Uluslararası ihanet şebekeleri Türkiye’yi zayıflatmak için bu kez Ankara’da sahneye çıktı. PKK ve DAEŞ gibi taşeronlarını devreye sokan Türkiye düşmanları Ankara’yı kana buladı. Tek amaçları Diyarbakır ve Suruç’ta olduğu gibi toplumsal barışı ve ekonomik istikrarı hedef alarak Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasını önlemekti. İşte bu sebeple 7 Haziran öncesi Diyarbakır patlamasıyla Kürt oylarını hedefleyenler bu kez Ankara saldırısıyla sol oyları toplamak için düğmeye bastı…
HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın birlikte anma törenine gittikleri milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Ertuğrul Kürkçü ile sırıtırken objektiflere yakalanması kamuoyunda infial yarattı. Tüm Türkiye’de patlak veren terör olaylarıyla imajı yerle bir olan Demirtaş Doğan ve Gülen medyasının desteğiyle ayakta durmaya çalışırken 1 Kasım Seçimleri öncesinde PKK-DAEŞ iş birliğiyle gerçekleştirilen ve onlarca vatandaşımızın hayatını kaybettiği Ankara saldırısı hızır gibi yetişti.
HDP’NİN TEK VAADİ KAN VE GÖZYAŞI
Bugüne kadar hep kan tacirliği yaparak oy toplayan HDP, Ankara saldırısı sonrasında da ellerini ovuştura ovuştura meydanlara indi. Cenaze evinde bile fırsatçı kişiliğini konuşturan Kandil’in emir eri Demirtaş her bulunduğu ortamda saldırıdan dolayı devleti suçlamayı ve halkı tahrik etmeyi de ihmal etmedi.
6-7 Ekim’de PKK yandaşlarını sokaklara dökerek onlarca vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olanların başında gelen Demirtaş, Ankara saldırısı sonrasında da benzer eylemlerin gerçekleşmesi için ilk kıvılcımları yaktı.
Türkiye’deki siyaset hayatına kan ve gözyaşından başka hiçbir şey getirmeyen Demirtaş ve Kandil Çetesi, her kanlı eylemleri sonrasında yaptığı gibi Ankara’daki hain saldırıyı da devletin üzerine yıkmak için yoğun çaba sarf ediyor.
PKK VE HDP ANKARA’DA DA DEVLETİ SUÇLADI
PKK ve HDP ne kadar devleti suçlasa da Ankara’da meydana gelen elim saldırı ondan önce gerçekleşen Diyarbakır ve Suruç saldırılarıyla bire bir benzerlik taşıyor. 7 Haziran Seçimleri’nden 2 gün önce Diyarbakır’da meydana gelen bombalı saldırı HDP’nin meclise girmesini sağlarken Suruç’ta meydana gelen bombalı saldırı da PKK’nın ateşkesi bozması bir gerekçe olmuştu. Ankara saldırısının benzer amaçlara hizmet ettiği aşikar ve yine en çok HDP’ye ve eli kanlı terör örgütü PKK’ya yarayacağı şüphesiz. Doğan ve Gülen medyasının bu konuda PKK ve HDP’ye verdiği desteği da unutmamak lazım. 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım öncesinde de HDP ve PKK için yoğun bir imaj çalışması yürütmeye devam edecekleri muhakkak. Hatta bu iş birliğinin gereği olarak onlar da Ankara saldırısını devletin üstüne yıkarak 1 Kasım öncesinde ilk vazifesini yerine getirdi.
KANLI SALDIRININ FAİLLERİ ARASINDA HDP VE PKK DA VAR
Derin ittifaka dahil olan tüm aktörleri gözden geçirip şöyle puzzle birleştirince ortaya daha net bir tablo çıkıyor. Ankara saldırısından sonra artık oklar iyice HDP ve PKK’yı gösteriyor. Ankara’daki kalleşçe saldırı tek başına (paravan bir örgüt olduğu herkesçe malum olan) DAEŞ’in üzerine yıkılamayacak kadar önemli bir kırılma noktası. İstihbarat örgütlerinin bir ürünü olan DAEŞ ile Ortadoğu’da haritaları yeniden şekillendirmek isteyen derin güçler Türkiye’yi de es geçmiyor. Bunu Ankara’daki saldırıyla bir kez daha gözler önüne serdiler. Suriye ve Irak’tan sonra şimdi de Türkiye toprakları üzerinde bir ameliyata kalkışıyorlar. Bu ameliyatı yaparken de en büyük yardımcıları DAEŞ, PKK ve onun siyasi uzantısı HDP’dir.
HDP SADECE KÜRT OYLARINI DEĞİL SOL OYLARI DA HEDEFLİYOR
İşte onlarca vatandaşımızı kaybettiğimiz Ankara saldırısı da böyle bir uluslararası ihanet şebekesinin ürünü. Bu mihrakların içerdeki uzantısı HDP ile PKK Ankara’da kalleşçe saldırıda bizzat rol alarak Kürt oylarının yanında sol oyları da kendi tarafına çekmek için harekete geçti. Ankara saldırısı Diyarbakır’daki gibi sadece Kürt oylarını değil sol oyları da hedefleyen kanlı bir projedir. İşte Demirtaş ve çetesinin sırıta sırıta meydanlara inmesi de böyle kanlı bir tezgahın ortaya çıkardığı sonuçtur. HDP Ankara saldırısında olduğu gibi Diyarbakır saldırısında da istediğini alacak mı bilinmez ama ihanet şebekesinin 1 Kasım’a kadar elini tetikten çekmeyeceği kesin.
BU KEZ ANKARA’DA SAHNEYE ÇIKTILAR!
5 Haziran’da bomba patlatarak HDP’nın barajı geçmesini sağlayanlar Ankara’da da benzer bir amaçla tekrar sahneye çıktılar. Hiçbir ideolojisi olmayan ve tamamen İslam coğrafyasında bir mezhep çatışması çıkarmak amacıyla kurulmuş olan taşeron DAEŞ ve bebek katili PKK aracılığıyla Türkiye’yi de bu savaşın içine çekmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin bu tuzağa düşmesi mümkün gözükmüyor ama PKK ve onun ipini elinde bulunduran büyük güçlerin kolay kolay pes edeceğini söylemek zor.
İHANET ŞEBEKESİNİN EN BÜYÜK YARDIMCILARI: DAEŞ, FETÖ, PKK…
Yeni Türkiye düşmanları bugüne kadar yaptıkları gibi milletin iktidarını devirmek için 1 Kasım’a kadar da her yolu denemeye devam edecekler. Ve bu mihrakların her zaman olduğu gibi yine en büyük yardımcıları terör örgütleri FETÖ, PKK ve DAEŞ olacak. Yalnız atladıkları bir şey var Türkiye düşmanları ne yaparsa yapsın eninde sonunda yine Hak galip gelecek batıl zayi olacaktır…
(TAKVİM)