Paralel yapıya boyun eğmeyen hâkim ve savcılar ‘rüşvetçi’, ‘tacizci’ diye ihbar edildi. Haklarında soruşturma açılıp, sicilleri bozuldu.
Derin örgütten hâkim ve savcılara ‘çamur at izi kalsın’ taktiği… Devleti ele geçirme planlarının önünde engel olarak gördükleri yargı mensuplarına komplo kuran paralel yapının; Adalet Bakanlığı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) binlerce ihbar mektubu gönderdiği ortaya çıktı.
SAHTE DELİLLE KOMPLO
Kendilerinden olmayan yargı mensuplarını saf dışı bırakmak için haklarında ‘rüşvet’, ‘taciz’, ‘sarkıntılık’ ve ‘uyuşturucu’ gibi iddialar içeren mektuplar yazan çete; çirkin komplo için paralel yapıya hizmet eden hâkim, savcı ve avukatları kullandı. Asılsız iddialar, paralel polisin yardımıyla üretilen sahte delillerle desteklendi. 2008 yılından başlayarak 17 Aralık 2013’teki darbe girişimine kadar süren iftira bombardımanında HSYK, ihbarların büyük bir bölümü için soruşturma vizesi verdi.
BASKILAR EMEKLİ ETTİ
Kamuoyunun yakından takip ettiği önemli birçok dava ve soruşturmalara bakan, hâkim ve savcının bu yolla dosyalardan uzaklaştırılmalarının sağlandığı, bir bölümünün de giderek artan baskılar karşısında emekliliğini istediği öğrenildi. Paralel yapının iftira atarak karalamaya çalıştığı pek çok yargı mensubu, açılan soruşturmalar sonucu ceza almasa da kariyerleri tehlikeye girdi. Müfettişler tarafından hazırlanan hâl kâğıdı ve raporlardaki olumsuz görüşler yüzünden, yüzlerce yargı mensubunun mesleki yükselişleri engellendi.
İFTİRAYA UĞRADIK YENİDEN İNCELEYİN
Derin örgütün yargıdaki yapılanmasının deşifre olmasının ardından Adalet Bakanlığı’na başvuran çok sayıda savcı ve hâkim; kendilerine yönelik çirkin komploları tüm ayrıntılarıyla anlattı. Yaşadıkları mağduriyetlerin en kısa zamanda giderilmesi için talepte bulundular. Devlete çöreklenmeye çalışan paralel çete tarafından hazırlanan düzmece ihbar mektupları ve sahte delillerle kariyerleri linç edilen yargı mensuplarının dosyaları yeniden incelenecek. (AKŞAM)
sadece hakim savcılar değil kaymakamlara da iftira attılar üstelik valileri emniyet müdürlerini kullanarak…şuana kadar değişen bir şey yok bakanlıkların personel genel müdürlükleri hala paralel çete ciameatin elinde…kariyer sorun değil ama o teröre maruz kalan arkadaşların itibarları yerle bir edildi…Dikkat edersek bu operesyonların büyük kısmı partiden atılan içişleri bakanı döneminde oldu!!!ülkücü bıyıklı hilal kaşlı valilere dikkat edilsin…ciameate onlarca trilyonluk hazine arsaları hibe ettiler ve acı olan hala görevdeler!!!
Bizimde zaman zaman dillendirdiğimiz, Sayın Mazhar Bağlı tarafından gayet güzel formüle edilmiş yazısının kısa bir bölümünü tekrar gözden geçirmekte fayda var. Sayın Mazhar Bağlı diyor ki;
Benim çevreme telkin ettiğim çok esaslı bir Gülen Çetesi tanıma formülü vardır: Çok basit, kimi ne ile suçluyorlarsa bilesiniz ki o fiili, o günahı son derece profesyonelce bizzat kendileri işlemektedirler. Mesela birilerini şantaj ile suçluyorlarsa bilesiniz ki o işi tekelleştirmek istiyorlar. Muta’dan bahsediyorlarsa bu konuya dair ya bir planları ya da Yasin Aktay’ın deyimi ile fanteziler kuruyorlar. Kendileri o ayıpla suçlanmasınlar diye hemen birilerine bu etiketi yapıştırmaktadırlar. Eğer birisini hırsızlıkla suçluyorlarsa bilesiniz ki çok yakında büyük bir hırsızlık yapmışlardır. Eğer havuz medyası diye bir kavram tedavüle koymuşlarsa bilesiniz ki havuz medyası olma durumlarını gizlemek istiyorlar. Şia’yı suçluyorlarsa bilesiniz ki Şii gelenekle paralel bir takım inanç formlarını avanelerine benimsetmek istiyorlar. Bu formülü geçmişten bugüne kadar tanıdığınız bu örgüt elemanlarına uygulayın. Göreceksiniz ne kadar işlevsel olduğunu.
Evet, yıllarca bu taktikle, formülle yaptırdıkları suikastları, kanunsuzlukları bu şekilde kamufle ettiler. Hâkim ve savcılar ‘rüşvetçi’, ‘tacizci’ iftirası da bu formülün sonucudur.
Yapılması gereken; bu formülle işinden gücünden uzaklaştırılmış kamu görevlilerinin göreve geri dönmeleri mümkün değilse küçük bir kanuni düzenlemeyle geri dönmeleri sağlanmalıdır.