Gülen grubuna yakınlığıyla bilinen Koza Altın’ın çevre etki değerlendirme oyunu, yanıbaşındaki un fabrikasını vurdu. Siyanür yüzünden müşterilerini kaybeden un fabrikası sahibi de dava açtı.
Paralel yapıya yakınlığıyla bilinen Koza Altın İşletmeleri’ne, Nevşehir-Kayseri il sınırındaki Himmetdede Mahallesi’nde bulunan altın madenine ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporu alabilmek için yakınındaki un fabrikasını gizlediği ortaya çıktı. Madenin yakınındaki un fabrikasının sahibi “Altın üretmek için ekmeği öldürüyorlar. Hileyle alınan ÇED raporuna iptal davası açtık, yürütmeyi durdurma bekliyoruz” dedi. Koza Altın İşletmeleri’ne ait altın madeninin bölgede koruma altında olan hayvanları da tehdit ettiği ve hayvan ölümlerine neden olduğu belirtiliyor.
DİĞER FABRİKALAR HİÇ YOK
Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Himmetdede Mahallesi’nde 2 yıl önce kurulan Koza Altın İşletmeleri’ne ait altın madeninin kısa süre önce aldığı ÇED raporu için hileye başvurduğu ortaya çıktı. Madenin hemen yanında bulunan un fabrikasının sahibi Mustafa Erdem, Koza şirketinin ÇED raporu alabilmek için un fabrikasını gizlediğini öne sürdü. Koza Altın İşletmeleri’nin raporu alabilmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderdiği harita ve evraklarda un fabrikasının görülmesin diye çok küçük gösterildiğini belirten Erdem şunları anlattı: “Kendi tesislerinin bekçi kulübesini bile haritada gösteren şirket, un fabrikasını o kadar küçük bir şekilde vermiş ki haritayı ancak 250 katı büyüttüğünüzde ‘UN fb’ gibi bir yazıyla karşılaşıyorsunuz. Bu durumu şirkete ihbar ettiğimizde, bize 10 metre sağlık koruma bandı oluşturduklarını ve halihazırda üretim yapılmadığını söylediler. Oysa faaliyet raporlarında üretim yapıldığı yazılı. Koza Altın böyle bir hileye gitmiş. Bu şirketin yakınındaki un fabrikası ve çekirdek işleme tesisi ise haritada hiç gözükmüyor. Altın üretmek için ekmeği öldürüyorlar. Hileyle alınan rapora iptal davası açtık yürütmeyi durdurma bekliyoruz.” Un fabrikasının sahibi Erdem bölgedeki 3 köyün de büyük tehlike altında olduğunu söylerken, diğer un fabrikasının sahibi Sinan Korkmaz ise doğada yaşayan hayvanları ölü bulmaya başladıklarını, son olarak 2 tilki ve bir tavşanın öldüğünü söyledi.
YABAN HAYATI OYUNU…
Koza Altın İşletmeleri’nin üretim denemesi yaptığını ve siyanürün havuza döküldüğünü söyleyen Korkmaz, “Yaban hayvanlarının ölü bulunmasıyla birlikte kuşkularımız iyice arttı. Şu anda suyumuzu kullanamaz hale geldik” dedi. Koza Altın İşletmeleri’nin ise ÇED başvuru dosyasında, “Bölgede 7 memeli, 14 kuş, 2 sürüngen, 1 kurbağa ve 70 böcek türü tespit edilmiştir. Bu türlerden Anadolu tarla sincabı ‘Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nce (IUCN) yakın tehdit altında değerlendirilmektedir. Ancak proje alanı hali hazırda tarım alanı olarak kullanıldığı için popülasyonu oldukça düşük seviyededir. Proje alanı çok geniş tarım alanları içerisinde kaldığı için kuş türleri açısından oldukça fakirdir” diyerek, bölgede koruma altındaki hayvan sayısını düşük gösterip yetkilileri yanılttıkları anlaşıldı. Un fabrikası sahipleri, altın madeninde tam üretime geçilince 1 olan açık ocak sayısının 4’e çıkacağı, üretimin artacağı, üretim sırasında kullanılan suyun saatte 126 bin litre olarak yeraltı kuyularından çekileceği, bu sırada yer altı sularına siyanür karışma riski olduğunu da söyledi.
‘Tüm müşterileri kaybettik’
Kayseri 2. İdare Mahkemesi’ne raporun iptali davası açan ve yargılama sonuna kadar yürütmeyi durdurma kararı verilmesini isteyen Mustafa Erdem, “Bu şirketin ekili tarlalar da var. Siyanürle çalışma yapan şirketin yakınında olduğumuz için müşterilerimizi tek tek kaybettik. 30 yıldır işlettiğim fabrikaya kilit vurma noktasına geldim. Yıllardır düzenli olarak ürün verdiğim 2 müşterim aylardır sipariş vermiyor. Bazıları da maden işletmesi kapanmadığı sürece bizden ürün almayacağını söylüyor” dedi.
Bu ilk vukuatları değil
Koza Altın İşletmeleri A.Ş’nin Gümüşhane Mastra’da altın işletmeciliği yapmak için köylülerin rızası olmadan mezarları kazıp taşıdığı mahkeme kararıyla tescillenmişti. Koza’nın işletme müdürü de 1 yıl hapis cezasına çartırılmıştı. Ayrıca aynı şirketin Başbakanlık’ın ‘ret’ kararına rağmen Eskişehir Sivrihisar’a bağlı Karakaya Köyü’nde merayı gasp ettiği de raporlarla ispatlanmıştı. (SABAH)
Daha bunlar ne ki? Araştırıldıkça daha ne pislikleri, alavereleri-dalavereleri çıkacak göreceğiz! Devlete attıkları madik bunlar ne ki dedirttirecek boyutlarda olduğunu göreceğiz. Doğru dürüst hiçbir denetim yapılmadan devlete göstermedikleri altının miktarı tonlarla ifade edilecek boyutlarda olduğunu çalışanları bir gün itiraf edecektir. Hırsızlığın-kaçakçılığın boyutu Milyar $ larla anca ifade edilebilir. Bu madenler her ne kadar Akın İpek’in (KOZA) gözükse de, asıl sahibi paralel yapılanmadır. Paralel yapılanmanın Türkiye’de ki en büyük gelirlerinden birisi bu altın madenleridir. Haram yemiyorlar, buna bende inanıyorum, hamutuyla yutuyorlar, hamutuyla yutulan haram lokma nasıl yensin ki, çiğnemeden indiriyorlar, yemeye kalksalar görülecek-bilinecek ama yutarsan kimsenin farkına varmayacağını bildikleri için hamutuyla indirip, geviş getiriyor hırsız oğlu hırsızlar.