MEDYAGUNDEM.COM– Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç bugün “kafayı Erdoğan’la bozan” Hasan Cemal’in nasıl “patolojik” hale geldiğini yazdı.
“Kafayı Erdoğan’la boz, bedavadan ‘liberal’ ol!” başlıklı yazısından satırbaşları şöyle:
BAŞBAKAN BATI’YA SESLENİR SES HASAN CEMAL’DEN GELİR
Başbakan, “Ey Nobel!” der, Nobel ödülünün politik yönüne vurgu yapar, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Başbakan, “Batı dünyası darbe konusunda niçin sessiz? Niçin Mısır’daki katliamı kınamıyor?” der, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Başbakan, “Suriye’de kimyasal silah kullanıldı… Ey BM neredesin?” der, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Başbakan, Bedri Bakam kafalı filozof Bernard Henri Levy’nin yaptığı utanç verici konuşmayı hatırlatır, “Sonu yakındır” diye sağa sola tehditler savuran bu terbiyesiz adamın foyasını meydana çıkarır, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Başbakan, BM Güvenlik Konseyi’ni dünya barışını sabote etmekle suçlar, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Başbakan, “Binlerce kilometre öteden Ortadoğu’ya müdahale edenler, Ortadoğu’nun hem kanını hem petrolünü içenler…” der, cevap Hasan Cemal’den gelir.
Hasan Cemal bunu iş edindi.
FİKİR VE AHLAK DEĞİŞTİRDİ
Milliyet’ten ayrılma hikayesi de enteresandır.
İlk günlerde, “Hayır, beni Başbakan attırmadı, ben kendi kendime atıldım” diyordu.
Sonra fikir ve ahlak değiştirdi, “Hayır, beni Başbakan attırdı” demeye başladı. Hiç utanmadı.
Milliyet’le ilişkisi kesilince (yani “kendi kendisini attırınca”), bu satırların yazarı iki adet yazı yazmış, “ilişki kesme” kararını eleştirmişti. Karşılığında da, “Sağ ol Ahmet kardeş” şeklinde bir teşekkür mesajı almıştı.
Demokratlığının ve liberalliğinin arkasında durmayan (ve “fabrika ayarlarına” dönmekte beis görmeyen) Hasan Cemal, bu yazıdan sonra da teşekkürünün arkasında durmayacaktır.
HASAN CEMAL BATI’DA SORUN GÖRMÜYOR MU?
Fakat merakımı muciptir:
Erdoğan’ı eleştirmek için fırsatlar arayan ve bulan, Batı dünyasını Erdoğan konusunda uyarmayı “liberallik” sanan Hasan Cemal, “Batı dünyası” diye tanımladığı dünyada hiç sorun görmüyor mu?
Batı dünyası Mısır’daki darbeye sessiz kalmamış mıdır?
Darbeye direnenler katliama uğramamış mıdır?
BM Güvenlik Konseyi kimyasal silah iddiaları konusunda kulağının üstüne yatmamakta mıdır?
Binlerce kilometre öteden Ortadoğu’ya müdahale edenler, Ortadoğu’nun hem kanını hem petrolünü içmemekte midir?
Bernard Henri Levy adlı terbiyesiz adam bu ülkenin seçimle gelmiş Başbakanını “Sonu yakındır” diye tehdit etmemiş midir? Aynı terbiyesiz adam Mısır’daki Müslüman Kardeşler iktidarına “din devleti kuruluyor” diye karşı çıkarken, İsrail’deki “din devletini” aklamamakta mıdır?