Kurduğu istihbarat ağı ile devlet sırlarını ele geçiren Gülen, 28 Şubat sürecinde de istasyon şefi gibi çalıştı. BÇG’yi deşifre eden cunta belgeleri ve Gazi olaylarıyla ilgili rapor Başbakan’dan önce ona gönderildi.
ABD’de ikamet eden Fethullah Gülen’in Türkiye’deki kurumlara uzanmış derin kulağının çok eskiden buyana aktif olduğu ortaya çıktı. 1999 yılında yurtdışına çıkmadan önce Gülen, önemli olaylarla ilgili hükümetlerden çok önce istihbarat toplamış. 1995 yılında İstanbul Gazi Mahallesi’nde olaylar çıkacağını sözkonusu hadiseden 1,5 ay önce dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e raporlayan Gülen’in, daha sonra bu bildirimden pişmanlık duyduğu ve ‘Keşke televizyonda yayınlatsaydım’ dediği belirlendi.
12 Mart 1995’te Sultangazi’de meydana gelen ve tarihe ‘Gazi Olayları’ şeklinde geçen hadiselerden sonra bir grup Alevi vatandaşla sohbet toplantısında buluşan Fethullah Gülen, provokasyona ilişkin kendisine ‘bir dostu’ vasıtasıyla rapor geldiğini anlattı. Alevi vatandaşlarca görüntülü olarak kaydedilen ve ‘Ehli Beyt’ koduyla arşivlenen sohbette Gülen’in anlattıkları, devlette ‘paralel yapı’nın köklerinin oldukça eskiye dayandığını ispatlıyor. ‘Gazi’de olaylar çıkacağına ilişkin 20-30 sayfalık raporu Başbakan’a ve onun en yakınındaki isme sunduğunu’ söyleyen Gülen, sohbette olayı şu şekilde anlatıyor:
KEŞKE TV’YE ÇIKSAYDIM!
‘Hatta burada yine bir kısım istihbari raporlara dayanarak mezun muyum değil miyim bu hususun kapağını açacağım. Burada bir ukalalığımı da müsaade ederseniz, e bunca bu işte saçlarını ağartmış adamların ukalalığı olabilir. Ben iyi insan değilim. Gaziosmanpaşa hadiseleri olmadan evvel Türkiye’nin her yerinde böyle patlama olacağını 1,5 ay önce evvel ben devletin başındaki en yakınına verdim. Dedim ki; Türkiye’de bir şey planlanıyor. Raporu okuyun. Bir dostum verdi. Aleviliği oyuna getirmek istiyorlar. Türkiye’de bir kısım Alevi ocak ve bucaklarını kundaklayacaklar. Ve Avrupa’da bu iş için çıkardıkları mecmualar var. 1,5 ay evvel raporu verdim. 20-30 sayfalık rapor. Alevilerden bazı yerleri vuracaklar. Ve ‘Sünniler bizi vurdu’ diye Alevileri ayaklandıracaklar. Verdim ve bekledim ki devletin başındaki insanlar bu mevzuda bir çare ararlar. Fitneyi vaktinde önlerler. Sonra hata ettiğimi anladım. Mesela bu medyaya verilebilirdi. Bir Samanyolu’nda bir Ayna programında benim de şahsen o arkadaşı bulmamdan ötürü mütalaam alınarak değerlendirilebilirdi…’
OPERASYON TEŞEKKÜRÜ
Gülen, konuşmasının Gazi olaylarıyla ilgili bölümünün sonunda ise güvenlik birimlerinin başında bulunan birisini arayarak, tebrik ettiğini belirtiliyor. Gazi olaylarının cereyan ettiği 1995 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinde ünlü polis müdürü Necdet Menzir bulunuyordu. İşte Gülen’in sözleri: ‘Ve polis orada öyle civanmertlik sergiledi ki benim gözlerim doldu. Çünkü elinde silah olduğu halde kaçıyordu. Aferin dedim. Ve arkasından da işin başındaki adama telefon ederek şahsınızda, tebriklerimi sunuyorum, dedim. O da bana dedi ki hocam bizi ferahlattınız. Allah sizden razı olsun…’
Okyanus ötesinden adam takibi
Fethullah Gülen, 17 Aralık operasyonundan sonra yaptığı bir konuşmada, kendisine gelen bir istihbarat üzerine, şu anda önemli bir görevde olan devlet adamının bir hayat kadınına gitmesini önlediğini açıklamıştı. Kısa bir süre önce ‘Herkül.org’ isimli internet sitesinde yayınlanan bir konuşmasında Gülen, şu anda hayatta ve çok önemli bir görevde olan birisinin ‘alufte’ yani hayat kadını olan birisine gideceğinin kendisine telefonla iletilmesi üzerine o kişiyi uyararak bir komployu önlediğini itiraf etmişti.
Tansu Çiller’e mafya raporu
Fethullah Gülen’in sohbet konuşmasında, Türkiye’de olduğu 1990’lı yıllarda devletin resmi istihbarat birimleri tarafından hazırlanan raporların ilgili bakan ve Başbakan’dan önce kendisine sunulduğu anlaşılıyor. Gülen, bir grup Alevi ile yaptığı sohbette, bir soru üzerine dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e, ‘mafya raporu’ sunduğunu da itiraf ediyor. Gülen şunları söylüyor: ‘Başbakan ile görüşme dün oldu. Aksine orada konuşmalar madem Başbakan’dan konu açıldı. Konuşmalar esnasında benim ister yeraltı dünyası ile alakalı benim endişelerim mafya ile ilgili endişelerim ve bütün bu kötü oluşumların Başbakan’a fatura edildiğini ifade ettim kendilerine. Millete ‘devlet var’ dedirtmek lazım. Bunlar böyle cereyan ederse millet ‘devlet yok’ der, başka arayışlara girer. Bunu daha evvel de söylemişimdir. Dediğimde o da ‘hocam biraz itidalli davranmak lazım’ dedi.’
Deniz’de darbeden haberdardı
Derin kulak Fethullah Gülen’in istihbarat ağı bunlarla sınırlı değil. 28 Şubat sürecinde üstlendiği rol nedeniyle eleştirilen Gülen’in, cuntacı generallerin Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak kurduğu Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) çalışmalarından da önceden haberdar olduğu öğrenildi. Gülen’in, 28 Şubat sürecinde hükümete yönelik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda hükümete yönelik planlanan ve daha sonra kamuoyuna ‘Kadir Sarmusak Olayı’ şeklinde yansıyan darbe girişimini haber alarak, dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’e ulaştırdığı ortaya çıktı. (YENİ ŞAFAK)