Bundan tam 7 ay önce Halk TV’de yayınlanan bir analizin 15 Temmuz darbe girişimiyle herhangi bir ilgisi olabilir mi? Soru bu… Bu soruyu sormamızın nedeni o analizde tam 23 kez tekrarlanan “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ifadesi…
Tiyatro…
Son günlerin klişe sözcüklerinden…
Demokrasi tarihimizin o en kara gecesinden sonra birden bire ortaya çıktı…
Daha doğrusu birileri tarafından özellikle ortaya atıldı…
Neden mi?
Sebebi basit…
Plana göre,, darbeci katiller hem sayısız insanı öldürecekler, hem de bir ülkenin geleceğine kast edeceklerdi…
Eğer başarısız olurlarsa da “tüm bu yaşananlar tiyatroo” diye bağıracaklardı..!!
Öyle de oldu…
Kaybettiler…
Yaşananlara sadece “tiyatroo” dediler …
Hem de vatan uğruna tankları durduran şehitlerden utanmadan, sıkılmadan…
Evet evet!!
Hiç utanmadılar…
Hiç de sıkılmadılar…
Atılan bombaları, kurşunları, şehitleri ve bunlara sebep o karanlık, hain terör örgütünü bir tiyatro olarak gördüler…
Peki gerçek tiyatro ne?
Bu soru çok önemli…
Zira başından beri dile getirilen darbe senaryosuna göre Fetullahçı Terör Örgütü bu kanlı kurguyu yıllar öncesinden planladı…
Aslında 40 yıllık bir terör hareketi…
Hizmet hareketi diyorlardı…
Kimlere hizmet ettiği acı tecrübelerle anlaşıldı…
Bir yanda sadece devlet bürokrasisine değil, türlü sinsiliklerle, türlü kumpaslarla, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmayı başarmış bir örgüt, diğer yanda da o hain örgüte göre her anlamda devrilmeyi hak eden bir iktidar var…
Teröristler zaten bunun için var…
Gezi’de de, 17-25 Aralık’ta da, 6-8 Ekim’de de bunun için çalıştılar…
Her defasında millet çıktı karşılarına, millet dur dedi ama, onlar durmadılar…!!
Sandıkta yedikleri her tokat için bir planları vardı… Milletin çıkarları için gece gündüz çalışan bir lidere, yani Başkomutana, en karanlık saatlerde gönderilen üniformalı katiller vardı..
Oyuncular hep hazırdı… Hem de 40 yıldır… FETÖ hep bugünler için, Türkiye’nin durdurulması için bekletilecekti…
Ancak her şeyin başı bir senaryo…
Asker üniformalı hainlerin de 15 Temmuz’a giden süreçte bir senaryoya ihtiyaçları vardı..
Ve senaryonun adı da Yurtta Sulh’tu…
Yurtta Sulh…
Önce ne olduğunun anlatılması ve anlaşılması lazım…
Herkese ezberletilmesi lazım ki, ne için söylendiği, o hain bildiriye neden ve nasıl yazıldığı belli olsun…
Çünkü her şey bu iki kelimede gizli..
Milletin, en azından milletin bir bölümünün ikna edilmesi gerekiyor…
Ve senaryo başlıyor…
Bundan tam 7 ay önce…
21 Aralık 2015’te..
Senaryonun muhtemel girişi buydu…
O iki kelimenin defalarca tekrarlanmasının nedeni de farkındalık oluşturmak ve günü geldiğinde milletin güven duymasını sağlamaktı…
Plan, o iki kelime 15 Temmuz gecesi TRT ekranlarında duyulduğunda “Oh be yurtta sulh geldi kurtulduk” dedirtmekti…
Neyse ki olmadı…
Plan tutmadı…
Her defasında olduğu gibi kötüler kaybetti..
Darbeciler, teröristler, katiller, yine kaybetti…
Millet kazandı..
Türkiye kazandı…
Yerli ve milli olan siyaset kazandı…
Yerli ve milli olan muhalefet kazandı…
İyilerin tarafında durup da kaybeden yok…
Sadece Türkiye’nin düşmanları kaybetti…
10 dakikalık konuşmasında 23 kez “yurtta sulh” diyen gazeteciler, daha doğrusu tiyatrocular kaybetti…
Tiyatro demişken oyunun kapanış sahnesi de bir kez daha görülmeye değerdi…
(AHABER)