Paralel Suç Örgütü’nde çözülme hızla sürerken Pensilvanya medyası dağılmayı önlemek için her yola başvuruyor. Zaman gazetesinin İsrail yönetimiyle sıkı ilişkileriyle tanınan yazarı Kerim Balcı, bugünkü yazısında Paralel Suç Örgütü’nden ayrılmak isteyenleri Cehennem ateşiyle korkuttu. Haşhaşilerden bu yana tarih boyunca bütün kapalı ve sapık dini toplulukların başvurduğu yöntemi kullanan Kerim Balcı “Cehennemin kasıp kavuran sıcaklığını görseydiniz ayrılmazdınız” dedi.
Hızla dağılan Paralel Suç Örgütü, son çare olarak dini argümanları suistimal etmeye çalışıyor. Paralel Suç Örgütü’nde çözülme hızla sürerken Pensilvanya medyası dağılmayı önlemek için her yola başvuruyor. Zaman gazetesinin İsrail yönetimiyle sıkı ilişkileriyle tanınan yazarı Kerim Balcı, bugünkü yazısında Paralel Suç Örgütü’nden ayrılmak isteyenleri Cehennem ateşiyle korkuttu.
GÜLEN’DEN FARKLI DÜŞÜNENLERİ “MÜFTERİ” İLAN ETTİ
Yazısının başından sonuna kadar yeryüzünde dinin tek temsilcisi olarak Paralel Suç Örgütü’nü gösteren Kerim Balcı, kendilerinden farklı düşünen herkesi “müfteri” ilan etti. Gülen’in kalan az sayıda masum gönüllüsünün de çözülmemesi için cehennem ateşi ile korkutan Kerim Balcı, akıllara tarih boyunca bu tür korkularla müridlerini kendisine bağlayan sapık tarikatları getirdi.
GÜLEN ÖRGÜTÜNÜ CEHENNEMDEN MUAF TUTTU!
Daha önce de Filistin’deki İslami grupları İsrail’e karşı direnmemeleri gerektiğini ifade eden yazılarıyla büyük tepki toplayan Kerim Balcı, Gülen’in son samimi gönüllülerini cehennem ateşiyle korkuttuğu yazısı şu cümlelerle bitiyor:
“Bugün nöbet mahallini terk edenler, Cehennem’in kasıp kavuran sıcaklığını görselerdi, kendilerini korkutan dünya cebbarlarının yapabileceklerine sivrisinek ısırığı kadar değer vermezlerdi. Sûr’un ölüleri titretip ayağa kaldıran sesini duysalar, ahiretlerine taalluk etmeyen tehditler karşısında korkmaz, kükrerlerdi…”
Kendilerinden farklı düşünen herkesi Cehennem ile korkutan Kerim Balcı, Gülen örgütünü bu tehlikenin dışında tutması da tam bir “haşhaşi mantığı” olarak yorumlandı.
GERÇEK NUR TALEBELERİ: “BU SAPIK BİR MANTIK!”
Görüşüne başvurduğumuz gerçek Nur talebeleri ise Kerim Balcı’nın bu sapık mantığına sert tepki gösterdi. Risale-i Nur’da “Mesleğim haktır veya daha güzeldir, demeye hakkın var. Yalnız hak benim mesleğimdir, demeye hakkın yoktur.” denildiğini belirten Nur talebeleri, “kendisi dışındaki herkesi münafık ilan eden, kendi gruplarından ayrılanları ‘hak yoldan sapmış’ olarak gören dini grupların sonu helak olmaktır.” dedi ve şöyle devam etti; “Gülen örgütü de işte bu süreci yaşıyor. Yıllarca yaptıkları zulmün cezasını çekiyorlar. Şimdi de dini kullanarak insanları son kez kandırmaya çalışıyorlar. Maddi bağımlılıkları nedeniyle inanmadıkları bir adamın peşinden gidiyorlar. Dikkat ederseniz o kadar inanmışlar ki cehennem ateşini kendilerine hiç kondurmuyorlar. Ayrılanları cehennemle korkutuyorlar. Kur’an’da ismi geçen 25 peygamberden böyle bir söz işitmedik. Bunlar o kadar pervasızlaştılar. Gerisini siz düşünün… “
Herkes bunların ne olduğu bilmekle beraber Kerim Balcı Cehennem’in kasıp kavuran sıcaklığını, ölüleri titretip ayağa kaldıran sesini birkaç defa yaşamış gibi sallamışsın lan! İşiniz gücünüz Allah C.C ile kulunu korkutup terör örgütü FETÖ’ye sığındırmaya çalışmaktasınız ulan! Allah bunları sizden sormayacak mı sanıyorsunuz? Allah’ın diniyle Allah’ın kullarını korkutup, kandırıp kendinize malzeme yapmaktan başka ne yaptınız ulan?
