Gülen’in telefon görüşme kayıtlarından, Uganda’daki rafineri işinin cemaatin inisiyatifine verildiği ortaya çıktı. Cemaat de Koç’u öneriyor. Peki cemaate bir Afrika ülkesinde bu imtiyazı sağlayan güç ne?
Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki malikanesinden yaptığı telefon görüşmelerinin ses kayıtları internete bomba gibi düştü. Açıkça iş takibi yaptığı görülen Gülen’in, cemaat yetkilisiyle yaptığı telefon görüşmesinde, Uganda’daki rafinerilerin Koç Holding’e verilmesi isteniyor.
Gülen, “Uganda Devlet Başkanı’ndan haber geldi. Orada bir rafineri meselesi vardı. Onlara (Koç Holding) teklif edelim mi edelim” teklifine, “Onların dışında başkası öyle ağır bir yükün altına girebilir mi?” diye cevap veriyor.
İSRAİL – GÜLEN DOSTLUĞU
Peki nasıl oluyor da bir Afrika ülkesinin rafineri işi cemaat sermayesinin inisiyatifine veriliyor.
Gülen cemaatinin Uganda’da söz sahibi olabilecek gücü nereden geliyor.
Zurnanın zırt dediği yer de burası zaten.
Cemaat gücünü ne Türkiye’den ne de başka bir Müslüman ülkeden alıyor.
Biraz komplo teorisi kuralım, taşları yerine oturtalım. Ve soralım;
Bu güç İsrail olmasın!?.
Gülen grubunun İsrail devleti ve Yahudi lobileriyle son derece yakın ilişkileri malum. Hatta yadsınamaz. Mavi Marmara baskınında, Davos’ta, Filistinlilere yönelik katliamlarda cemaat duruşu net gösterdi.
UGANDA’DA EN ETKİLİ ÜLKE İSRAİL
Peki dönelim Uganda-İsrail ilişkilerine.
İsrail 1960’lardan bu yana Uganda’da son derece etkili. İki ülke arasında hem askeri hem ekonomik alanda sıkı bir işbirliği uzun yıllardır devam etmekte. İsrail-Uganda ilişkisinin en ilginç yanı ise, Siyonizm’in kurucusu Theodr Herzl’in Büyük İsrail’i kurmak amacıyla Yahudileri 1800lerin sonunda, Uganda’ya yönlendiren çağrıları.
Şimdiki Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni’nin de, iktidara gelmesinde İsrail’in büyük payı bulunmakta.
ASKERİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ EN SÜT SEVİYEDE
Zira, Temmuz 1976’da Devlet Başkanı İdi Amin, Filistinliler tarafından kaçırılan ve içinde İsrailli yolcuların bulunduğu uçağın Uganda’ya inmesine izin vererek olaya doğrudan karışmış, İsrailli özel kuvvetlerin düzenlediği operasyonda rehinelerin kurtarılmasıyla da uğradığı prestij kaybının ardından başlayan gerilla saldırılarına dayanamayarak ülke dışına kaçmıştı. Museveni de 1986’da devlet başkanı olmuştu.
Günümüzde de silah, donanma ve hava kuvvetleri konusunda büyük destek sağlayan İsrail, Uganda pazarında etkin rol oynamakta. Kendisinin de yaşadığı su ve gıda gibi konulara getirdiği teknolojik çözümler ile bu sektörlerde verimliliği arttırmayı hedefleyen İsrail, Uganda’da ekonomik ve siyasal olarak büyük güce sahip.
Netice itibariyle Uganda’da İsrail’in sözü geçer. Hocaefendi de “hizmet”lerini İsrail’den esirgemediği sürece değil Uganda, daha bir çok yerde inisiyatif sahibi olur!..
İşte Gülen’in, 14 Ekim 2013 tarihinde Gülen Cemaati yetkilisiyle yaptığı görüşme:
– Alo
– Fethullah Gülen: Efendim
– Efendim hürmet ederim. Bir iki husus vardı efendim, müsaade ederseniz arzetmek istiyordum.
