Anasayfa / GENEL / Haşim’in konuşma metnini yazan o gazeteci mi?
taha1

Haşim’in konuşma metnini yazan o gazeteci mi?

MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugünkü yazısında Gülen örgütünün Cumhurbaşkanı adayı Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la Hürriyet yazarı Taha Akyol’un “paralel ve derin ilişkisi”ni deşifre etti.

taha

Küçük’ün bugünkü yazısı akla dünkü Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler’in yazısını getirdi.

Güler Kılıç’ın yaptığı konuşma metnini “duayen bir gazeteci”nin yazdığı ve gizlice kendisine ulaştırdığı iddiasını gündeme getirmişti.

hasim

Haşim Kılıç’ın konuşma metnini yazan  “duayen gazeteci”nin Hürriyet yazarı Taha Akyol olduğu tahmin ediliyor.

MEDYAGUNDEM

fatih

Savcılık harekete geçti Fox TV’nin lisansı iptal edilsin

Fox TV’nin referandumun sonucunu provoke edip meşruiyetini sarsmaya dönük yayınlarının savcılık tarafından incelemeye alındığı ve …

kk2

CHP-cunta darbesi için düğmeye bastılar!

Büyük skandal! Balıkesir’de askeri üste törenle karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yasağını ihlal etti. Askeri üsse …

vuslat-dogan

Vuslat Doğan’ı Aydın Doğan görevden aldı!

Medya Kritik’in bugünkü konularından birisi de Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’nın görevine …

1 Yorum yapıldı

  1. GÂVURUN EKMEĞİNİ YİYEN GÂVURUN KILIÇ’ını çeker

    Cüppesi düşüklerin son darbe girişiminde dikkatten kaçan mı diyeyeyim veya fazla üstünde durulmayan husus; düğün değil dernek değilken birilerin ortalara çıkıp anlamsız naralar atmasıdır. Sarhoş, sarhoş kafayla neye nara attığın az buçuk bilirken, Cüppesi düşüklerin naralarının esbab-ı mucibesi ne ola ki?

    Şimdi konjonktüre göre çıkıp naraydı, mavraydı atabilirsin, ama ortada fol yok, yumurta yok, eeee hukukun konuşulacağını beklediğin bir ortamda herifin bidenesi çıkıp avaz avaz bağırıyor, üstünü başını yırtıyor, hıyırdır ne oldu diyorsun? Kem küm!

    Sayın Başbakanımız partisinin kapatılması davası dahil AYM ile ilgili en ufak bir eleştiri bile yapmazken, son twit kararı için saygı duymuyorum eleştirisine bu kadar küstahça naralara atmak izah edilebilir bir durum olmasa gerekir.

    Durup dururken bu naraların anlamını birileri çıkıp açıklamak zorundadır.

    Sebep ne?

    Sebep yok!

    Organize işler olduğu açık seçik!

    Sebebin olmadığı bir olayın açıklamasının da, izahatının da nara atanlar tarafından yapılamayacağı belli!

    Sayın Başbakanımızdan kaynaklanan bir hata, yanlış dozu kaçırılmış bir eleştiri…vesaire olurda birilerinin narasına tamam yerinde bir nara dersiniz.

    Yoook! Yok oğlu yok!

    Bu son olay hükümeti sindirmeye, Sayın Başbakanımıza mesaj vermeye yönelik örgütlü bir darbe girişimi olduğu kesin, ama karşısındaki kişinin Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunun farkında değil bu avanak avniler.

    O Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan!

    O şapkasını alıp defolup giden soysuzlardan, nesebi kesilmişlerden olmadığını hala anlamayan, anlamamak için çaba sarf edenler sizler ne kadar zeka fukarasısınız be!

    Nara sahiplerini çıkıp şunu izah etmeleri gerekir; biz bu naraları şundan şundan dolayı attık demelisiniz. Ama diyemezsiniz! Diyemeyeceksiniz! Yooook! Olmayan bir şeyi izah edemezsiniz ki!

    Aslında bu olayların habercisi 26 Kasım 2013 tarihli Haşim Kılıç’ın “kendini evlilik vaadiyle aldatılmış biri gibi hissediyorum” açıklamasında saklıdır. Bu ifade o gün Anayasa değişikliği için söylenmiş gibi olsa da, aslında bugünlerin hazırlığı olduğu ortaya çıkmıştır.

    Bu ifadeye karşılık Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ’ın ‘O yüzden Sayın Başkan’ın bu benzetmesini hem şık bulmadığımı, hem de Sayın Başkan’ın kişiliğine de yakışan bir değerlendirme olmadığını düşünüyorum. Eminim Başkan bunu bir daha tekrar etmez diye düşünüyorum. Onun da üzüldüğünü tahmin ediyorum. Bu benzetmeyi o da kendine yakıştıramamıştır.’ Tepkisinin bugünkü tepkiyle nasıl birebir örtüştüğü de ortadır.

    Evet, bu olayların ilk işaret fişengi; 26 Kasım 2013 tarihli Haşim Kılıç’ın “kendini evlilik vaadiyle aldatılmış biri gibi hissediyorum” sert çıkışıyla çakılmıştır.

    Nara sahibi ‘Biz gömlek değiştirenlerden değiliz’ diyor. Doğrudur! Bunlar insanın statik varlık olduğunu, dinamik bir varlık olmadığını kabullenmiş, ileri süren zihniyetin tezahürleri, tiyniyetleri olup, gerçek yerleri çevre kirliliğini tetikleyen atık yığınları olduğu da bir gerçektir.

    Yaratılışın gerçeklerinden olan gömlek, kabuk değiştirme bunlar için hiçbir anlam ifade etmez, bunlar gömlek değiştirmeyi bırakın boklu donlarını bile değiştirmezler.

    Gelişim, günün gelişen koşularına göre bütün mekanizmaların update-güncellenmesi bunlar için dönekliktir. Bunlar konulduğu yerde otlatılmaya alışmışların, kendilerini yenilmemede ısrarcı olanların, zavallı, acınacak düşünce dünyalarının, fukara zekalarının, makam sevdalılarının demode dünya görüşleridir.

    Gericidir! Yobazdır!

    Dünyayı elli sene geriden takip ederler.

    Yeniliğe, güncellenmeye tahammülleri yoktur.

    Onlar için yenilik, güncellenme tahammül edilemeyecek gereksizliktir.

    İşte,….vesaire nedenlerle kendine olmayan bu tip hasletlerin verdiği kıskançlık krizi ile Dünya

    Lideri, Çağdaş Dünyayı Yeniden İnşaa etme misyonu verilmiş Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a saldırırlar, saldırdığına bin pişman olmak üzere, yerle bir olmak üzere anlamsız bir şekilde saldırırlar.

    Baba Akyol’u, velet Akyol’u paralel yapılanmanın son zamanlarda deşifre edilmiş, son tetikçileri olarak görmek gerekiyor.

    Ağzını açtığında falanca Fransız yazar, düşünce adamı şunu şöyle diyor diye entel numaraları çeken Taha Akyol’u milliyetçi kökenden geldiği bilinse de, söylense de ben milliliklerine inanmıyorum.

    GÂVURUN EKMEĞİNİ YİYEN GÂVURUN KILIÇ’ını çeker.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir