Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler bugü Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı çok sert bir şekilde eleştirdiği yazısında, “Geçti paralellerin pazarı, sür eşeğini Pensilvanya’ya” dedi, bir de bomba iddiadan söz etti. Güler Kılıç’ın yaptığı konuşma metnini “duayen bir gazeteci”nin yazdığı ve gizlice ulaştırdığı iddiasını gündeme getirdi.
Yazısı şöyle:
O ELİNDEKİ METNİ KİM YAZDI?
Allah aşkına, dinine imanına doğru söyle!
O elindeki metni kim yazdı?
Diyorlar ki; “o metni duayen bir gazeteci yazmış”!
Birkaç gün öncesinden de gizlice sana ulaştırmış.
Yemin et “doğru değil” diye.
Bir de, hani elindeki metni okurken yüzüne taktığın o ifade var ya!
Gülmeyen surat, çatık kaşlar.
Emin ol bu millet o “ifadeden” nefret ediyor!
Ne Yekta’lar, ne Vural’lar vardı bir vakit.
Sen konuşurken bir an onların yüz ifadeleri canlandı gözümde.
Sevimsiz, ruhsuz, buz gibi.
KIRK YIL DÜŞÜNSEK SENİN DE YEKTA’LAR, VURAL’LAR ÇİZGİSİNE DÜŞECEĞİN AKLIMIZA GELİR MİYDİ?
Kırk yıl düşünsek bir gün senin de onların çizgisine düşeceğin aklımıza gelir miydi?
Ne yani, şimdi biz senin okuduğun o metindeki sözlerini önemseyip üzerine ciddi ciddi yorumlar mı yapacağız?
Kusura bakma beyim, aynısını yahut daha fazlasını yedi gün yirmi dört saat tekrarlasan nafile.
Eski Türkiye’nin tozlu arşivlerinde o kadar çok var ki öylesi söylemlerden.
NASIL ANILACAĞINI SANIYORSUN?
Yazık! Bugün yarın emekli olacaksın.
Nasıl anılacağını sanıyorsun?
Kahraman mı diyecekler sana?
Yahut “ne adamdı be” mi?
Çok beklersin beyim, çok!
Çevik Bir’e “seni cumhurbaşkanı yapacağız” demişlerdi.
Hatırladın mı?
Abdüllatif Şener’e “seni başbakan yapacağız” demişlerdi. Hatırladın mı?
İkisi de gaza geldi! Ne oldu?
Görülüyor ki şimdi de “birileri” seni gazlamış. Buyur o vakit.
Yürü be koçum, kim tutar seni?
Ama yine de uyaralım!
Kız seni yerler yerler, seni ham yapar bu zilliler, sallanmadan yürü, yoksa günah bizden gider…
Ve senin için söylenecek son söz.
Bir hışımla geldi geçti peh peh peh!…
Ağan kim, paşan kim, kim kim kim kim?
Ben biliyorum da, neyse!
Peki değer miydi?
Cumhurbaşkanı mı olmak istiyorsun?
Buyur aday ol!
Çıkar cüppeni çık milletin karşısına.
Kim engelleyebilir ki?
Paralellerin mi adayı olmak istiyorsun?
Ol!
CHP’nin mi adayı olmak istiyorsun?
Ol!
MHP’nin mi adayı olmak istiyorsun?
Ol!
Yahut bu cephenin ortak adayı mı olmak istiyorsun?
Ol!
KISA BİR SÜRE SONRA SEN DE PİŞMAN OLACAKSIN
Ne mani?
Ağzınla “kuş” bile tuttun.
O bile işe yaramayacak.
Ne seni aday gösterecekler ne de sen aday olmaya cesaret edebileceksin.
Peki ne olacak?
Kısa bir süre sonra sen de pişman olacaksın.
Ama son pişmanlık fayda etmeyecek.
Arkandan ne diyecekler biliyor musun?
Geçti paralellerin pazarı, sür eşeğini Pensilvanya’ya.
ya hayret ediyorum, bir adam kırk yıllık emeğini birkaç gün içinde yele verdi, adını tarihin karanlık sayfalarına yazdırıverdi. inşallah döner
eli mecbur. Onu bugünler için yetiştirdiler. Günü gelince de piyasaya sürdüler olay bu. Yahudiler 50 yıllık 100 yıllık planlar yaparlar.
Ben,bu çocuğu (TURGAY’ı) boş yere sevmiyorum ! Anacak; nice sevdiğim, demokrat,vicdanlı zannedip,yazılarını zevkle okudğım yazarlar oldu.Ki,sonradan büyük hayâl kırıklığı yaşattılar bana.Turgay öyle olmaz İnşâAllah..!
Haşim bey’in yaptığına bakıp da; ” Doğru ve yerinde tesbitler.” demek,zorlama bir yorum olur. Metnin başkası tarafından yazılmış olması da; eğer,doğru çıkarsa.(Ki,bunu hiç bir zaman öğrenemeyebiliriz.) utanç olarak ona yeter..!
bu haşhaşiler çok tehlikeli acil temizlenmesi lazım.Halen milleti hizmet diye kandırmaya çalışıyorlar.