 adet el dürbünü
l 207 takım kamuflaj elbise
l 31 çift mekap spor ayakkabı
l 27 adet 9 mm. çapında tabanca fişeği
l 8 adet EYP yapımında kullanılan elektrik devresi ve bu düzenek için kullanılmak üzere 2 metre kablo…
Olay yerinde “tutanak” tutulur…
O tutanağın altında, “Belediye Başkanı’nın imzası” da vardır!..
Yani; Paralelci polislerin yaptığı gibi “kumpas” değil, “gerçek”tir!..
Peki, sormak gerekmez mi;
Orası “Belediye binası” mıdır, yoksa “cephanelik” mi?.. O “silah”lar, o“bomba”lar, “telefon”lar, “dürbün”ler ve “pil”ler niçin stoklanır?.. Bunların çoğu, “bomba” yapımında kullanılan malzemeler değil midir?.. O telefonlar, “bombaları uzaktan patlatmak” için kullanılan “kumanda”görevi görmesi için midir?..
Şunu söylemeye çalışıyorum:
Sorular; “Silah ve bombalar nasıl giriyor?” diye sorulmamalı, tam aksine;“HDP’li belediyeler silah yığınak merkezi midir?.. O malzemeleri niye depoluyorlar?” diye sorulmalıdır!..
Anlayacağınız;
“Silahları sokmaya gerek yok!.. HDP’li belediyeler silahları zaten stoklamış!.. Lâzım olduğunda, depodan çıkarıp veriyorlar teröristlere!”
Yoksa, Belediye’nin “depo”ları, niye “cephanelik” olsun ki?!?..
Bu bilgi;
“Algı operasyonu” yürüten “salak” ve “solak”lara kapak olsun!..
Allahsızlar amerikanın paralı ordusu pkk kendine devlet kursun diye türkiyeyi ateşe atıp kendileri yetmiyormuş gibi bir de işid belasını başımıza saran soysuzların maşası selahattin en büyük acıyı evlat acısını tat da sürünerek geber inşallah.Nankör köpekler bundan sonra sizinla anladdığınız dilde konuşacağız.
çok müsamaha gösterdik bunlara çok semirdikçe semirdiler ama neyse ki sonun da devlet gücünü hissettirmeye başladı artık.