Gazeteci ve yazarlara yüzlerce dava açan Fethullah Gülen’in 2000 yılında yazdığı bir kitapta kimseye dava açmama sözü verdiği ortaya çıktı.
17 Aralık operasyonundan bu yana gazeteci ve yazarları 600’e yakın tazminat davası ve yüzlerce ceza davası açan, her habere suç duyurusunda bulunarak gazeteleri yıldırmaya çalışan Fethullah Gülen’in aslında büyük bir çelişki içinde olduğu ortaya çıktı.
Açtığı tazminat davaları için yüzbinlerce lira harç yatıran, davaların büyük bir çoğunluğu takipsizlikle sonuçlanan Gülen’in aslında yıllar önce taraftarlarına, kimseye dava açmama sözü verdiği ve bu sözün bir kitabında yer aldığı öğrenildi.
2000 yılında Nil Yayınları tarafından basılan “Işığın Gördüğü Ufuk” isimli kitapta 217. sayfasında “kimseye dava açmayacağım” diyen Fetullah Gülen, kendisini sevenlere şu sözü veriyor: “Allah’a ait hukuka karışamam ama, bana ait hiçbir haktan dolayı kimseden davacı olmayacağıma söz veriyorum.”
(SABAH)
Ey site Sevilay gibi gülünç duruma düşüyorsunuz. Anlamıyorsunuz bari bir bilene örneğin Latife sorun sonra bu tarz haber yapın. Hocaefendi aynı şeyi BBC ye verdiği mülakatta da söçyledi. Biz bize ait hakları helal ediyoruz. Hocaefendinin iki yönü var biri şahsı diğeri camiayı temsil yönü. Siz ve paydaşlarınız saldırırken ikinci yöne saldırıyorsunuz. Tabiki meşru dairede hak aranacak. Kitaptaki beyan buna mani değil. Bir yalan bulmak için 2000 yılına ait kitaptan bir ifade alıyorsunuz ama yine çarpıtıyorsunuz. Peki hergün yalan üstüne yalan söyleyen siyasi kadrolar ve yamacısı havuzcular sizin durumunuz ne peki… Mesele nifak maalesef… Farkındayız. Allah biliyor. Zaman hükmünü şerh edecektir…
Sevilay’ı gülünç duruma düşürecek ben bir şey göremedim. Gülünç duruma düşen bir insanın mahkemeye verilir mi? Verilir diyorsan, kendin gülünç duruma düşmüşsün demektir.
Siteye yönelik saldırına Medya gündem takipçisi olarak ben cevap vereyim. Kitaptaki beyan buna mani değilmiş! Ama 2000 yılına ait bir kitap delil olarak gösterildi diye de hopluyorsunuz. Madem değil o zaman ne diye, neye itiraz ediyorsunuz ki? Her gün yalan üstüne yalan ne söylendi ki? Örnek versene! Sen kapı gibi belgeye yalan diyorsan, asıl yalanı sen söylemiş olmuyor musun? Ha deki dün öyleydi, bu gün böyle dersen anlarım, ama elle tutulan gözle görülen bir belgeye yalan diyorsan inandırıcılık diye bir şey söz konusu olamaz. Saçmalamışsın derim.
Medya Gündem, günlerce hocanızın kızı olduğuyla ilgili yayın yaptı, ne oldu? Tık yoktur. Çıkıp ispatlasana, ispatla bizde senin tarafına geçip Medya Gündem’e verip veriştirelim. Hadi hodri meydan! Bak hocan ne diyor; ‘Hep sen haklı görüneceksin, alem sana haklı diyecek, hukuki müesseseler sana haklı diyecek, efkar-ı amme sana hak verecek. Nesi vardı bu insanların diyecek. Sizi böyle salya atıp gezen kuduz köpek gibi gösteriyor adamı. Adam 10 defa deniyor sizi, nabzınızı tutuyor, kalbinize bakıyor… Allah Allah diyor bir de bu adam için şöyle derler nesi var bu adamın?’.
Aynen hocanın taktiğiyle, hep haklı görünmeye çalışıyorsunuz, aleme, hukuki müesseselere haklı dedirtmeye çalışıyorsunuz, amma beceremiyorsunuz. Beceremezsiniz de! Onu tek bir kişi becerir, oda; tek ceketi olan ağlayan adam becerir. Dünyayı inandırır. Gelmiş geçmiş tüm aktrisleri, figüranları bile kıskandıracak kadar maharetlidir.
Eeeee, nede olsa taktik sahibi de kendisidir.
Gelin burada hakaretsiz her türlü tartışmayı yapalım, belki bizleri ikan edip kazanırsınız. Hodri meydan! Küfür yok, hakaret yok! Buyurun er meydanına!