Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hayrettin Karaman bugünkü yazısında kendisi hakkında twitterda çeşitli iddialarda bulunan Emre Uslu’yu sert bir dille eleştirdi…
Hayrettin Karaman, “İftira etmek ve yalan söylemek ahlaksızlıktır” başlıklı yazısında Emre Uslu’nun kendisi hakkında twitter üzerinden Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü için fetva verdiği iddialarına çok sert çıktı…
İşte Karaman’ın o yazısı:
O SAKIZI ÇİĞNEYEN KÖTÜ NİYETLİDİR
Bir köşe yazarı şöyle bir twit atmış (25 Ozak 2014):
‘Hayrettin Karaman’a soru: Rüşvet için, Yazıcıoğlu’nun öldürülmesi için fetva verdin, tamam. Yalan söylemek için fetva verdin mi bi anlatsan?’
Peki anlatayım:
Yukarıdaki iki konuda fetva vermediğimi üç kere köşemde yazdım, bir yazımı -yanlış anlama değil- saptıranlara cevap verdim, ayrıca savcıya da ifade verdim. Buna rağmen hala o sakızı (veya başka bir şeyi, mesela leşi) çiğneyen kimse kötü niyetlidir.
‘Yalan söylemeye fetva verdin mi?’ sorusu da hakarettir.
YALANCI, FASIK VE AHLAKSIZ ADAM
Şimdi bu yalancı, dolayısıyla fasık, dolayısıyla ahlaksız adam için bir fetva örneği yazayım:
‘Filan kişi, bir hocaya iftira etse, bazı konularda fetva vermediği halde ‘fetva verdin’ dese, bir de yalan söylemek için fetva istese bu kişinin sıfatı ne olur ve ona ne yapmak gerekir?’
El-Cevab:
Yalan söyleyen, iftira ve hakaret eden kimseye İslami kaynaklarda fasık denir, fasık ahlaksızdır, ahlaksız de şerefsizdir. Bu kişinin şahitliği kabul edilmez, sözüne inanılmaz, kamu görevinde istihdam edilmez, devletin uygun gördüğü şekilde cezalandırılır.
YAZICIOĞLU’NA KIYANLARIN ALLAH CEZASINI VERSİN
Merhum Yazıcıoğlu’nu hem tanır, hem de severdim. Onun öldürülmesine bir hocayı bırak, vicdanı olan hiçbir kimse fetva ve cevaz veremez. Pire için yorgan yakanları uyarmak için ‘Bakın Yazıcıoğlu bir siyasetçi olduğu halde siyasi menfaatini, kamu yararına feda ederdi’ diye onu fazilete örnek verdim. Benim dediğimi, maksadımı en güzel, Büyük Birlik Partisi’nin eski Genel Başkanı Yalçın Topçu Bey ifade etmiş:
‘Muhsin Başkan, namlu uzatana da, başka türlü kumpas kurana da asla onay vermezdi, her zaman milli iradenin yanında yer alırdı. Hükümete ‘Önce bu yolsuzluk meselesinin üstüne git. İddia gerçek ise de iftira ise de ortaya çıkar, gereğini yap. Hesap başka ise bu hesabı yapanlara karşı canımla yanındayım’ derdi. Sayın Başbakan, geçmişte benzer olaylarda Muhsin Başkan’ın tavrına en yakın şahittir. Aralarındaki hukuktan ötürü birçok kumpasın çözümünde rahmetli Başkan’ın katkıları olmuştur. Hiçbir vesayeti kabul etmezdi, ömrü çeşitli vesayetlerle mücadeleyle geçti zaten.’
BAY İFTİRACI VE BENZERLERİ ŞİMDİDEN REZİL OLDULAR
Böyle bir insanın ölmesi değil, yaşaması ülkenin bekası için gereklidir; ona kıyanların Allah cezasını versin, dünyada ve ukbâda rezil, rüsvay ve perişan olsunlar!
Bay iftiracıya ve benzerlerine gelince onlar, zaten şimdiden rezil oldular.
Emre, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü için Hayrettin Hocanın fetva verdiğini söylerken bu fetvayı bizimle de paylaşır mısın? O fetva nerede, ne zaman, nasıl verilmiş görmek, bilmek istiyoruz. İspatlamanı bekliyoruz. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kayınbiraderinin o dönemde AK Parti Milletvekili Nevzat Paktil olduğunu bilmiyor gibi Başbakanla irtibatlandırmaya çalışmanı çok salakça buluyorum. Milletin aklıyla alay mı ediyorsun? Son dönemde Rahmetlinin cinayetinin çözülmeye başlamasından dolayı bir korku, endişe hakim olmuş vaziyette, hayırdır? Bu zırvalıklar son yazılan, çizilenlerin doğruluğunun yakında teyit edileceğinin mi korkusu? Bugüne kadar hangi din adamı İmanlı birinin infazı için fetva verdi veya fetva ile hangi cinayet işlendi ki, bok yemenin Pensilvanyacasını yazıp çiziyorsunuz. Haa kendini din adamı diye yutturanların böyle çok fetvalarının da yakında çıkacağından şüphemiz yoktur. Böyle bir fetvanın gerekçesiyle birlikte bu konuyu delillendirmeyen, ispatlamayan şerefsizin, haysiyetsizin bir adım önde gidenidir. Dava arkadaşlarının da ihanetiyle Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu cinayetini karartmaya çalışan şerefsizlerin yakında ortaya çıkarılacağı beklentisi içerisinde olduğumuzu bilin.
Rahmetli Muhsin Yazıcı suikastini alakasız noktalara çekmek hedef saptırmaktır. Bunu da yaparken ülkenin değerlerine çamur atmak tam bir ahlaksızlıktır.
Suikastte ki asıl zanlı Ali Sabancı iken ve FG cemaati ile girdiği oluşum deşifre olmuşken, gerçekleri bu şekilde örtmeye çalışmaları FG cemaatinin son manevraları olsa gerek.