Yeni Şafak yazarı Bercan Tutar bugün “Çiçerolara itirazım var!” başlıklı yazısında ilginç teşhislere yer verdi. “Yerli oryantalist” dediği Fehmi Koru’nun Gülenciler’in safına geçtiğini yazan Tutar, aynı safta “Ak-Babalar” ve Doğanlar” olduğuna da dikkat çekti. Yazısından bir bölüm şöyle:
BATI’NIN GÖNÜLLÜ ASKERLİĞE SOYUNAN KİMİ “MÜSLÜMAN KALEMLER”
İngiltere, 1930’lu yıllarda 300 milyonluk Hindistan’ı 60 bin asker, 90 bin işadamı/misyoner ve 4 bin devlet memuruyla işgal etti.
Nedense devasa orantısız güce rağmen Hintliler, ülkelerini sömürmek isteyenlere karşı direnişe geçemedi.
Edward Said, “Kültür ve Emperyalizm” adlı kitabında Hintlilerin, düşmanı kovamamalarının nedenini yönetici ve aydınların “oryantalize oluşlarına” yani İngilizleri üstün görmelerine bağlar.
Ne yazık ki bu oryantalize olma travması, bugün ülkemizde daha ileri aşamalara ulaşmış halde.
Bakıyorsunuz Batı’nın gönüllü askerliğine soyunan kimi ‘Müslüman kalemler’ sömürgeci zihniyet adına bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na küstahça saldırabiliyor.
YERLİ ORYANTALİST FEHMİ KORU
Örneğin son yazdıklarıyla adeta “yerli bir oryantaliste” dönüşen Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy verenleri “Batılılaşmamış yoksullar” diye aşağılayıp seçim sonuçlarını “Yeni bin yılın Selahaddin’i durduruldu” şeklinde yorumlayan Batı medyasını bile solladı.
Hatta “daha aşağı” bir zaviyeden konuşmaya başladı.
Öyle anlaşılıyor ki Koru’nun zihni aidiyetindeki kültürel ve siyasi kimlik krizi oldukça derinleşmiş.
Yoksa O ve diğer “Batılı Korucular”ın hadlerine mi halkın yüzde 52 oy verdiği Erdoğan’ın meşruiyetini sorgulamak?
KORUGİLLER VE MEDYADAKİ AK-BABALARI
Eğer Korugiller ve onların medyadaki AK-Babaları birer yerli oryantaliste dönüşmeseydi İsrail, İngiliz ve Amerikalılara rahmet okutacak şekilde “Erdoğan’ı Beştepe’den alın Çankaya’ya hapsedin” tarzı bir çirkinliğe imza atılabilir miydi?
Unutmayalım, sömürgeci zihniyet bu ülkeye ve halkına nefret duyanların “makro ideoloji” sidir.
Yakasını bu ideolojiye kaptırmış isimlerin dile getirdiği bütün yol haritaları da çözümler de bu nedenle sadece Roma’ya çıkar.
Tanpınar‘ın dediği gibi “Tarih hiçbir halkı mahkûm etmez. Onun yerine aydınlar ve yöneticilerini yargılar.”
Bu anlamda, Korugillerin varacağı son menzil ruhsuz, paragöz, köksüz, inançsız, duygusuz ve hain damgası yiyen Damat Ferit Paşa ve Diyap Ağaların yurdu olacaktır, Akiflerin değil.
GÜLENLER’İN SAFINA GEÇEN KORUGİLLER, AK-BABALAR VE DOĞANLAR
Bu halk, Erdoğan’a destek vererek Batı’yla aynı frekanstan yayın yapan yerli oryantalistlerin foyasını meydana çıkardı.
Batı’da “Siyasal İslam’ı” bir seçenek ve umut olmaktan çıkarmak için devreye sokulan stratejiler, bugün “Erdoğan düşmanlığı” ile sembolize ediliyor.
Eğer Erdoğan, Müslüman bir ülkeyi kalkındırıp onu bölgesi ve İslam dünyası için ilham kaynağı haline getirme “suçunu” işlemeseydi, hedef tahtasına dönüşmeyecekti.
Çünkü bir “siyah kuğu” işlevi gören Erdoğan , İslam medeniyetini “terörle” özdeşleştirip saf dışı bırakmak isteyenlerin küresel senaryosunu bozuyor.
Ama gel gör ki, Gülenler’in safına geçen Korugiller, AK-Babalar ve Doğanlar bu sömürgeci zihniyetin ocağına odun taşımakta bir beis görmüyor/görmedi.
Hem de “üç kuruşluk zahmetiye” karşılığında.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN