MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün çarpıcı bir yazıyla açık olarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın asıl olarak da Başbakan Erdoğan’ın ABD’nin neo-con kanadı, Almanlar, İsrail, muhafazakâr İngiltere ve içeride istediklerini alamayan birtakım mihraklarca nasıl hedef yapıldıklarını yazdı.
Hakan Fidan’ın bu ittifaka nasıl boyun eğmediğini, aksine Türkiye’deki operasyonlarını nasıl bozduğunu örnekleriyle anlattı.
İşte Küçük’ün yazısından bazı bölümler:
FİDAN’LA İLGİLİ İLK SIKINTININ SEBENİ KUZEY IRAK MESELESİDİR
Fidan’la ilgili sıkıntının ilk sebebi Kuzey Irak meselesidir. Birinci Körfez Harbi’nde İsrail devleti uçaklarla kökeninde Yahudi olduğunu düşündüğü en az 5 bin kişiyi ülkesine getirdi. Kuzey Irak yönetimiyle ezelden beri iyi ilişkileri olan İsrail buraları kendi ülke sahası gibi kullanıyordu. Ancak merkezi Irak yönetimiyle Kuzey Irak yönetimi arasında petrol ve gelirlerinin paylaşımı konusunda sorun çıkınca Barzani Türkiye’ye yeşil ışık yaktı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan Kuzey Irak’la yakından ilgilendi. İlişkileri iyice geliştirdi.
SURİYE’NİN KUZEYİ VE PYD MESELESİ
İkinci sebep Suriye’nin kuzeyi ve PYD meselesidir. Alman derin devletiyle neo-con zihniyeti İkinci Dünya Savaşı’ndan beri el ele kol koladır. Alman gizli servisi BND’nin başkanı Gerhard Shindler en az iki kez PYD lideri Salih Muslim’le görüştü ve Almanların bölgedeki çıkarları konusunda bazı şeyleri dikte etti. Shindler’den hemen sonra John McCain de bölgeyi birkaç kez ziyaret etti ve Salih Müslim’le görüştü.
Bu görüşmelerden belli zaman sonra Salih Müslim Suriye’nin kuzeyinde olası bir küçük Kürt devletinden söz etti. Tam da bu zamanda MİT devreye girdi ve Salih Müslim İstanbul’a çağrıldı. Hakan Fidan ve MİT yöneticileriyle yaptığı görüşmelerden sonra Müslim ağız değiştirdi. Türkiye’nin birliğine vurgu yaptı. Öcalan’ın kendilerinin de lideri olduğunu önceden olduğu gibi tekrarladı. Salih Müslim Kuzey Suriye’de yeniden Türkiye lehine siyaset izlemeye başladı.
ÜÇÜNCÜ MESELE ÇÖZÜM SÜRECİ
Üçüncü mesele çözüm sürecidir. AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan çözüm sürecini Hakan Fidan’la birlikte götürüyor. Başbakanın sır küpüm dediği nokta tam da burasıdır. Eskiden PKK’yı kendisine kalkan yapanlar ellerinde koz kalmayınca yalpalayama başladılar. Bu durum yukarıda birinci sebep olarak saydığım Kuzey Irak meselesiyle de ilgili. Yani Türkiye’nin önünde terör diye bir sorun kalmayınca ekonomik kalkınma daha hızlı gerçekleşecektir. Terörün bitmesi silah lobilerinin, insan kaçakçılarının, uyuşturucu tacirlerinin de darbe yemesi demektir. Geçmişte başta ABD olmak üzere büyük devletlerin gizli operasyonlarını hangi kirli paralarla finanse ettiklerini çok iyi biliyoruz.
EL KAİDE VE TALİBAN MESELESİ
Dördüncü mesele ise El-Kaide ve Taliban meselesidir. El-Kaide’nin sözcüsü ve iki numaralı adamı Süleyman Ebu Geyt’in bu yılın Mart ayında yakalanmasında öyle ya da böyle MİT, Türkiye topraklarının kullanılmasına müsaade etmedi. İran sınırından Türkiye’ye giren Geyt’i yeniden İran’a iade edilmek istendi ama kabul görmedi. (El-Kaide’nin iki numaralı adamının İran’a kadar nasıl geldiği ya da getirdiği de ayrı bir konu.)
MİT’İN ONAYLAMADIĞI OPERASYON
MİT, Ebu Geyt’in CIA tarafından Türkiye topraklarında teslim alınmasını onaylamadı. Devreye CIA’in güdümündeki Kral Abdullah yetişti ve Geyt, Ürdün’e gönderildi. Şayet Hakan Fidan iddia ettikleri gibi yıldızı parlatılıyorsa bu operasyonun Türkiye topraklarında yapılmasına müsaade ederdi.
ERDOĞAN’DAN KURTULMAK İÇİN CİDDİ FAALİYETLER YAPIYORLAR
Anlaşılıyor ki, bundan sonra Wall Street Journal’ınkine benzer daha çok yazı okuyacağız. Ve bu tür operasyonlarda hedef hep başka kişidir. Burada da Başbakan Erdoğan. Öteden beri AK Parti’yi bölmek ve Erdoğan’dan kurtulmak için ciddi faaliyetler yapılıyor. Ama sonuç alamıyorlar. Asılsız ithamlarla devletin zirvesinde sorun varmış gibi yayınlar yapıyorlar. Hakan Fidan’a vurarak kendilerince Erdoğan’a mesaj gönderiyorlar. Netice de Fidan Başbakan’a bağlı ve her şeyi Başkanın onayıyla yapıyor.
İSRAİL’E, ABD’YE TEK LAF EDEMEYENLER
Ezelden beri bu toprakları babasının malı gibi kullanan İsrail’e, ABD’ye tek laf edemiyorlar. Kendi periferisinde iki büklümlük gücü olan İran’ı asıl tehdit gibi gösteriyorlar ama aynı ABD ve İngiltere’nin İran’la niye ilişkileri düzeltmek istediklerini izah edemiyorlar.
ABD’nin neo-con kanadı, Almanlar, İsrail, muhafazakâr İngiltere ve içeride istediklerini alamayan birtakım mihraklar aynı anda Erdoğan ve Fidan’a yönelmişse, zaten söylenecek bir şey kalmamış demektir. Yıllardan beri kirli ittifak yapan bu grup bakalım bundan sonra neler yumurtlayacaklar, hep beraber izleyelim.