MEDYAGUNDEM.COM- Dün MEDYAGÜNDEM’in telefonu çaldı:
– Ben Hakkaniyet Hukuk Bürosu’ndan arıyorum. Bugün Nurullah Albayrak bir basın açıklaması yaptı. O açıklamasında “Barolar Birliği göreve” demedi. Siz açıklamayı çarpıtmışsınız.
– Nasıl yani? Siz haberi okudunuz mu?
– Okuduk. Nurullah Albayrak’ın öyle bir sözü yok.
– Arkadaşım sen rahatsız mısın, iyi misin? “Barolar Birliği göreve” diyen MEDYAGÜNDEM. O bir MEDYAGÜNDEM analizi… Nurullah Albayrak’ın öyle söylediğini diyen de yok, neyin peşindesin sen?
– Başlıktaki o ifade öyle bir algıya yol açıyor.
– Senin algı sorunun varsa biz ne yapalım?
Derken, telefonda sert bir tartışma….
Dün bir analiz yayınladık ve Türkiye Barolar Birliği’ni göreve çağırdık.
Fetullah Gülen’in avukatı Nurullah Albayrak’ın son dönemde hukukçu kimliğinin dışına çıkıp ısrarla siyasi mesajlar vererek, ülkenin Cumhurbaşkanı’na, Başbakanı’na, polisine, savcısına, hakimine, gazetecisine ayar vermeye kalkışmasını sorguladık.
Ama dün Nurullah Albayrak’ın hukuk bürosundan MEDYAGÜNDEM’e gelen telefon aklımızı başımızdan aldı!
Düşünün sivil iktidara karşı darbe yapan, ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Genelkurmay Başkanını, tüm kabineyi, iş dünyasını, gazetecileri dinleyen, yabancı gizli servislere satan bir örgütün avukatları şimdi de gazetecilere nasıl başlık atması gerektiğini söyleyecek kadar pervasızlaştılar.
Düşünün Gülen örgütünün ele geçirdiği devlet düzeninde Hitler bile unutulur! Nasıl başlık atacağımıza müdahale eden kafa daha neler neler yapmaz siz düşünün!
İşin diğer yönü karşımızda hiçbir şeyi normal bir algı içinde göremeyen, tuhaf bir kafa var.
Kocaman başlık atmışız;
“Avukat mısın CHP’li siyasetçi mi?”
Sonra yazmışız;
“Şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayar vermeye kalkıştı!”
Albayrak’ın hukuk bürosundaki genç şakirt, bu kadar laf arasından “Barolar Birliği göreve” cümlesini seçip, “Bizim öyle açıklamamız olmadı, çarpıtmayın” diye tepki gösterdi.
Gülen’in hukuk bürosunun algı ayarları sorunu olduğu açık.
MEDYAGÜNDEM’i susturmak için uzun süredir uğraş veren Nurullah Albayrak sanırız şimdi bizi “bitirecek” formülü buldu!
Çünkü böyle bir “algı” ve böyle bir “zeka” karşısında verdiğimiz bütün mücadele anlamını yitirdi! Bu “zeka” ile mücadele edilmez çünkü o kafanın acilen tedavi edilmesi şart.
Okuduğunu anlamayan, etrafını bozuk bir algı üzerinden değerlendiren bir “hukuk bürosu” bırakın Fetullah Gülen’i kendini savunamaz.
Buradan Pensilvanya’ya çağrıda bulunuyoruz.
Fetullah Gülen seni bitirirse bu avukatlar bitirir, haberin ola!
Biz Barolar Birliği’ne çağrı yaptık ama Nurullah Albayrak’ın biletini sanırız Pensilvanya kesecek!
NOT: Bizi arayan telefondan geri dönüş yaptık, sahiden de Nurullah Albayrak’ın hukuk bürosu çıktı. O kadar şaşırdık ki, hani birisi kafa mı buluyor diye merak ettik.
Zavallılar gafayı yemişler! Okuduğunu anlamayan zeka fukaraları! Okuduğunu anlamıyorsa, okuduğuyla nasıl amel edecek ki? Şimdi bunların din anlayışlarının ne olduğunu, olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Maazallah! Millet bunlara din anlayışınızı gözden geçirin diyorsa boşuna mı diyor? Kandırılması kolay bir kesim değil mi? Önüne ne konursa tamam Hodjam diyebilecek bir güruhmuş değil mi? Yazık! Peşine takılanlar için son derece üzüntülü bir durum değil mi? Türkiye, dünya, olimpiyat birincileri, ikincileri, üçüncüleri ahlınızı pendir ekmekle mi yediniz? Başka katık bulmadınız mı? Ya sıvı! Beyninizin sorgulama bölümünü ahıl çarpıcısına mı kaptırdınız? Emaneti geri almayı-istemeyi düşünüyor musunuz? Hodja osurursa Cemaatin ne yapacağına-yapabileceğine-yaptığına-yapmak isteğine…tipik bir örnek bu olsa gerekir.
Haşhaşın gözüne gözüne, sulunun dibine dibine de vurmak bu olsa gerekir. Haşhaş+Kolonya+İspirto, ayağı düştünüz be!
Adam devletin kurumlarını, güvenlik memurlarını isyana teşvik, darbeye teşebbüs ettirecek girişimlerde bulunuyorsa, okuduğunu da anlamayacak kadar zavallı olmasını normal karşılamak gerekir. Hukuki bir ifadeyle; ‘Hukuki Ehliyetinin’, ‘Hukuki Yeterliliğinin’ olup olmadığının araştırılması gerekli bir vak-a olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Hayırlı olsun! Kasaptan, Marketten, Hırdavatçıdan diploma alanlara! Okkası nağadar dı?
Lafı uzatmayalım! Atasözleriyle konuşalım;
Akıl gibi zenginlik, bilgisizlik gibi yoksulluk, edep gibi miras, danışmak gibi arka olamaz.
Akıl olgunlaştıkça söz azalır.
Akıl gurbette yakın bulmaktır; ahmaklık yurtta gurbette düşmektir.
Akıllının sanısı, cahilin algısından daha doğrudur.
Akıllının dili gönlünün ötesindedir, ahmağın gönlüyse dilinin ötesinde.
Âlim ölü olsa bile diridir, cahil diri olsa bile ölü. (Yemin olsun aynen öyle, yanına imzamızı attık)
Allah bir kulu alçalttı mı, ona bilgi başarısını men eder.
BATILA YARDIM EDEN, HAKKA ZULMEDER.
Bilmeyenin konuşması kadar, bilenin susması da çirkindir.
Bilgi kadar zenginlik yoktur. Cehalet kadar yoksulluk yoktur.
Bilgin, değerini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişidir. Akıllı, davranışına dayanır, câhil, emeline dayanır. Bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür.
Bilgin kişinin bilgisinden dolayı şükrü, bilgisiyle amel etmesi ve o bilgiyi, müstahak olana belletmesidir.
Bilgisiz kişiyi, bir işte, bir fikirde ya pek ileri gitmiş görürsün, ya pek geri kalmış. Öyle değil mi Nurullah?
‘tenku veri maç’!