Burhan Kavuncu, kendisini ‘İran ajanı’ olduğunu iddia ederek hedef alan STV ve Bugün Gazetesi’nin haberleri hakkında açıklama yaptı.
Yazar Burhan Kavuncu, uzun zamandır kendisini ‘İran ajanı’ olarak hedef alan ve son günlerde bu kampanyaları sıklaştırarak söz konusu iddiaları her gün defalarca ekranlarına ve sayfalarına taşıyan STV, Zaman ve Bugün Gazetesi’nin haberleri hakkında bir açıklama yaptı.
İşte o açıklama:
“Yaklaşık 10 aydan beri, önce sosyal medya üzerinden başlatılan, bir süreden beri de STV(Samanyolu TV), Bugün ve Zaman Gazetelerinde devam ettirilen bir kampanyada açıkça ismim ve görüntülerime yer verilerek hedef alınmaktayım. Bu yayınlarda birçok devlet yetkilisi, siyasetçi, yazar ve STK mensubu ile birlikte benim ismim de İran ajanı, etki ajanı, Acem uşağı gibi yaftalamalarla zikredilerek açıkça hakaret, iftira ve hedef gösterme fiili tekrarlanmaktadır.
Yalan ve çarpıtmalara dayalı bu kampanyaya cevap vererek muhatap olmak istemezdim. Ancak ben sessiz kaldıkça, giderek artan dozda bir haksızlığa uğramaktayım. Ayrıca “Acem uşakları” gibi çirkin bir ithamı, ayırımcılık/ırkçılık içeren bir hakareti kabullenmem mümkün değil.
Geçtiğimiz haftalarda STV’de bir tartışma programında, arkasından Bugün ve Zaman’da çeşitli haber ve yazılarda aynı iddia tekrarlanmış. Geçtiğimiz hafta da STV’de gösterilen “Acem Oyunu” isimli ‘belgesel’de fotoğraflarım yayınlanmış ve Gültekin Avcıoğlu’nun yazılarında adım geçiyormuş.
Cemaate yakın yayınlarda, takipsizlik kararı verilen Selam Tevhid Örgütü dava dosyasındaki dokümanlara istinat ettiği izlenimi verilmektedir. Ancak hazırlık soruşturması safhasındayken yani soruşturmanın gizli olması gereken bir süreçte, Twitter ve YouTube’da Acem Uşakları başlığı altında yayınlanan iddia ve iftiralar, şimdi STV, Zaman ve Bugün grubu tarafından tekrarlanmaktadır. Soruşturmayı yürüten savcı ve polis memurlarının ellerindeki dokümanları sosyal medyaya servis ederek suça ortak oldukları anlaşılmaktadır.
Benimle ilgili iddiaların dayanağı isminin Nasır Gaffari olduğu söylenen bir kişi ile bir kaç dakikalık görüşmem. Dönderip dönderip yaklaşık 10 aydır bunu yayınlıyorlar. Ne görüştüğüme dair hiç bir şey yok. Görüşmenin içeriğine dair kayıtlar da mutlaka ellerindedir ama bunlara kasıtlı olarak yer vermiyorlar.
Türkistan-Der (Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği) Genel Başkanı olduğum için Özbekistan, Tacikistan, Afganistan vb. uyruklu birçok insanın problemleriyle ilgilenmekteyim. Görevim gereği her gün tanımadığım birçok insanla görüşüyorum. Ajansam ne görüştüğümü de yazsınlar. Ayrıca,
1-Gizli bir görüşmeyi neden Üsküdar meydanında, yüzlerce kameranın önünde yapayım?
2-Konuşmanın tamamı ellerinde olduğu halde neden hepsini yayınlamıyorlar; özellikle telefonda, benimle görüşmek isteyen şahsa: “Ben sizi tanımıyorum Özbekistanlı mısınız”, “derneğe buyrun orada görüşelim”, “Ben her gün vapurla karşıya geçiyorum Üsküdar veya Eminönü’nde görüşebiliriz” dememe rağmen bu cümlelerim neden yayınlanmıyor? Çünkü oluşturmak istedikleri algıyı bozacak.
