Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugün çarpıcı bir yazıyla Gülen örgütünün arkasında CIA olduğu, asıl amacın CIA direktifiyle Başbakan Erdoğan’ı devirmeye dayandığını, eski FBI çalışanının ağzından anlattı.
Yazısı şöyle:
DEVLETİ TEHDİT EDEN DURUM
Erdoğan hükümetine yönelik 17 Aralık’ta başlayan operasyon ve saldırıların görünen adresinin artık Gülen Cemaati olduğu çok açık. Açık olmayan ise bu “kavga”nın arka planı…
O arka planda şu sorunun cevabı yatıyor: Acaba 12 yıllık iktidar döneminde birlikte hareket eden, aynı kitleye hitap eden AK Parti ve Gülen Cemaati, neden siyasi tarihimizde görülmeyen bir kavgaya tutuştu? Hem de her şeyin “mubah” görüldüğü bir kavgaya…
Böyle sert bir kavgayı sadece “yolsuzluk hassasiyeti” ile açıklamak kimseye inandırıcı gelmiyor. Çünkü ortada bunu çok aşan ve sadece iktidarı değil devleti de tehdit eden bir durum var.
Başbakan’ın ses kayıtlarının sızdırılması, Adana’da art arda TIR operasyonlarının yapılması ve Türkiye’nin El Kaide örgütüyle bağlantılı gösterilmesi gibi…
Üstelik bu saydıklarımız son iki ayda ortaya çıkan işaretler.
Oysa 2010’dan bu yana içeride Oslo süreci, KCK ve 7 Şubat MİT operasyonu gibi engellemeler, dışarıda ise İsrail ve ABD’deki Neocon eksenli Başbakan Erdoğan’a yönelik “diktatör” iddialı kampanyalar da var. Peki, bütün bunlar neydi ve arka planında ne yatıyordu?
SİBEL EDMONDS’UN TESPİTLERİ ÇOK İLGİNÇ
Bu konuda çok şey söylendi ama ABD’de yaşayan Sibel Edmonds’un söyledikleri ve tespitleri bir hayli ilginç. Edmonds sıradan biri değil, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra söyledikleri o kadar çarpıcıydı ki, Kongre’de kurulan komisyona ifade verdiği gibi ünlü 60 Dakika Programı’nın da konuğu olmuştu. Kendisini Türk-Amerikan olarak tanıtan Edmonds, bir İran Azerisi.
1988’de ABD’ye gider ve George Washington Üniversitesi’nde Ceza Hukuku ve Psikoloji eğitimi alır.
11 Eylül saldırılarından beş gün sonra da FBI’da Türkçe, Azerice ve Farsça çevirmen olarak işe girer.
Ve tanınmasına yol açan olay da bundan sonra yaşanır.
Nisan 2001’de FBI’ya Usame Bin Ladin’in ABD’de dört-beş şehre uçakla saldıracağına ilişkin istihbarat gelir. Ama FBI bunu ilgili yerlere bildirmez. Edmonds bunu fark eder etmez üstlerine bildirir. Ancak üstleri de bir şey yapmaz. O da durumu kamuoyuna açıklar ve ortalık karışır.
CIA OPERASYONUDUR
İşte FBI’yı içeriden bilen Sibel Edmonds’un kısa geçmişi böyle. Edmonds, Gülen Cemaati’yle ilgili de ilginç analizlere imza atan bir isim. Son analizinde Türkiye’de olup bitenleri bir “CIA operasyonu” olarak değerlendiriyor ve şu tespiti yapıyor:
“Gülen sadece bir sembol. Asıl önemli olan, bu sembolün arkasındaki güç, yani CIA, yani ABD silah sanayisi. CIA’nın yapmak istediği, söz konusu ülkeyi tamamen kontrol altına almak, iç ve dış politikasını yönetmekti. 1997’den sonra CIA Gülen’i oyuna dahil etti. CIA onu ABD’ye getirdi ve ne tesadüf ki CIA merkezinin hemen yanı başında bir eve yerleştirdi.”
Edmonds, kavganın nedenini de özet olarak şöyle anlatıyor:
“Erdoğan değişmiş, aşırı güven kazanmıştı. Erdoğan’daki bu aşırı güven sadece bir neden. Diğer bir neden de Erdoğan’ın İsrail’e karşı sert tutumu, sözünü geçirebiliyor görüntüsüydü.”
ASIL AMAÇ ERDOĞAN’I DEVİRMEK
Bundan sonra Başbakan Erdoğan’a karşı bir kampanya başladı. Asıl amacın AK Parti iktidarını devirme planı olduğunu söyleyen Edmonds, planın başarılı olup olmayacağına ilişkin ise şunları söylüyor:
“Türkiye, Mısır ya da Libya’dan tamamen farklı bir ülkedir, dinamikleri çok çok farklıdır. Öncelikle, Türk insanı gerçekten de farkındalığı yüksek bir kitledir. Aptallar için tasarlanmış iki partili sistem, Türkiye’de çalışmaz. Burada bilinç düzeyi son derece yüksek bir halk kitlesinden bahsediyoruz. Eğitimli ve düşünen insanların olduğu bir ülkede bu kadar kolay oyunlar sergileyemezsiniz. Bu çok zordur. Türk halkı gözünü açık tutmaya devam etmeli.”