Yeni kitabı ‘Şeyh ile Hükümdar’ raflarda yerini alan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, İslam’a verdiği zarar itibariyle IŞİD ile Gülen grubu arasında fark bulunmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, son yayınlanan kitabı ‘Şeyh ile Hükümdar’da, Yeni Türkiye’nin tabandan tavana doğru yayılan siyasal ve toplumsal dönüşümü ile ‘düzenin normalleşmesi’ni irdelediğini söyledi.
Yeni Şafak gazetesinden Neslihan Önder’e konuşan Küçükyılmaz, kitabında vesayetçilerle milli iradenin temsilcilerinin yıllara yayılan mücadelesini tarihsel kıyaslamalarla anlattığını belirtti.
Türkiye’de, ‘ben, sen, o’ tekilliğini aşıp çoğul gruplara, yani ‘biz, siz, onlar’a dönüşen yapılar arasında bir tartışma yaşandığını belirten Küçükyılmaz “’Biz’, yerli ve millî olanı ifade ediyor. Halk, irfanı ile uyumlu ve ondan besleniyor. Nihai amacı düzen tesis etmek. ‘Siz’, yeni vesayetçileri, ‘onlar’ ise eski Türkiye’nin anakronik vesayet aktörlerine yaklaşan Gülen grubu mensuplarını ve birtakım liberal görünen zevatı kastediyor. Siz’in amacı, en yalın haliyle Tayyip Erdoğan’ı yok etmek. Bunun için her şeye dönüşebilir ve her şeyle ittifak yapabilir. Onlar’ın (eski vesayetçiler) amacı ise, siz grubununkiyle aynı yerde birleşiyor: Erdoğan’ı yok etmek” dedi.
İTTİFAK KONJONKTÜREL
Kitabında bahsettiği eski ve yeni vesayetçilerin kısa vadedeki hedefinin Erdoğan olduğunu söyleyen Küçükyılmaz, “Fakat bu kısa vadeli bir amaç; asıl hedefleri eski Türkiye’deki sorgulanmaz iktidar günlerine dönmek. Gülencilerin diğerleriyle kurdukları ittifak bu nedenle tamamen konjonktürel. Nitekim bazı Gülencilerin ‘Biz Can Dündar’a sahip çıktık ama siz Hidayet Karaca’ya destek olmuyorsunuz’ serzenişi bu ittifakın onlar açısından özünde arzu edilen ve sahiplenilen bir dava olmadığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
TEHLİKELİ SAPKINLIK HALİ
Paralel yapının sapkın tek adam ve tek fırka anlayışına değinen Küçükyılmaz, “Fırkai naciye (kurtulmuş grup) veya fırkai mümeyyiz (seçilmiş grup) iddiaları geçmişte de olmuş. Tabii ki bu iddialar, kendinden menkul, dinde hiçbir dayanağı bulunmuyor. Tehlikeli ve sapkın olan bu mesnetsizlik, delilsizlik, köksüzlük hali ve aynı zamanda buna inanan kitlelerin din adına yanlış yollara ve işlere yönelmesi. Bu yüzden, mahiyeti ve İslam’a verdiği zarar itibariyle IŞİD ile Gülen grubu arasında fark yok. Adına altın nesil diyor, ama takiye yapmayı, yalan söylemeyi, soru çalmayı, şantaj yapmayı, kumpas kurmayı öğretiyorsanız, ortada en başta dini, tasavvufu ve geleneği tahrip eden bir sapkınlık var demektir” diye konuştu.
HAKİKAT HERKESE AYNI ANDA AYAN OLMAZ
Paralel yapıya yönelik operasyonlara halkın büyük çoğunluğunun destek çıktığını ifade eden Mücahit Küçükyılmaz, Gülen grubunun ihanetini halkın çok net bir şekilde gördüğüne dikkat çekti. Küçükyılmaz, “Halk, örgütle mücadeleyi benimsedi; seçim sonuçları bunu gösteriyor. Ancak kitle psikolojisine göre insanlar beraberce yanılmayı sever. Gülen’i hâlâ takip eden tabanın temel sorunu budur. Tabanla ilgili konuları biraz da zamana bırakmak lazım, çünkü hakikat herkese aynı anda ayan olmaz. Kimi verdiği himmetin usulsüz harcandığını görünce uyanır, kimi PKK ve ASALA gibi örgütlerle aynı kareye girince, kimi HDP’ye oy vermesi telkin edilince, kimi âlim zannettiği şahsın bedduacı olduğunu görünce, kimi de menfaati sona erince” diye konuştu.