3-İçişleri Bakanı Sayın Efgan Ala (o zaman Başbakanlık Müsteşarı idi) beyle konuşmamız sadece damadım Furkan Torlak’ın gecikmiş olan tayini hakkında olduğu halde benim Sn. Bakanı yönettiğim algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Meşru olmayan bir şey mi istemişim, kendileri hiç mi devlet yetkililerinden bir talepte bulunmamış? Hakkımız olmayan bir şey mi istemişim? Ayrıca Türkiye’de bulunan Türkistanlı soydaşlarımızın problemlerini ileten görüşmelerimiz de oldu. Başka bakanlarla, bürokratlarla da görüştüm. Bunları da kaydetmiş olmaları lazım. Neden diğerleri değil de sadece Efgan beyle olan bir görüşme yayınlanıyor?
4-Başlarda “bizim tapelerle ilgimiz yok” diyen cemaat şimdi alenen üstlenmiş oldu. Bu işleri yapan, izin veren, destekleyenlerde hiç mi kul hakkı, yalan, iftira kavramı, Allah korkusu kalmamış?
İftira, yalan ve hakaretlere başvurmaktan kaçınmayanlara karşı, kişilik haklarımı koruyacağımın bilinmesini istiyorum.”
Paralel ihanet şebekesinin en belirgin özellikler:
1-Yalan
2-İftira
3-Şantaj
4-Montaj
5-İhanet
6-Kendi alçakça çıkarları için vatanını ve milletini satmak
7-Müslüman görünüp Müslümanları vurmak.
8-Harcamak istedikleri Müslümanlara akli dengesi bozuk muamelesi yapmak.
9-Kendi suçlarını örtbas etmek için karşısındakileri aynı suçla suçlamak.
10-İsrail, ABD ve İngiltere adına ajanlık faaliyeti yürütmek.
11-Müslümanlardan daha çok himmet toplayıp, zenginleşmek ve bu gücünü Ülkesini yıkmak, Müslümanları kâfirler karşısında mağlup duruma düşürecek faaliyetlerde bulunmak.
Bunlar aşikar olarak görünüyor. Hiç bir şüphe yok, ama kendisinin isminin başında Prof, Doç, Dr. gibi unvanı bulunan aklını satmışlar dahi bunu göremeyecek kadar akıllarını Pensilvanyalı haine satmış durumdalar. Önce ikaz edip uyardık, sonra dua ettik, ama yine aynı ahmaklığa devam ediyorlar. Bundan sonra diyeceğimiz şu ki Allah’ı bırakıp Pensilvanyalı Kardinale tapanlar için yaşasın cehennem.
milletimize geçmiş olsun bu mikrobun aşısı çıktı ve kurtulduk! yakında bu mikrop kara tarih sayfalarındaki yerini alacak…baş HaşHaŞin kıvranıyor ama boşa…
YAhu kardesim tam 9 aydir yakindan takip ediyorum , nasil belge cikacak diye iki adamin bulusmasindan gayri hic bir sey yok, ne ses kaydi nede bir suc unsuru, ayni konular islenip duruyor, ve bundanda azili katilmis gibi bahsediliyor ustune belgesel olusturuluyor, eger bu kadar ise tukurmek gerek yuzlerine,!!! Benim anlamadigim bu kisilerde neden bunlara dava acmaz,,hos acsalarda yarginin durumuda ortada,, ben olsam AIHM kadar goturuum isi,, Iftira ile bunlar her bir ferdi 9 koyu birbirine katar!! Allah serlerinden korusun !!! Lakin tek mucadele herkezin hakkini korumasidir, susmamasi, medya, gazete, dava. partiler. halk herkez heryerde anlatsin!!
bunlardan başka herkes acem uşağı,hain.bu yavşakların atmıyca iftira yok.hayır milletinde zekasına hakaret ediyorlar.bu maklubeci savcı ve polisler olmasa çoktan iran sınırları içinde olacaktık haberiniz yok.kalkmış eleştiriyorsunuz.adamlar sekarad dan direkt bilgi alıyo ona göre hareket ediyor.