Peygamber Efendimize hakaret niteliğindeki lanetli Charlie Hebdo karikatürünü bile destekleyen Gülen örgütünün bunu niye yaptığı anlaşıldı. Gülen örgütü “İslam dini” ile bağını kopardığını ilan etti!
MEDYAGUNDEM.COM- Charlie Hebdo meselesinde paralel yapının niye Müslümanlarla birlikte aynı tepkiyi vermediği, niçin ateist-liberallerle birlikte olduğu anlaşıldı.
Paralel yapının amiral gazetesi, kendisinin “dini bir hareket olmadığını”, dini kavramlarla ifade edilmekten rahatsız olduğunu, sadece bir dinin ve sadece bir dine ait grup, tarikat ve cemaatlerle irtibatlandırılmasından rahatsızlık duyduğunu yorum sayfasında açıkladı.
Arapça, Farsça ve Osmanlıca bilmeden özellikle tarikatler, Kürt meselesi ve dini cemaatler konusunda sosyolojik cüretkâr analizlerde bulunabilen Doç. Uğur Kömeçoğlu’nun yazısı bu konuda milat niteliğinde… Bakın paralel örgüt “İslam dini” ile bağını kopardığını nasıl duyurdu:
“Bu yüzden Hizmet hareketi bir örgüt değildir. Kökeni itibarıyla referansını irfanî neo-sufi değerlerden alıyor olsa da mutlak manada dinsel bir hareket olarak da tasnif edilemez. Herhangi bir mezhebin, tarikatın ya da kültün şubesi ve devamı da değildir. Hizmet hareketi artık dindarlarla dindar olmayanların, Müslümanlarla Müslüman olmayanların eğitimsizlik ve yoksullukla mücadele gibi pek çok konuda (insanlığa hizmet etme ortak idealinde) buluşup birlikte çalışabilecekleri, örneklerini kendinden çıkaran yeni bir imkân sahası ve fırsat haritası sunmaktadır.”
Paralel ihanet çetesi müslümanların ekmeğini yiyip siyonistlerin kılıcını sallarken; ümmetin düşmanlarına dost, dostlarına düşman olarak din ile bağını kopardığını fiilen gösteriyordu. Kavlen itiraf etmeleri yerinde bir hareket olmuş. Lâkin içlerindeki kerizleri uyandırma ihtimaline binaen bu yazı, cemaat görünümlü üçkağıtçı çetesine pahalıya patlayacak gibi görünüyor. İşlerine gelmeyecek durumlara yol açabilir.
Madem ki bu dine hizmet etmiyorsunuz ; hangi yüzle müslümanın parasını istiyorsunuz? Sorularına muhatap olabilirler.
Bunların himmet taleplerinden bunalan kişiler bu yazıyı kesip saklasınlar. Himmet toplantısında mahalle veya bölge imamının kafasına çarparak yüzüne tükürmek amacıyla kullanabilirler.
Usta yazarları elinden kaçıran Ekrem Dumanlı okunabilir bir gazete çıkarmakta zorlanırken el mahkum doktora öğrencileri ile kanaat etmek durumunda. Onlardan da zaman zaman bu tip arızalı analizler sadır olabiliyor. Okumuş olsa yayınlatmazdı. Belli ki gözünden kaçmış. Entelektüel seviye, içerik ve muhtemel sonuçları açısından hiç de isabetli olmamış. Kaş yapayım derken göz çıkarma durumu var.
Paralel ihanet çetesi müslümanların ekmeğini yiyip siyonist neokonların kılıcını sallarken, ümmetin düşmanlarına dost, dostlarına düşman olurken bu din ile bağlantısını kestigini fiilen gösteriyordu. Bu yazı sözlü itiraf yerine geçer.
Haklı olarak muntesiplerin aklına şu soru gelebilir; Madem ki islama hizmet etmiyorsunuz; ne yüzle her ay milleti kaz gibi yolmak için himmet toplantısı yaparak müslümanların ceplerini boşaltıyorsunuz? Himmet talebiyle mahalle ve bölge imamlarının tasallutu altında bulunan ve kendilerini halâ cemaat(!) zannadenler (halâ varsa) zaman gazetesinin ilgili sayfasını kesip saklasınlar. Himmet isteyen imam(!)ların kafalarına çarpıp suratlarına tükürmek için lâzım olabilir.
Onlar verdikleri paraların müslüman öğrencilerin ihtiyaçlarına sarfedildiğini zannededursun, birilerini zengin etmiş olabilirler. Verdikleri paralar küresel Neokon çeteye hizmet eden medya ve finans kurumlarının yatırımlarında kullanılmış olabilir. Ya da cumhuriyetçi partinin teksas eyaleti bilmemne isimli milletvekilinin seçim kampanyasına bağış adı altında yalakalık sermayesi yapılmış olabilir. Belki de Gazze’ye atılan bombalar için harcanmıştır.
Her ne kadar “ameller niyete göre” zannedilse de hayır amaçlı desteğiniz hayır işinde kullanılıyorsa sizi o hayra ortak eder. Şayet suç amaçlı kullanıyorsa suç ortağı olursunuz. Bu vakitten sonra; vay efendim ben bu parayı hayır için verdim, Onların bu şer eksenli faaliyetlerinden haberim yoktu! Deme şansınız yok.
Hem bunların yetiştirdikleri talebelerden de bu ülkeye ve millete hayır gelmez. Diyelim ki bir talebeye burs vererek tahsilini yaptırdınız. Bu adamın memlekete hayırlı hizmetler yaptığını nereden bileceksiniz? İtikadı sağlam mı yoksa bozuldu mu? Dinleme ve kayıt mı yapıyor? Yoksa montajda mı çalışıyor? kumpas mı kuruyor?, birilerinin ayağını mı kaydırıyor? yabancı istihbarata bilgi mi aktarıyor?yoksa devlet ve milletin altını mı oymaya çalışıyor?
Unutmayın hayra vesile olan sevap kazandığı gibi suça ortak olanların da günaha ortak olması kaçınılmaz. Paralel ihanet çetesi her yere sızıp kayıtları imha edip değiştirebiliyordu. Kiramen katibin meleklerinin kayıtlarına ne yazık ki ulaşamıyorlar.