Tahşiyeciler kumpasında kullanılan bombaların, Poyrazköy’de bulunanlarla aynı seriden olması Paralel Yapı’nın ‘silahlı terör örgütü’ olduğunun delili olarak gösterildi. Ergenekon operasyonunu yürüten ve paralel yapı soruşturmasından tutuklanan dönemin TEM Müdürü Ergüder, benzerlik için ‘bilgim yok’ dedi.
Fethullah Gülen hakkında İnterpol’e gönderilecek dosyada paralel yapının silahlı bir terör örgütü olduğu anlatıldı. Dosyada ayrıca, Tahşiye grubuna yapılan operasyonda ele geçen el bombalarının Poyrazköy’dekilerle aynı seriden olması yapının “Silahlı terör örgütü” olduğunun delili olarak gösterildi.
17 Aralık 2013 yargı darbesi girişimiyle deşifre olan paralel yapıya yönelik soruşturma sürüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürttüğü soruşturma kapsamında Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkartıldı. İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin çıkardığı yakalama kararı gereği Adalet Bakanlığı üzerinden İnterpol’e başvurularak Gülen’in Türkiye’ye iadesi istenecek. Savcılığın Gülen hakkındaki dosyayı tamamlayarak Adalet Bakanlığı’na sunduğu belirtildi.
Her kumpasa aynı seri bomba
Gülen örgütünün neden silahlı olduğuna dair bilgi ve belgelere yer verilen dosyada, 22.1.2010’da Tahşiye grubuna yapılan operasyonda ele geçen silahlı mühimmatın Gülen grubunun emniyet içindeki uzantılarının kumpas operasyonlarında kullandığı mühimmat olduğu aktarıldı. Bu tespitin delili olarak da dosyada şunlara yer verildi: “Tahşiyeciler grubuna ait olduğu iddia edilen bir adet stok no: 1365-27-000-4080 imal tarihi 2004, kafile no: 1-?1, 1 adet MKE renkli sis kutusunun Ergenekon terör örgütü kapsamında 21.4.2009’da Poyrazköy’deki aramalarda ele geçen bir adet şeffaf poşete sarılmış vaziyette bulunan MKE yapımı stok no: 1365-27-000-4080 ibareli renkli sis kutusuyla aynı seriden.” Bombaların kardeşliği, 14 Aralık operasyonuyla tutuklanan İstanbul Terörle Mücadele eski poli şefi Tufan Ergüder’e soruldu. “Bilgim yok” diyen Ergüder, o dönem Ergenekon operasyonlarını yürüten ekibin beyin takımındaydı.
Medya, ekonomi, bürokrasi…
Ergenekon soruşturmasında Poyrazköy’de ele geçen mühimmatın Tahşiye kumpasındaki mühimmatla benzer seriden olması, örgütün bu mühimmatları kendi çıkarları kapsamında “cebir, şiddet, tehdit ve irtira” amacıyla kullandığını ifade edildi. Dosyada, “Hizmet Hareketi olarak bilinen medya, ekonomi, bürokrasi alanlarında kanun ve nizamlara aykırı oluşan silahlı suç örgütü” olarak tanımlanan Gülen örgütünün yargı ve emniyet içindeki uzantılarının kanun dışına çıkarak 17 Aralık 2013’te yasa dışı soruşturmalara imza attığı anlatıldı.
ERGENEKON BOMBALARI HER YERDE
Ergenekon soruşturmasının fitilini yakan Ümraniye’de ele geçen 27 adet el bombalarıyla Türkiye’nin 13 ilinde çeşitli zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerdeki bombaların aynı kafile ve stoktan olduğu tespit edilmişti. Ergenekon sanığı Fikret Emek’in Eskişehir’de anne annesinin evinde ele geçen bombalarla Türkiye’nin 5 ilinde değişik eylemlerde kullanılan bombalar aynı kafile ve stok numaralarına sahipti. Ayrıca Ankara’da Ergenekon sanığı Ahmet Cinali’ye ait el bombasıyla aynı fünye grubunda 2 olay ve aynı gövde kafile numarasında da 1 olay tespit edilmişti.
GÜLEN HAKKINDA 3 SUÇLAMA
Önümüzdeki günlerde Gülen’in iadesine yönelik hazırlanan dosya Adalet Bakanlığı üzerinden İnterpol’e sunulacak ve iade işlemleri için çalışmalar resmen başlamış olacak. Savcılığın hazırladığı dosyada, ilk olarak Gülen’in lideri olduğu belirtilen paralel yapının neden bir silahlı örgüt olduğu anlatıldı. Yakalama kararında Gülen’e 22.1.2010’da Tahşiye grubuna yönelik olarak “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “Cebir tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve 21.1.2014’te “iftira sonucu mağdurların hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırıma uğramasına neden olma” suçlamaları yöneltildi.
‘ANAYASAL DÜZENE KARŞI SUÇ İŞLENDİ’
Paralel örgütün yıllarca yaptığı dinlemeler İnterpol’e gönderilecek dosyaya suç delili olarak konularak şu ifadelere yer verildi: “Özellikle Emniyet Müdürlüğü içinde görev yapan örgüt üyeleri hiyerarşik yapı dışına çıkarak, ayrı bir hiyerarşik yapı oluşturarak yasa dışı örgütlenme oluşturdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadrolar ele geçirilerek etkisiz hale getirilmeye çalışıldı. Mahiyeti gereği silahlı olarak Emniyet müdürlüğü bünyesinde oluşan bu örgüt ‘terör örgütleriyle mücadele’ adı altında Anayasal düzene karşı suç işlemiştir.”
(HELİN ŞAHİN/STAR)