MEDYAGUNDEM.COM- Akit gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök ve Ayşe Arman gibi halkı kışkırtan gazetecilerin ceza evine atılması gerektiğini yazdı.
Özkök ve Arman’ın Gezi olaylarındaki tavrını ağır bir dille eleştiren ve “yalanlarla halkı kışkırttıklarını” iddia eden Karahasanoğlu, Gezi olaylarında 5 insanın ölümünden de Özkök ve Arman’ı sorumlu tuttu.
Karahasanoğlu yazısına bizce Soner Yalçın’ı da eklemeliydi.
İşte o yazı:
(…)
Halkı kışkırtanların yeri; gazete köşeleri değil, cezaevi köşeleridir
İnternette dolaşırken, tesadüfen 27 Mayıs darbesinden sonra yayınlanan bir tebliğ dikkatimi çekti.
“Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı Tebliği” diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:
“Ankara’da bütün hükümet erkanı ve Demokrat Parti başkanları yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır. Beraberlerinde 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar. Sabık Başbakan Adnan Menderes ve sabık Reisicumhur Celal Bayar, Askeri kumandanlık tarafından tevkif edilmiştir. Eskişehir’de matbaası olan herkes bu havadisi basıp yayınlamalıdır.”
Bu ifadeden sonra, bir çizgi çekilmiş..
Sonrasında “Dikkat dikkat dikkat” başlığı ile ilan devam etmiş:
“Vatanseverliğinize hitap ediyoruz. DP il, ilçe ve bucak başkanlarının kaçmalarına mahal vermeden tevkif edilmelerini ve askeri kuvvetler gelinceye kadar salınmamalarını rica ederim. Eskişehir Örfi İdare Komutanı Tuğgeneral Bedii Kireçtepe”
Bu örfi idare tebliğini niye verdim?
Darbecilerin ahlaksızlıkta ne kadar zirve yapabileceklerini size hatırlatmak için.
Bu tebliğ yayınladığında, muhataplarının yalanlama yapma, “Kimsenin kaçtığı yok. Biz buradayız. 12 uçak dolusu altını gösterin de, halka dağıtalım.. Hem kaçıyoruz, hem de 12 uçak götürüyoruz. Bu nasıl bir ahlaksızlıktır? Bu nasıl bir adilik. Bu nasıl bir fikir fahişeliğidir” diyemediler.
Diyemezlerdi..
Çünkü birçoğu cezaevine atılmıştı bile.
Cezaevinde olmayanlar da sindirilmiş, korkudan evlerinden bile çıkamıyorlardı.
Diyeceksiniz ki “Anladık, darbeciler çok ahlaksızdır.. Da, bunu anlatmak nerden icabet etti?”
Şurdan icabet etti..
27 Mayıs 1960’ın 53. yıldönümü olan 27 Mayıs 2013’te başlayan Gezi olaylarında, her türlü yalan ve iftira atıldı.
Palet altında kalan göstericiler.. Çocuğunu düşüren hamile kadınlar.. Onlarca ölü.. Yaralıların artık hastaneler tarafından kabul edilemeyecek kadar çok sayıda olduğu vs..
Devlet yetkilileri, bu kara propagandayı, hep sükunetle, itidalle karşıladı.. Sakin ifadelerle cevapladı, iftiraların mesnetsiz olduğunu bildirmekle yetindi..
Önceki gün de hatırlattım..
Nezaketi elden bırakmadan yapılan böylesi anlatımlar, sonuçta muhataplarımızı utandırmıyor..
İki gün önce, Ayşe Arman’ın hayali röportajındaki iftiralarla ilgili olarak, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nı göreve davet etmiştim.
Henüz bir icraat yok.
Şimdi de yeni bir iftira yayılıyor..
Cumhuriyet, ardından devlet gazetesi Hürriyet, “Polise saldıran, cam çerçeve indiren Gezi Parkı eylemcilerinin, katil ve tecavüzcülerle aynı koğuşa konulduklarını”nı yazmış.
Adalet Bakanlığı, bu sefer işi ciddiye almış.
Daha biz hatırlatmadan, onlar dün açıklamayı yapmışlar.. Gezi eylemlerindeki taşkınlıklardan tutuklananların konulduğu koğuşlarla ilgili olarak, “Haberde konu edildiği gibi cinayet, hırsızlık, gasp uyuşturucu ve cinsel suçlarda hükümlü veya tutuklu bulunmamaktadır” denilmiş.
Yani Gezi eylemcileri, katillerin koğuşuna konulmamış.
Yine tekrar edeyim..
Cumhuriyet’in, Hürriyet’in ve onun peşine takılan diğerlerinin bu yaptıkları, sıradan bir maddi hata değildir.
Düpedüz, bilerek, ve planlı olarak iftira ediyorlar.
Ahlaksızca..
Adice..
Dolayısı ile, bu yapılanın karşılığı, “Haberiniz yanlıştır”dan ibaret olmamalıdır.
Çünkü, bu haberler, darbe girişiminin hala canlı tutulmak istendiğinin en açık delilidir.
Bakın, 53 yıl önce yapılandan ibret alın.
Darbe hayata geçirilirse, resmi kurumların başındakiler, bu açıklamaları yapma imkanı bulamayacaklar..
“Haber yanlıştır” deme imkanları kalmayacak..
Eğer bugün bu iftiraları, savcılıklar takip edip, cezalandıramıyorsa..
Yarın çok geç olabilir..
Bakın Ertuğrul Özkök denilen ahlaksız, Gezi eylemcilerinin, aynı koğuşa konulduğu adam öldürme suçu faili hükümlüler tarafından öldürüleceğini, işin içine Başbakanı da karıştırarak yazabiliyor!
Ahlaksızlığın..
İğrençliğin..
İftiranın.
Adiliğin bu kadarına, pes doğrusu..
Son söz..
Girişte alıntıladığım ilan metninin, bugün atılan iftiralardan hiçbir nicelik ve nitelik farkı yoktur..
O ilanı içimiz burkularak ve sinirlerimize hakim olamayarak okuyorsak..
Ders almalı..
Yenilerine fırsat vermemeliyiz..
Yalanlarla halkı kışkırtanların.. 5 insanın ölümüne sebep olanların yeri, gazete köşeleri değil.. Cezaevi köşeleridir..
(…)