Yeni Şafak yazarı Salih Tuna bugünkü yazısına attığı “Güneyde sevdiğiniz ülke kan içmeye doymuyor efendiler!” başlığıyla Gülen örgütüne söylenebilecek en önemli şeyi özetledi. İsrail’in taşeronu paralel çete İsrail terör devletini sevmeye devam etsin, Tuna bakın neler dedi:
İSRAİL TERÖR DEVLETİNİN KISA TARİHİ FİLİSTİNLİLERİ KATLETMEKTEN İBARETTİR
Rahmetli arkadaşım Mustafa Öcalan’ın müthiş bir şekilde canlandırdığı ‘İhtiyar Adam’ nokta ışık altında şöyle başlamıştı anlatmaya: ‘Toplama kamplarında; Belsen, Treblinka ve Auschwitz’de milyonlarca Yahudi soykırımdan geçti, değil mi? Toplama kampları da mı ayak uydurdu çağa? İsrail Devleti zulüm yapmak için kurulan çağdaş bir ‘toplama kampının’ adı değil midir?..’
Genç Adam Sahnesi’nin 1988’te sahnelediği ‘En Son Rıza’ adlı oyunumda yer alan bu repliği yıllar önce de bir vesileyle iktibas etmiştim.
Canım vesilesi ne olacak, yine katliamdı elbette.
Zaten ‘İsrail terör devletinin’ kuruluşundan bugüne kısa tarihi, Filistinlileri katletmekten ibaret değil midir?
‘Filistin’de şehid bir annenin çocuğu nereye bakar?’ başlıklı söz konusu yazımda o tarihlerde yapılan katliamdan bir fotoğrafı şöyle dile getirmiştim:
‘Yerde yatıyor, upuzun; gencecik bir kadın, melek yüzlü bir anne. Bembeyaz yaşmağı var boynunda; tavana bakan gözleri açık.
Yeryüzünün bütün tavanlarını delip geçen, ‘bize kapalı Allah’a açık’ bir bakış duruyor gözlerinde.
Hemen yanı başında esmer bir çocuk, sırtını duvara yaslamış oturuyor.
Evet oturuyor, çökmüş değil; bir ayağını hafif uzatmış, bir ayağını kırmış.
Annesine bakmıyor, tavana bakmıyor; hiçbir yere bakmıyor gibi bakıyor. Bu zeytin gözlü çocuk nereye bakıyor?
Bileniniz var mı; Filistin’de şehid düşen bir annenin çocuğu nereye bakar?..’ (12. 07. 2006, Yeni Şafak)
İSRAİL TERÖR DEVLETİ BU RAMAZAN’DA DA KATLİAMA DEVAM ETTİ
Değişen hiçbir şey yok.
‘İsrail terör devleti’ her zaman olduğu gibi bu Ramazan’da da katliam yapmaya devam etti.
Gazze’ye yönelik hava saldırılarında 163 Filistinliyi katletti.
Yüzlerce de yaralı var.
Ölenlerin çoğunluğu kadınlar ve çocuklar.
‘İsrail terör devleti’nin Siyonist-ırkçı kadın milletvekili Ayelet Shaked de gayet net bir şekilde Filistinli kadın ve çocukların öldürülmesini istemedi mi?
Filistinliler için ‘Hepsi düşmanımız’ demişti, ‘Filistinli kadınlar da öldürülmeli, evleri yıkılmalı ki orada ‘yılan’ yetiştirmesinler…’
Nasıl ırkçı nasıl faşist bir kafa bu!
Katletmek için ev ev çocuk (Musa) arayan Firavun gibi.
Bu kadının mensubu olduğu partinin genel başkanı ve İsrail Ekonomi Bakanı Naftali Bennett birkaç ay evvel Filistinlilerin öldürülmesi gerektiğini söylemişti de bir bakan arkadaşının ‘bu yaşa dışı’ uyarısına maruz kalmıştı.
Bunun üzerine ne cevap vermişti biliyor musunuz: ‘Ben çok Arap öldürdüm. Bunda yanlış bir şey yok!..’
Peki bütün bu canilikler ve bütün bu katliamlar Hitler’in Yahudilere yaptığı soykırımı lanetlememizin zerre miskali tavsamasına neden olabilir mi?
İSRAİL YAHUDİLERE UTANÇTAN BAŞKA NE SUNUYOR?
Asla…
Her şeyden evvel, inandığımız kitap, kıymet ölçümüz engeldir buna.
Kardeşlerim, yeryüzünün neresinde olursa olsun herhangi bir masum Yahudi’yi öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir!
Madem ki, ‘Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı, bir insanı dirilten de bütün insanlığı diriltmiş gibidir’ ayet meali biricik ölçümüzdür, bu böyledir.
Dost, düşman bunu böyle bilsin.
Bahsi geçen yazımda şöyle demiştim: ‘Antisemitizm iğrenç bir suçtur, haramdır. İsrail Devleti’nin faşist politikaları yüzünden, Martin Buber’in ifadesiyle, ‘İnanç toplumunun üyeleri’ olan Yahudilere, maksadını aşan söylemlerle saygısızlık yapmak haddi aşmaktır. Kur’an’ın, Allah’ın isminin bolca zikredildiği yerlerden olan havraların güvenliği için de Müslümanları mücadeleye çağırdığı unutulmamalıdır.
Gelgelelim, İsrail Devleti yaptığı katliamlarla Yahudilere utançtan başka neyi sunuyor?
Yeryüzüne faşizmin çirkin yüzünü gösteren; barışı, özgürlüğü, altı milyon masum insanın canları pahasına öğreten Yahudilerin ahlafını niçin İsrail’e toplamaya (yerleştirmeye) çalışıyor?
Filistinli çocukların, bebeklerin parçalanmış cesetlerini göstermek için mi?
Bu mudur, ‘Büyük Yangını’ yaşayan insanların çocuklarına sunduğu manzara?
Allah aşkına bileniniz varsa söylesin; nereye bakar Filistin’de şehid düşen bir annenin çocuğu?…’
Kardeşlerim, zulme sessiz kalmak da zulmetmek de ‘ayağımızın bodrumundadır.’
Birlerinin ‘güneyde sevdikleri ülkenin’ yaptığı katliamlara asla ve kat’a sessiz kalamayız.
4 DİLDE BİRDEN ZULME RIZA GÖSTERİYOR
‘Dumanlı Zaman’ı’nın ‘mizaha’ hevesli yaşı geçkin yazarı geçenlerde Erdoğan’ı müktesebatı üzerinden aklı sıra sarakaya almaya çalışmış, muhalefetin ‘ısmarlama’ cumhurbaşkanı adayını ise yere göğe sığdıramamış, 4 dil bilir falan demişti.
Bertolt Brecht’in ‘İki dilde birden susmak’ ifadesinden mülhem, ısmarlama cumhurbaşkanı adayı ‘4 dilde birden susuyor’ diyebiliriz.
Dahası, 4 dilde birden zulme rıza gösteriyor!