– Fethullah Gülen: Buyrun
– Zatıalinizle görüştükten sonra geçen gün Mustafa Bey aradı, Koç. Sizin orada başkentteydi (Washington) bir süredir. “Aile içinde de teyit ettiler” dedi. “Memnuniyetle biz sponsor olmak istiyoruz buna” dedi. Kendisi de bizzat bulunmak istiyor efendim. Adnan Polat Bey de kendisini aramış efendim o görüşmeden sonra. Süleyman ağabey de teyit etti onu. Bu şekilde bilgi vermek istedim o konuyu.
– Fethullah Gülen: Evet iyi olmuş. Yani onların bulunması da iyi. Vakıa, onlara karşı da yukarıdan bir tavır var da. Fakat mali şeyleri karışık yoksa, problem olabilecek yanları yoksa, bir şey yapamazlar yani. Üzerlerine müfettişler salınsa bile bir şey yapamazlar.
– Rahat duruyorlar efendim.
– Fethullah Gülen: Evet. Zannediyorum tedbir aldılar. Haberdardılar.
– Evet Efendim. Teşekkür ettiler efendim o hususta. Davetiye taslağı gibi kendisini istişare makamında şeyler yapalım mı efendim? Temas yapalım mı bu konularda?
– Fethullah Gülen: İyi olur. Ama şey, Büyük Patron pek bilmesin. Onunla temasımızı çok bilmesin.
– Başüstüne efendim. O konuda zannedersem bir takip altındayız. Ben, bazı hususlar var. O gelen arkadaşlar, zatıalinizin o tarafa geldiler. Geçen başıma bir vakıa geldi. Onları aktaracağım efendim. Size de gelip aktaracağım. Zannedersem o konuda takip ediyorlar orayla alakalı.
– Fethullah Gülen: Doğrudur
– O gittiğimiz gün akşam bazı şeyler oldu da efendim. Telefonlar geldi. Bir de efendim bu Uganda Devlet Başkanı’ndan haber geldi. Orada bir rafineri meselesi vardı. Uzun süredir gündemdeydi. Çıkarmamışlardı. “Türkiye’den büyük bir firma getirirseniz memnun oluruz” dediler. Onlara (Koç Holding) teklif edelim mi edelim? Onların da ilgisi var bu konuya.
– Fethullah Gülen: Onların dışında başkası öyle ağır bir yükün altına girebilir mi?
– O yükün altına girebilecek bizim çevremizde pek bildiğimiz bir insan yok efendim. Türkiye’dekiler de büyükler efendim genelde içerde şeylere giriyorlar. Onlar “Sizin göstereceğiniz insanlarla ortaklık yapmak isteriz” gibi bir üslupları da var. İsterseniz biraz daha çalışalım, öyle şey yapalım.
– Fethullah Gülen: Öyle yapalım. Biraz da böyle dediğimizi yapacak, diyeceğimiz şeyleri derken rahat olabileceğimiz birisi olsa daha iyi olur. Olmazsa onları tercih ederiz.
“NAZİF BEY’İ DE SIKI TUTMAK LAZIM”
– Başüstüne efendim. Bir de efendim bu Mehmet Nazif Bey’in büyük bir işi vardı. Çinliler alacak gibiydi. Sonra başka iki işi onlara vermiş. O iş için dışişleri bakanı tekrar davet etti, “Bayram sonrası gelseniz” dedi, “Bu işi alabiliceğiz” dedi. O konuda nasıl yapalım? Gidelim mi Nazif Bey’le tekrar?
– Fethullah Gülen: Olabilir. Nazif Bey’i de sıkı tutmak lazım.
– Başüstüne efendim. Görüştük hacca gitmeden. Bir de efendim Twitter’da TUSKON’la alakalı bir kampanya yapıyorlar. Müspet gibi görünüyor ama farklı bir siyasi içerikten atıyorlar mesajları. Kapatılmayla ilgili malum gündem şeyleri söylüyorlar. O konuda müspet bir mail atıp, onun gündemimizde olmadığını, ülkemize hizmete devam ettiğimizi falan söyleyip… Çünkü yanlış insanları heyecanlandırır tarzları var. Böyle bir şey yapsak müsaade ederseniz.
