FETÖ’nün “utanç davası” iddianamesinde birçok yolsuzluk ortaya çıktı. Bu usulsüzlüklerden biri de Seyfullah Gülen’e “cinsel gücü yerinde” raporu veren Prof. Dr. Güray Okyar’ın, “darbeci” iddiasıyla uzun süre dinlenmesi.
Erzurum’un Gez köyünde 2007 yılında yaşanan tecavüz skandalı, Paralel Devlet Yapılanması/FETÖ lideri Fetullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen ile iki oğlunun adı karışında örtbas edildi. O zaman 13 yaşında olan S.Ö. ilk olarak 11 yaşında bir komşusu tarafından tecavüze uğradı. 2007’de babası vefat ettikten sonra kimsesiz kalan S.Ö. aralarında Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen ile iki oğlunun da yer aldığı 92 kişinin tecavüzüne uğradı. S.Ö. 29.10.2007’de başından geçenleri polise anlatınca hukuk tarihine kara bir leke olarak düşen skandallar zinciri de o gün başladı. Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerinin bakması gereken olaya Ahlak polisi dahil olunca soruşturma eksik yürütüldü. S.Ö’ye tecavüz edenler arasında Seyfullah Gülen ile oğullarının ismi geçince savcılık dosyayı örtbas ederek rafa kaldırdı. 17-25 Aralık sürecinin ardından yapılan bir ihbarla tekrar açılan dosyadaki skandallar zinciri bir bir tespit edildi. Yeniden başlatılan soruşturma kapsamında o dönem olayı örtbas eden 16 polis hakkında şimdi dava açıldı.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 200 sayfalık iddianamede 92 kişinin tecavüzüne uğrayan S.Ö “mağdur” sıfatıyla yer aldı. İddianamede yasa dışı dinlenen Atatürk Üniversitesi Üroloji Ana Bilim dalı başkanı Prof. Dr. Güray Okyar, dönemin Erzurum Nene Hatun Kız Yurdu Müdürü Faruk İlhan, yurt görevlisiHakan Şahin ve Seher Küçük “müşteki” sıfatıyla yer aldı. Dönemin İstihbarat ve Ahlak Büro Müdürlüğü’nde görevli olan polisler Murat Koçyiğit, Abdullah Güler, M. Hilmi Sevimlican, İbrahim Nuhoğlu, Cengiz Çiçek, Aydın Ergün, Murat Önemli, Fatih Akeroğlu, Ünal Doğruel, Adem Baysal, Okan Ölmez, Hüseyin Keküllüoğlu, Ahmet Fatih Bayrakçı, Muhsin Pala, Sedat Ekinci ve Fethi Bünet ise “şüpheli” sıfatıyla iddianameye girdiler. Şüpheli polisler hakkında “Haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği”, “Suç uydurma” ve “Silahlı terör örgütüne üye olma” iddiasıyla 30 yıla kadar hapis istendi.
Ammar’ın adını İbo yaptılar
İddianamede, dinlenen ve fiziki takibe alınan kişilerin bildiklerini başkalarıyla paylaşıp paylaşmadığının öğrenilmeye çalışıldığı ifade edildi. Gülen’in tecavüzcüler arasında yer alan ve S.Ö.’nün adını “İbo Gülen” olarak ifade ettiği kişinin Gülen’in en küçük oğlu Ammar Gülen olduğunun bilinmesine rağmen ifşa edilmediği tespit edildi. Ammar Gülen’in kimliğinin sahte evrak düzenlenerek saklandığı ve polislerin amacın “ FETÖ/PDY kurucusu ve lideri Fethullah Gülen ile akrabalarını korumak için yapıldığı” anlatıldı.
Bekçi itiraf etti ama korundu
Seyfullah Gülen ile S.Ö’yü ilişkiye girdikleri sırada gördüğü ifade edilen bekçinin kimliğinin tespit edildiği ancak hiçbir teşhis yaptırılmadığı kaydedildi. Diğer 89 tecavüzcü de Fethullah Gülen’i korumak amacıyla hizmet için soruşturma dışı bırakıldı. Şüpheli polislerden Murat Önemli ve Abdullah Güler ifadelerinde “Aldığımız talimat gereği S.Ö’yü ve profesörü dinledik. Dinlemeleri İstihbarat Daire Başkanlığı’na ilettik” dediler. Tecavüze sesini çıkarmayan yurt müdürü Faruk İlhan’ın il dışına atamasının yapıldığı, 2008 yılının başlarında 2-3 ay içerisinde peşe peşe 4 disiplin soruşturması geçirdiği ve sonra başka bir şehre sürüldüğü kaydedildi.
Aylarca takip edildi
16 polisin FETÖ adına hareket ederek, Seyfullah Gülen ile iki oğlunu koruduğu anlatılan iddianamede bu girişimin “Talimat” alınarak yapıldığı vurgulandı. İddianamede, polislerin soruşturmayı yasa dışı dinleme ve şantajla örtbas ettikleri belirtilerek , Seyfullah Gülen’e “cinsel gücü yerinde” raporu veren şu an emekli olan Prof. Dr. Güray Okyar’ın “Organize suçlar kapsamında cebir ve tehdit yoluyla haksız ekonomik çıkar sağlayarak örgütlü bir faaliyet göstermek” ve “Ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozmak, görevlerini kısmen ya da engellemeye teşebbüs etmek, halkı silahlı isyana tahrik etmek, ülke ekonomisi ile ulusal güvenliğe zarar vermek, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgütlü bir yapı içerisinde faaliyet göstermek” gibi gerekçelerle uzun süre dinlendiği kaydedildi. Dönemin Başsavcıvekili Taner Aksakal’ın “Bana tecavüz edenlerden biri de Seyfullah Gülen’in oğlu” iddiasını araştırmayarak, Seyfullah Gülen lehine “cinsel gücü yok” raporu aldırmaya çalıştığı anlatıldı.
(Helin ŞAHİN-BUGÜN GAZETESİ)