Din mafyası mantığıyla müslüman avına çıkmışlar. Akılları sıra cennet onların tekelinde. Dilediklerini içeri alıp diğerlerini cehenneme gönderecekler! Bu kafayla ancak, aklı kıt ve iradesi zayıf, akidesi sallantılı şakirtleri kandırırlar.
Yüce dinimizin çignenmedik kaidesini bırakmadılar. Ne kadar gayrimeşru ve çirkin fiil varsa hepsini irtikap ettiler. Üstelik “abiler veya hocaefendi böyle uygun görmüşse bir hikmeti vardır” algısı oluşturarak haram-helâl kavramlarını da tersyüz edip işi iman dairesinin sınırlarına kadar dayandırdılar. Hezeyanlı beyinleriyle kendileri dışındaki herkesi yanlış yolda, kendilerini ise fırka-i naciye zannediyorlar. Tekfirciler ve/veya cennetten tapu dağıtanlarla aralarındaki mesafe hızla kapanıyor.
Herhalde pensilvanya imamını da Tabakat-ı fukahanın, velayet ve ictihad makamlarının en üst seviyesinde, sahabe ayarında görseler gerek.
Bu durumda sapıtma kaçınılmaz oluyor.
Dinin sınırlarını zorladıkları durumlarda (şakirtlerin cahilliğini de fırsat bilerek,) ya zorlama yorumlara, tevile kaçacaklar, ya da “mezhep imamları hocaefendiden daha mı iyi bilecek? ” deyip gemi azıya alacaklar.
Bu fitneler çağında yüce Rabbimiz C.C. herkese hakkı hak bilip ittiba etmeyi; batılı batıl bilip ictinap etmeyi nasip etsin.
Bir zamanlar dini bir cemaat olduğuna inandıkları yapının artık CIA ve Mossad adına gerek fiili operasyon (Tahşiye operasyonu, 7 Şubat, 17-25 Aralık, MİT tırlarının durdurulması, Dışişleri konutu, Başbakanlığın dinlenmesi ve düşmanlara servis edilmesi vs) gerekse algı operasyonu yapmak suretiyle yüce dinimiz İSLAM’a, dünya Müslümanlarına ve özellikle de dünya Müslümanlarının tek ümidi olan devletimize ve milletimize kastettiği delilleriyle beraber ortaya çıkmasına rağmen hala bunu görmezden gelen ve o yapı içinde ısrarla kalmaya devam edenler artık masum değillerdir.
Bunlar kendilerine yeni bir din, yeni bir ilah edinmişlerdir. Benim inanmış olduğum Rabbim bunların ilahından münezzehtir. Çünkü bunlar Kur’an-ı Kerim’in hükümlerine bilerek ve isteyerek muhalefet etmektedirler.
Benim Rabbim: “Yahudi ve Hırıstiyanları kendinize dost edinmeyin, onlar ancak birbirlerinin dostudurlar.” buyururken onlar Yahudi ve Hırıstiyanları kendilerine en samimi dost, ne kadar Müslüman varsa onları da kendilerine düşman ilan ettiler. Hamas’ı terör örgütü olarak gören, Mısır da firavun Sisi’yi desteklerken, ülkemizde ise camileri ahır ve hatta pavyon yapmış olan CHP’yi desteklemektedirler. Rabbimin azabını tadacak olanlar işte bu sapkınlardır. O hain yapının içinde hala devam edenler kendi çok acıklı sonlarını hazırlamaktadırlar. Çünkü münafıklık kafirlikten daha tehlikelidir.