– Fethullah Gülen: Kapatma ne?
– Daha önce bir Önder Bey Malatya mahreçli bazı haberleri geçmişti. İşte dershanelere karşılık TUSKON’un kapatılması gibi haberler geçtiler. Üzerinde durmadık o zaman.
– Fethullah Gülen: Onların elinde mi öyle bir şey yapmak?
– Yani mümkün değil efendim bu. Sivil toplum kuruluşu. Denetlerler. En fazla kamu yararımızı almaya çalışırlar elimizden ama kendi kayıtlı teşekkür ve takdirleri var. Her şeyi de bakanlıklarla müştereken yapıyoruz. Yani gayrıcebri bir şey olmazsa herhangi bir şey olmaz efendim.
– Fethullah Gülen: O zaman o yapmak istediğiniz şeyi yapın inşallah.
– Başüstüne efendim
“Habertürk Gazetesi’nde Gülen aleyhine hiçbir şey çıkamaz”
Fethullah Gülen’in telefon görüşmelerinde, Gülen Cemaati yetkililerinin, Habertürk Televizyonu ve Habertürk Gazetesi’nin sahibi Ciner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner’e baskı yaptıkları açıkça görülüyor.
Gülen’in, 1 Kasım 2013 tarihinde Gülen Cemaati yetkilisiyle yaptığı görüşme şöyle:
– Ali Sabancı’yla beraberdim dün Hocam. Çok Selamları var. Sağlığınızı sıhhatinizi sordu. En çok da o arayıp sordu bu süreçte. Ceyda Hanım bir mektup verdi. O da o şekilde telefonla olmayabilir dedi. Turgay Ciner Bey’e uğradık bugün. Hasan beyle bir köşe yazarının menfi yazı yazma durumu vardı. Onu öğrenmiştik. Kendisini aradık. Bizzat devreye girdi. “Bu gazetede aleyhinize hiçbir şey çıkamaz” dedi. “Hepsi bunların hizmet müessesesi” dedi. Büyüğümüzün (Fethullah Gülen) aleyhine de ben burda bir şey çıkartmam dedi. Öyle güzel bir görüşme geçti efendim kendisiyle.
– Fethullah Gülen: Çok iyi. Allah Razı olsun
– Bu dostlarımıza Uganda’dan ananas falan gelmiş. İşte efendim onlara göndermiştim. Bugün teşekkür mektubu yazmış o Koç. Adamı da aradım. Yardımcısıyla görüştük. Bu iftar meselesini de orada tekrar görüşürken Mustafa (Koç) Bey’in Adnan Bey Polat’ın aramasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti efendim. Ben Süleyman abiyle de paylaştım bunu, söyledim kendisine. “Herhangi bir şey olursa ben görüştüreyim, Federasyon Başkanı’nı da tanıştırdık zaten” dedim. “Siz arada kalacak olursanız bizim üstümüze atın en azından. Siz kötü olmayın Adnan Bey’le” dedim. Böyle bir şey çıktı ortaya hocam.
– Fethullah Gülen: Meseleyi çözün bence. Yumuşakça inşallah.
– Bir de efendim rafineri meselesini ben şeye götürmedim. Koç’a. Fatih Baltacı Bey o ortağı olan iki ayrı ülkedekilerle görüştü. İlgilenmiyorlar. Akın İpek Bey’e söyledim. O da ilgilenmiyor. Bu ayın 8’inde de müracaat etmek için son tarihi. Onlara bildirelim mi bunu Koç’a . Başka bir alternatif gelmedi aklımıza.
– Fethullah Gülen: Evet olabilir bence de. Gönüllerinize girmiş olursunuz.
– Başüstüne hocam.
– Hürmet Ederim. Allah’a afiyetler versin inşallah
(HABER 10)