Cemaatin tetikçisi Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu bugünkü ‘Turşu’ başlıklı yazısında AK Parti’nin seçim zaferini hala sindiremediğini gözler önüne serdi, halka ağır hakaretlerde bulundu. Geçmişte de Bekir Coşkun ‘Göbeğini kaşıyan adam’, Yılmaz Özdil de ‘Bidon kafa’ diyerek halka ağır hakaretlerde bulunmuştu.
Tetikçi Emre Uslu yazısında, Gülen örgütünün 17 Aralık darbe girişiminin 30 Mart’ta halkın sağduyusuyla başarısızlığa uğramasını ‘Halk pislikten rahatsız olmadı’ gibi skandal cümlelerle örtbas etmeye çalıştı.
Uslu yazısında ‘Halkımız kendi kendinin bile turşusunu kurmuştur. Bir tür kavanoz içinde yaşar. Kavanozundan çevreyi izlesin ister ama olanları duymak, hissetmek istemez. Kendi konforlu alanından, kavanozunun içinden, kavga izlemeyi çok sever ama kavgaya karışmak istemez’ diyerek halkı aşağıladı ve tercihleriyle dalga geçti.
İşte Uslu’nun o skandal yazısı;
Turşu
30 Mart seçimlerinde en büyük hatamız halkın duymak istediğini değil halka duyurmak istediğimizi anlatmaya çalıştık. Bizim halk muhafazakârdır. Çok büyük krizler olmazsa hâlinden memnundur. Kanaatkârdır sabreder, şükreder isyan etmez, hatta itiraz bile etmez.
Halkımız değişimi macera, devrimi delilik olarak görür. ‘İcat çıkarma’ der. ‘Otur oturduğun yerde, neyin eksik’ der.
Bizim halkımız o kadar muhafazakârdır ki en beğendiği gıdayı taze taze yiyip zevkini çıkarmak varken, turşusunu kurar, yarına saklar. En sevdiği altınlarını yastık altında saklamak da, en sevdiği hamsinin turşusunu kurmak da aynı muhafazakâr duygunun yansımasıdır. Sevdiği her şeyin turşusunu kurar. En sevdiği şeydir turşu kurmak, çünkü eline avucuna ne geçerse korumak ister.
Hatta halkımız kendi kendinin bile turşusunu kurmuştur. Bir tür kavanoz içinde yaşar. Kavanozundan çevreyi izlesin ister ama olanları duymak, hissetmek istemez. Kendi konforlu alanından, kavanozunun içinden, kavga izlemeyi çok sever ama kavgaya karışmak istemez.
‘O kavanozun içinde seni mutlu edeceğim’ diyen siyasetçiyi, ‘o kavanozdan çık sana daha geniş dünya vaat ediyorum’ diyen siyasetçiye tercih eder.
Seçimlerde Cemaat de muhalefet de halkın duymasını istediği şeyleri değil, halka duyurmak istediği şeyleri söyledi.
Cemaat halkın elinden tutup kavanozdan çıkmasını, gerçekleri görmesini, etraftaki pis kokuyu hissetmesini ve tavır almasını bekledi. Halk pislikten rahatsız olmak istemedi.
AKP ise kavanozun kapağını kapatıp, dışarıdaki pis kokunun içeri girmesini önlemeye çalıştı. Hatta Twitter’i, YouTube’u kapatarak halkın gözünü de bağlayıp pisliği göstermek istemedi. Bunu da ‘bak pis koku sana gelmiyor’, ‘seni o kavanozun içinde mutlu ediyorum, bak maceraya gerek yok, bunlar kavanozunu kıracaklar’ diye ikna etti.
Halk kavanozun dışında ne tür oyunlar çevrildiğini kısmen görüyor ama pis kokuyu duymak, hissetmek istemiyor. Küçücük kavanozunun içinde çevresini seyretsin, kavgaları izlesin ama kavgaya karışmasın istiyor.
Bizim halkımız turşu gibi uzun vadede dönüşümü sever kısa vadede değişimi değil. Bu yüzden tüm devrimci girişimler başarısız olmuştur.
