MEDYAGUNDEM.COM- 28 Şubat sürecinden sonra 1999’da tutuklanan ve 16 yıldır Bolu F Tipi Cezaevinde, ispatlanamayan İBDA-C adlı bir örgütün lideri olduğu gerekçesiyle müebbet hapis yatan Salih Mirzabeyoğlu hakkında Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Hükümlü ve Tutukluların Ayaklanması, Kasten Yangın Çıkartma Suçu”yla ilgili görülmekte olan davada, daha önce “infazın durdurulması” kararı alan mahkeme, tekrar “infazın devamı”na karar verdi.
Bu Mirzabeyoğlu yeniden cezaevine girecek anlamına geliyor.
Bu kararda da Gülen örgütünün parmağı olduğundan söz ediliyor.
Peki Gülen örgütü Mirzabeyoğlu’ndan ne istiyor?
Şifrelerini MEDYAGÜNDEM deşifre etmişti.
GÜLEN ÖRGÜTÜNDEN “ÖLDÜRÜN” TALİMATI
Ergenekon hükümlüsü Okan İşgör, müebbet hapis cezasına çarptırılan Salih Mirzabeyoğlu’nun yeninden yargılanmasının önünü açacak şok bir itiraflarda bulunmuştu.
28 Şubat sürecinde ömür boyu hapse mahkûm edilen Salih Mirzabeyoğlu’nun yeniden yargılanması ile ilgili tartışmalar devam ederken, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve bireysel başvuruları kabul eden AYM’ye şok bir itiraf mektubu gönderildi.
Yeni Akit gazetesinin yayınladığı habere göre; Ergenekon sanığı Jandarma istihbaratçısı Okan İşgör, yargılamanın yenilenmesinin önünü açacak çarpıcı itiraflarda bulundu.
İşgör kendisine, Mirzabeyoğlu’nu öldürmek için görev verildiğini, sızdırıldığı cezaevinden geçtiği raporların çarpıtılarak yargılamada delil olarak kullanıldığını söyledi. Kendisi ve ailesinin can güvenliğinin garanti edilmesi koşulu ile kumpasın tüm ayrıntılarını deşifre edeceğini kaydeden İşgör, yargılamayı yapan mahkeme heyeti ile ilgili önemli ifşaatlarda bulunacağını vurguladı.
“GÖREVİM MİRZABEYOĞLU’NU ÖLDÜRMEKTİ”
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi (AYM), Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’na şok bir mektup gönderildi. Ergenekon davası hükümlüsü Jandarma elemanı Okan İşgör tarafından kaleme alınan 10 Nisan tarihli mektupta, Mirzabeyoğlu Davası’nın seyrini değiştirecek ifadeler yer alıyor. Mektupta İşgör, Emniyet İstihbarat’ı tarafından Metris cezaevine İBDA-C tutuklularının arasına girip istihbarı bilgi akışını sağlamak ve Salih Mirzabeyoğlu’nu öldürmek için görevlendirildiğini söyle itiraf ediyor: “Metris cezaevine İBDA-C tutuklularının arasına girip, istihbari bilgi akışını sağlamak ve Salih Mirzabeyoğlu’nu öldürmekti.”
Gülen örgütünün elinde olduğu dönem Emniyet İstihbarat’tan gelen bu “öldürün” talimatı yargı tarafından araştırılmadı.
İŞTE O MEKTUP:
“Ben Tuğgeneral Eyyüp Engin Hoş’a bağlı İSTANBUL İL JANDARMA ALAY KOMUTANLIĞI İSTİHBARAT ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ASAF biriminde 1998 – 2008 yılları arasında istihbarat elemanı olarak devletime hizmet etmiş bir Türk vatandaşıyım.
Tuğgeneral Engin Hoş’un tavsiyesiyle temasta olduğum Emniyet İstihbarat biriminin tarafıma vermiş olduğu görevi eksik olarak yapmam sonucu, aynı Emniyet ekibi (ki bugünlerde Paralel yapılanma olarak isimlendirilen yapı) tarafından uydurma gerekçelerle Ergenekon Terör Örgütü davasına dahil edilip 20 yıl ağır hapis cezası aldım.
Emniyet İstihbarat’ın bana vermiş olduğu görev, Metris cezaevine İBDA-C tutuklularının arasına girip istihbari bilgi akışını sağlamak ve Salih Mirzabeyoğlu’nu öldürmekti.
Bu görevi, şahsı tanıyınca – bunun bir devlet görevi olamayacağını düşünüp reddetmem üzerine, isimler ve detaylar bende saklı olan şekilde sokulmuş olduğum Metris Cezaevi’nde uzunca süre tutuklu olarak kalmam şeklinde ihtar mahiyetinde cezalandırıldım. Amirim olan Tuğgeneral Engin Hoş’un durumdan haberdar olup müdahale etmesi üzerine tahliye edildim, fakat bana bu görevi veren ekip peşimi bırakmadı ve beni mesnetsiz bir şekilde Ergenekon Terör Örgütü davasına dahil ettiler.
Bu görev esnasında, İBDA-C sanıklarının müstakil birliktelik içinde olmadıklarını, münferit olduklarını, Salih Mirzabeyoğlu’nun ise, bu sanıklarla hiç bir bağının olmadığını gördüm ve bu hususu müteaddid defalar gerek kendi üstlerime gerekse cezaevi savcısına rapor ettim.
Salih Mirzabeyoğlu davası ile ilgili davanın seyrini değiştireceğini bildiğim, yargılandığı mahkeme heyeti ile ilgili ve başka bir çok konuyu gerekli koruma tedbirleri uygulandığı taktirde gerçeklerin ortaya çıkartılması adına açıklamak istiyorum.
Devletimden beklediğim tek şey, benim ve ailemin can güvenliğinin garanti edilmesidir. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla”
Okan İşgör
Siyonistlerin kucağında kıçı kaşındıkça elini buralara kadar uzatıyor.ALLAH’la kavgalı partiye oy istetecek kadar çukur adamdan ne beklenir ki? İslam dinini bu ülkeden tamamen kaldırmalıyız,kökünü kazımalıyız kavgasını yapan İNÖNÜ’nün elini öpen kahpeden daha ne eklenirdi.