Mavi Marmara katliamının ardından Fetullah Gülen’i eleştiren Gürcü tıp öğrencisi Beslan Mukhtarov’un başına gelmeyen kalmadı. Birdenbire terör şüphelisi oldu, yurda girişi yasaklandı, okula gidemedi, ülkesinde çobanlık yaptı. Sonunda Suriye’ye gitti, bombalar altında can verdi.
Azerbaycan Türklerinden Gürcistan vatandaşı Beslan Mukhtarov’un hikayesi, devlet kurumlarını ağ gibi saran paralel örgütün, bir dönem hedefine koyduğu insanların hayatına nasıl kastettiğini gözler önüne serdi. ÖSYM’nin sınavında üstün bir başarı elde eden ve herkesin ‘dahi’ gözüyle baktığı Mukhtarov, doktor olmak için memleketi Telavi’den kalkıp İstanbul’daki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne kaydını yaptırdı. Doktor adayı Mukhtarov’un öğrencilik hayatında her şey yolunda gidiyordu; ta ki 2010 Mayıs’ında Gazze yolundaki Mavi Marmara gemisinde Türk vatandaşlarını öldüren İsrail’i ve Fetullah Gülen’in açıklamalarını eleştirinceye kadar.
TEM ŞUBE SORGULADI
2010 yılında ÖSYM’nin hazırladığı sınavda soruları yüzde 100 doğru cevaplayan Beslan Mukhtarov, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne kaydolduktan sonra Zeytinburnu’ndaki Aziz Mahmud Hüdai Vakfı’na ait bir yurtta kalmaya başladı. Mavi Marmara gemisinin baskına uğraması sonrası paralel örgüt lideri Fetullah Gülen’in İsrail’i savunan sözlerini eleştiren Mukhtarov, okulda örgüte yakın öğrencilerle tartışmaya girdi. Burada paralelin ‘öğrenci imamlarınca’ hedef tahtasına konulan Mukhtarov çok geçmedi, hakkında ‘terör’ şüphesiyle soruşturma başlatıldığını öğrendi. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi ekiplerince sorgulanan Mukhtarov, paralel örgüt üyesi polislerin baskısıyla, kaldığı yurttan da atıldı.
SORGUDA ‘İHH’ SORULARI
Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, Mukhtarov hakkında bir rapor hazırlamış, onu ‘terör’ şüphelisi yapmış ve sözkonusu raporu dönemin TEM Şube Müdürü Yurt Atayün’e göndermişti. Bir kez de Atayün tarafından sorgulanan genç doktor adayı, paralel örgüt üyelerinin o dönem cirit attığı İstanbul Emniyeti’nde çok ilginç sorularla karşılaştı. Beslan, o güne dek adını yalnızca medyadan duyduğu bir kurum olan İHH İnsani Yardım Vakfı hakkında asılsız ithamlarda bulunmaya zorlandı. 24 yaşındaki tıp öğrencisi, 2011 yılında okulu ara tatile girince başına geleceklerden habersiz memleketi Gürcistan’a gitti. Bu yolcuktan sonra bir daha Türkiye’ye giriş yapamadı.
GİRİŞ YASAĞI KONULDU
Her şeyden habersiz Sarp Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye girmeye çalışan Mukhtarov, ülkeye alınmadı. Ona ‘giriş yasağı’ konulmuştu. Memleketinde olduğu sırada Türkiye’de ‘terör şüphelisi’ olan bir kişiyle aynı uçakta yolculuk yapmış olması Mukhtarov’un suçlu ilan edilmesine yetmişti. Paralel örgüt, ‘El Kaide ile ilişkili’ diye fezleke hazırladığı zanlıların arasına Mukhtarov’u da eklemiş, genç doktor adayının diğer zanlılarla irtibat halinde olduğunu iddia etmişti. Polis fezlekesi sonrası Gürcü tıp öğrencisine açılan soruşturmanın altında ise Ergenekon savcılarından Ufuk Ermertcan’ın imzası vardı.
BİR DAHA GELEMEDİ
Masum olduğunu ispat etmek için savcıya ifade vermek isteyen Mukhtarov, Türkiye’ye gelmek istese de bir türlü başarılı olamadı. Bu arada İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Mukhtarov’un ‘teröristliğine’ ilişkin hiçbir delil bulamayınca, 6 ay sonra dosyayı takipsizlikle sonuçlandırdı. Beslan’ın masum olduğu, takipteki kişiyle aynı uçakta seyahat etmenin dışında herhangi bir ilişkisinin olmadığı belirlendi. Fakat genç tıpçının kabusu bitmek bilmedi. Beslan, hukuken masum olduğu ispatlanmasına rağmen bu sefer de güvenlik bürokrasisinin kurbanı oldu. Takipsizlik kararının üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen ona bir daha giriş izni verilmedi.
TÜRKMEN DAĞI’NDA BOMBALAR ALTINDA CAN VERDİ
Paralel örgüt soruşturmalarından şuan tutuklu bulunan Yurt Atayün ve Erol Demirhan imzalı ‘gizli’ ibareli evraklarla ‘ülkeye giriş yasağı’ konulan tıp öğrencisi Beslan Mukhtarov, Türkiye’ye gelemeyince okulunu da yarıda bırakmak zorunda kaldı. Yasağın kaldırılmasına ilişkin başvuruları, suçsuz olduğu kanıtlanmasına rağmen kabul edilmedi. ÖSYM sınavında birinci olan Mukhtarov, tüm kapıların yüzüne kapanması üzerine, memleketi Gürcistan’da bir süre çobanlık yapmak zorunda kaldı. Daha sonra Türkmen Dağı’nda insanların öldürülmesine kayıtsız kalamayan Mukhtarov, 3 ay önce soydaşlarını savunmak üzere Suriye’ye gitti. Tıp bilgisiyle oradaki yaralı muhaliflerin tedavilerine yardımcı olan Mukhtarov, geçtiğimiz günlerde Rus jetlerinin bombaları altında can verdi.
ANNESİ DE ÖLMEK ÜZERE
Gürcistan’daki annesi, paralel yapının ülkeye giriş yasağı koydurup oğlunun hayatını karartmasından sonra kalp krizi geçirmişti. Oğlunun ölümüne dair Suriye’den gelen acı haber ise, anne Tamamgül Mukhtarov’a son darbe oldu. Kanser hastası olduğu öğrenilen acılı annenin yoğun bakıma alındığı, durumunun kritik olduğu öğrenildi.
(Yeni Şafak)