Halkımızın değişimden beklediği, turşu kavanozlarının değişimidir. Uzun süre aynı kavanozda tutulan turşu kokuşur. Hele de kabın ağzı açılıp kapatılmışsa, kokuşma şişenin içine sinmişse, turşuları oradan çıkarıp başka kaba koymak gerekir. Bu da öyle kolay olacak şey değildir. Turşusunun üstü biraz küflense, idare edecek durumdaysa idare edilir. Zira kapları değiştirmek de öyle kolay değildir, risklidir. Ya tuzunu tutturamazsan, ya tadı bozulursa vs…
Siyaset de turşu gibidir. Kapağı açılıp kapandıkça, yukarıdan başlar küflenme…
Son seçimlerde benim gibi analistlerin yanılmasının en büyük nedeni, turşu felsefesini unutmamızdan kaynaklandı. Konserve turşu ile idare eden bizler halkın turşu kurmaya devam ettiğini unuttuk. Turşu kuran halktan, konserve yiyenler gibi davranmasını bekledik…
Bu yüzden halk, ‘Cemaat senin kavanozunu kıracak, devleti yıkacak’ diyen siyasetçiyi, ‘o kavanozdan çık, pisliği sen de hissedersin’ diyen cemaate tercih etti.
Oysa bir kişiyi kendi kavanozundan çıkarmanın ne kadar zor olduğunu en iyi Cemaat’in bilmesi gerekiyordu. Zira bir kişiyi ikna edip, kavanozundan çıkarıp dünyanın değişik yerlerine göndermenin ne kadar zorlu bir süreç gerektirdiğini en iyi Cemaat bilir.
Sanırım Cemaat, oyu kullanma davranışını değiştirmenin, insanların dünya görüşünü değiştirmekten daha kolay olduğunu düşündü. Alternatif bir turşu kavanozu da gösteremedi. Buradan çık şuraya gir diyemedi…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin en büyük kozu, anlatabilirse, halkımızın turşu felsefesidir. Erdoğan ‘turşunun kabını değiştireceğim’, ‘başkanlık sistemi getireceğim’ diyor çünkü…
(stargazete.com)
Zavallı Emre haşhaşı çok kaçırıp Yılmaz Özdil’in Bidon’una turşu kurmaya çalışmış, bazen bunlar nasıl o köşeleri kaptılar, nasıl doktora yaptılar diye düşünüp kendi kendime hayıflanırım.
Haklıyım da!
Turşunu ne olduğunu bilmeden olaya Turşu, Salata, Cacık olan Emre eyi dinle, senin tarzın ve malzemenle sofrayı kuralım.
Lahana lahanadır. B12 vitaminini doğal yolardan veya organik olarak alman için dünyada sadece lahanayla, lahananın da turşusuyla elde edersin. Başka hiçbir malzemeyle B12 vitaminini organik olarak elde edemezsin.
Aaanadın mı?
Et yiyip de ben pastırma yedim diyebilir misin? Pastırmada etin çemenlenerek tahnit edilip kurutulmasıyla yani bir nevi çemenle kavanozlanmasıyla oluşmaz mı?
Bu konuyu mayalanmadan fermantasyondan tut da sayısız örnekleme mümkünken turşu olayı sadece bu ülkeye, bu millete mahsus bir sofra malzemesi gibi görmeye, göstermeye çalışıp ve turşuyu getirip siyasete, poltikaya, ülkeye ihanete bağlayamaya çalışan zavallının anal listliği de bu kadar olsa gerekir.
Yazık yazık, bu paralel yapılanmanın elinde kafası gerçekten çalışan birileri var diye düşünürdüm. Alayı gerzekmiş de haberimiz yokmuş!
Zağara bak;
‘Halkımız değişimi macera, devrimi delilik olarak görür.’ İmiş!/Lan olum anahtar teslim İsrail uşaklığını halkımız çok iyi gördü ve gereğini yaptı.
Bizim halkımız o kadar muhafazakârdır ki en beğendiği gıdayı taze taze yiyip zevkini çıkarmak varken, turşusunu kurar, yarına saklar./Bu konuda gerekli izahatı yukarıda yaptım. Sakla samanı gelir zamanı diyen atalarımızın elini bırakayım ayağını öpem. Bak sakladık samanı geldi zamanı, buyur Emre doya doya ye!
