Gülen örgütüne dair çarpıcı detaylar veren Prof. Dr. Cevdet Akbay, yapının milyarlarca dolarlık sıcak paranın peşinde olduğunu söyledi.
Gülen örgütü ile ilgili bugüne kadar yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Fayetteville State Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Cevdet Akbay, örgütün darbe girişiminin bir amacının da Türkiye’ye gelen sıcak paraya el koymak olduğunu iddia etti.
HEDEF EKONOMİYİ ÇÖKERTMEK
Haber10’a konuşan Prof. Akbay, 17 Aralık darbe girişiminin ekonomiyi de hedef aldığını belirterek, “28 Şubat Süreci’nin ekonomiye maliyetinin 300 milyar dolar olduğu söyleniyor. 17 Aralık darbe girişiminin maliyeti de neredeyse buna yakın” dedi.
Ergenekoncuların “ekonomi çökerse, terör de tırmanırsa AK Parti’den kurtulabiliriz” sözlerini hatırlatan Prof. Akbay, Paralel yapının da ekonomiyi çökerterek AK Parti’yi çökertme yoluna gittiğini belirtti.
MİT’e ait TIR’ların durdurulmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Cevdet Akbay, “Kayıt dışı parayı kasıtlı olarak “kara para” olarak gösteriyorlar” dedi. Prof. Akbay, Suriye’ye gitmekte olan tırların bile “kayıt dışı para taşıyor” ihtimaline karşı durdukları söyleyebiliriz dedi ve ekledi:
MİT TIRLARI NEDEN DURDURULDU?
“Özellikle, AK Parti hükümetinin verdiği güvenden dolayı, Türkiye’ye gelen sıcak/kayıt dışı paranın 100 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Kayıt dışı parayı kasıtlı olarak “kara para” olarak gösteriyorlar; doğru değil. Mesela, emeğimize karşılık aldığımız ücreti bankaya yatırmak yerine yastığın altında saklarsak, o para kayıt dışı olur; kara para değil. Kayıt dışı para helal paradır, haram değil.”
GLOBAL GÜÇLER RAHATSIZ OLDU
“Kayıt dışı para hemen hemen her ülkeye girer, çıkar. Türkiye’ye 10 milyar dolar kayıt dışı paranın giriş yaptığı dönemde ABD’ye bunun yaklaşık on katı giriş yapıyor. Bu ekonomiyi canlı tutar; manipülatif operasyonları dengelemek için kullanılır. Bu da, ekonomiyi çökerterek hükümeti çökertmek isteyen global güçleri rahatsız ediyor haliyle. Bu kayıt dışı paranın tespit edilmesi görevini Paralel Yapı’ya verildi. Paralel Yapı’ya mensup görevlilerin “kamyonlar dolusu parayı yakalayamadık” ifadesi, peşinde oldukları paranın rüşvet ve yolsuzluk parası değil, kayıt dışı para olduğunu gösteriyor. Zaten, 100 milyar dolar rüşvet parası olmaz. Bu kadar paranın rüşvetle toplanması bin yılı bulur! Hatta denebilir ki, Suriye’ye gitmekte olan tırlar bile “kayıt dışı para taşıyor” ihtimaline karşı durdukları söylenebilir.”
(HÜLYA ÖZKAN GÜNAYDIN/HABER10)
Paralellerin hedefe koydukları kişi ve gruplara her türlü çirkin ve alçakça saldırıları pervasızca yapabilmelerinin gerisindeki temel motivasyon gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor.
Akılları sıra yapılan işin ulvi (!) bir hedef ve gayeye hizmet ediyor olması; bu amaca ulaşmak için yapılan fücuru meşru, hataları mübah görmelerine yol açıyor. Bu nisbette kullandıkları vasıtalar gayrimeşrulaştığı gibi, tutumları da olabildiğince müptezelleşiyor.
Bu tutumun kaynağında islâmî ilimlerin ve tasavuf geleneğinin hilafına; makyavelist bir felsefe ve muharref hristiyan ve yahudi şeriatinin etkilerini görmek daha akılcı olur.
Kendilerini dinlerarası diyalog işine fazlaca kaptırıp hızlarını alamayınca asıl itikatlarından uzaklaşıp Bahailik benzeri bir yol tutarak kıbleyi şaşırabiliyorlar.
Bunun etkisi ile Gazzeli müslümanlara devlet terörü uygulayan ısraili otorite; askerlerini güvenlik kuvvetleri, müslümanları terörist, işlenen vahşet ve katliamları operasyon olarak gösterme çabasıyla ısrail ve amerikanın sözcüsü gibi hareket ediyorlar. Medyalarını kara propaganda üssü gibi yedi koldan bangır bangır çalıştırmaktan geri kalmıyorlar.
Üstelik bir de bu fiilerinin müslümanlarda meydana getirdiği tiksinmeye aşırı alınganlık göstererek bunalıma giriyorlar.
İçine düştükleri sapkınlığı idrak edip pişman ve tövbekar olmak yerine iyice şirretleşerek azıtıyorlar. Ahiret inancı olan insanların yapamayacağı fücuratı işleyip; kendilerini eleştirenleri yavuz hırsız misali hesap günü ile korkutmaya kalkıyorlar.
Pes doğrusu.