Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında Türkiye ordusunun sınırötesi operasyonu üzerinden ihanete devam eden Paralel örgüte sert bir yazı kaleme aldı. Paralel örgütün en serinkanlı isimlerinin bile Bülent Keneş gibi iğrenç yazılar kaleme aldığını söyleyen Taşgetiren, “bir camianın batışını izliyoruz” dedi. Taşgetiren Gülen örgütünün “Bülent Keneş’leştiğini”, “Keneş dili”ne mahkum olduğunu yazdı. Oysa o üslup “Kenef dili” demek sanırız meseleye küçük bir MEDYAGÜNDEM katkısı olsun. İşte Taşgetiren’in o yazısı:
Operasyon onlara karşı mı yapıldı yoksa?
Fethullah Gülen bir açıklama yapsa ne derdi acaba? Mesela Mavi Marmara olayında sergilediği tavrı mı ortaya koyardı?
Ya da Keneş onun adına da mı yazıp çiziyor?
Zaman gazetesi Şah Fırat’ın “yorum”unu ona yaptırmış. O da oturmuş, Cumhurbaşkanına Başbakan’a ağzına geleni söylemiş.
“Türk Silahlı Kuvvetleri, elbette ki en samimisinden tebriği hak ediyor”muş! Operasyon “Planlama, stratejik zamanlama ve en az kayıpla icra bakımından tam bir askeri başarı hikayesi” imiş. Yağlar kalemden taşıyor.
“Erdoğan, Davutoğlu ve çevresindekiler”in payına ise “muhteris siyaset çetesi” tanımlaması düşmüş.
Camia böyle bakıyor Şah Fırat Operasyonuna.
CHP ve MHP ile aynı çizgide. Orada da bir “Bozgun söylemi” almış başını gidiyor.
Aklı başında herkes ise, operasyonun gerekliliğini ve uygulanış şeklinin doğruluğunu ifade ediyor:
Siyasi irade de doğru karar verdi, Asker de doğru icrada bulundu. Zaten gerek karar safhasında gerek uygulanış seyrinde siyasi irade ile Asker arasında bir farklılık söz konusu değil. Ne siyasi irade Asker’i gölgeliyor ne Asker siyasi iradenin süreç içindeki rolüne bir şey diyor.
CAMİA BUNLARI YAPMAKTAN BİLE KAÇINMIYOR
Ama Camia, muhalefetten bile farklı olarak, Hükümeti vurmak için “Asker’e oynama” politikasına yönelmekten kaçınmıyor.
Asker Keneş’i ya da Camia’nın Bugün versiyonunda, “Askeri açıdan oldukça başarılı bir operasyon gerçekleştirildi” diye yazan Erhan Başyurt’u okuyacak ve “Helal olsun Gülen örgütü Hükümeti vurmuş ama Asker’i takdir etmiş, biz de onları sevelim” diyecek. Bu da müthiş bir operasyon değil mi?
İlk cümleyi tekrar edeyim:
Fethullah Gülen bir açıklama yapsa ne derdi acaba?
Bu “Keneş dili”ne mi itibar ederdi?
HÜKÜMETİ VURMA POTANSİYELİ BULDUKLARI HER KONUDA…
Camia’nın sorunu, Camia olarak ayrı bir politika oluşturup, bunu Devlet’e empoze etme, başarılamadığı takdirde de içerden muhalefet etme noktasında toplanıyor.
Şu anda devlet içinde empoze yolları tıkandı, üstelik devlet Camia’nın “Paralel yapı” oluşturma girişimlerine karşı etkin mücadeleye başladı, onun için müthiş bir öfke var ve Hükümete vurma potansiyelini buldukları her defasında, “Türkiye için iyi olan – olmayan ayrımı” yapmaksızın çamurlu bir dil ile, ya da en çamurlu dil ile çığırtkanlığa soyunuyorlar.
Dış politikayı onlar yapmalıydı!
Öyle bağımsız politika falan iddiasında bulunulmamalıydı.
Stratejik derinlik sizin neyinize idi!
Kıvrılıp kalmalıydınız size çizilen sınırlar içinde.
AHMET DAVUTOĞLU HAYALCİ. PEKİ SİZ NESİNİZ?
Camia, küresel bir iddianın peşindeydi oysa. Asya’da da çalışmaları vardı, Amerika’da, Avrupa’da, Afrika’da da…. Birileri onlara “Rusya’da ne işiniz var!” diye sormuştu bile. “Siz Amerikan casusu musunuz?” “Amerikan casusu” değil idiyseniz ne idiniz?
Sahi ne işiniz vardı Orta Asya Türki Cumhuriyetlerde? Afrika’da okul açmak “Hak rızası” için ise, Hak rızası neyin nesi idi? Stratejik derinlik değilse, Hak rızası derinliğinden mi söz etmek gerekiyordu?
Ahmet Davutoğlu hayalci idi. Osmanlı hayalleri peşinde koşmuştu. Peki siz neyin peşinde koşmuştunuz Afrikalarda? “Zamanın Başbakanı” ya da eski zamanların Cumhurbaşkanları sizin bütün coğrafyalardaki faaliyetlerinize kol – kanat gererken hangi hayalin peşinde koşmaktaydılar?
Ana muhalefetin, yavru muhalefetin tepkileri tam bir hikaye. Dostlar muhalefette görsün tavırları.
Ama Camia’nın tavrı tam bir cinayet. Tam bir kendini inkar. Tam bir zihin alaborası. Tepe kadrosunun yüreklerindeki kin her türlü makuliyetin dışında tepkilere yol açıyor. İşi “Keneş üslubu”nda noktaladılar.
CAMİADA GÜLEN YOK. HERKES BÜLENT KENEŞ OLDU
Şu anda Gülen yok Keneş var. Bakıyorum herkes Keneş’leşiyor. Bir Allah’ın kulu çıkıp da “Yahu biz Keneş miyiz?” diye sormuyor.
Ben, Camia tabanının mesela bu konuda, tepeden gelen tepkilerle bütünleşeceğine asla ihtimal vermiyorum. Tepe çıldırdı, Mavi Marmara’dan bu yana tam bir çılgın dil tedavül ediyor.
Çılgın…. İsrail yanlısı, Amerikan yanlısı, AB yanlısı, ama asla Türkiye yanlısı değil.
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Hükümet Ak Parti hükümeti olduğu müddetçe de, bu zehirli duruştan kurtulmaları zor görünüyor.
Batsın bu dünya!
CAMİANIN BATIŞINI İZLİYORUZ
Üstünde Erdoğan, Davutoğlu dolaşıyor, orayı Ak Parti yönetiyorsa.
Halka müthiş öfke duyuyorlar, halk Erdoğan’a, Davutoğlu’na destek veriyor diye…
Bir Camia’nın batış seyrini izliyoruz her olayda.
Şah – Fırat Operasyonu Camia’ya karşı mı yapıldı yoksa?
En çok onlar rahatsız oldu da…
Star