Bir tür kavanoz içinde yaşar./ Kavanozun içinde yaşamak bok çukurunda yaşamaktan daha kaliteli değil mi?
Kendi konforlu alanından, kavanozunun içinden, kavga izlemeyi çok sever ama kavgaya karışmak istemez./ Bunlara göre kahpeliğin, şerefsizliğin adını kavga koyanlar, eyyy size soruyorum, hangi kavgada vardınız? El alemin çocuklarını ölüme gönderip arkasından gülerken kendiniz gerçekten kavga mı ettiğinizi sanıyordunuz? En son Taksim Kalkışması gibi! Cemevi projeleriyle Alevi vatandaşlarımız kandırıp, kullanarak ortalığı kan gölüne çevirme projeleriniz gibi!
‘O kavanozun içinde seni mutlu edeceğim’ diyen siyasetçiyi, ‘o kavanozdan çık sana daha geniş dünya vaat ediyorum’ diyen siyasetçiye tercih eder. miş! Tabi Cennet vaat eden Feto dururken ne diye siyasetçiyi tercih etsin ki? Feto’nu devre mülk cennet payeleri dururken siyasetçiyi tercih etmek tabii ki yanlış olur. Değil mi Emre?
Seçimlerde Cemaat de muhalefet de halkın duymasını istediği şeyleri değil, halka duyurmak istediği şeyleri söyledi. Halk AK Partiden duymak istediği duydu ve tercihini yaptı, duyurmak isteğiniz osuruktan tayyare laflara karnım tok dedi.
Cemaat halkın elinden tutup kavanozdan çıkmasını, gerçekleri görmesini, etraftaki pis kokuyu hissetmesini ve tavır almasını bekledi. Halk pislikten rahatsız olmak istemedi./ Güleyim bari, Keh Keh Kehhh, güldüm bilem! Tenakuza bahele! Cemaat halkı kavanozdan çıkarıp pis kokuyu hissettirmek istiyor ama vatandaş kavanozdan çıkmayıp pislikten rahatsız olmamış! Hah Hah Haaaa! Afyonu, Haşhaşı fullemiş! La ne diyon sen? Saçmalığın ötesinde olduğunu biliyor musun? Gafayı yemiş! Çelişkiye gel çelişkiye! Kih Kih Kihhhhh! Iggghhh ıggghhhh! Bunu yazan çok namlı bir üniversitede doçente haaaa!
AKP ise kavanozun kapağını kapatıp, dışarıdaki pis kokunun içeri girmesini önlemeye çalıştı./Çelişkisini böylede devam ettiriyor. Emre gurbet sana yaramamış, gafayı yemeden tıpış tıpış gelip hesap ver. Tımarhanelerde bu sıralarda sana yer olmadığını bilmen gerekir.
Halk kavanozun dışında ne tür oyunlar çevrildiğini kısmen görüyor ama pis kokuyu duymak, hissetmek istemiyor./Manyak la bu, her satırı ayrı bir saçmalık, ayrı bir tenakuz-çelişki işte!
Sıkıldım bu manyağın saçmalığından
Yürüüü lan, senin saçmalıklarınla uğraşacak kendini gibi birini bul! Yürrrü!
Asil kendisi gerizekali.Halkimiz tursuyu neden kurar bunu bile bilmez. Yazin o taze sebze ve meyveler yenilir. yazin kurulan tursuda kisin yenilmek icindir. Cunku kisin o meyve ve sebzeleri bulmak imkansizdir ama kendisinin beyni tursu oldugundan bu kadar basit seyi bile bilemiyor zavalli.
Bu mal, kışın silaj ve saman yiyen, yazında merada yayılan cinsten olduğu için yaşamını kendi penceresinden tanımlamasını normal karşılamak gerekir.
emre denilen hıyar turşusu niye bizi kandiramadilar diye merak ediyorsa şunu iyi anlasın:
bu millet kendisinin de aralarinda bulundugu topsakalli hiyar tursularinin baglantilarini ve amaclarini iyi bildigi icin liderine, partisine ve gelecegine sahip cikti.