Paralel Yapı’nın lideri Fethullah Gülen’in ABD’den iadesini zorlaştırıcak ‘ertelenen suçlar’ ve ‘siyasi suç’ engelleri ortadan kaldırıldı. Gülen’in yakalama kararında sadece ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçlamasına yer verildi.
İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği’nin Fethullah Gülen hakkında verdiği “yakalama kararı”nın sadece “terör örgütü kurmak veya yönetmek”ten verilmesi, iadesini kolaylaştırmanın en önemli adımı oldu. 14 Aralık soruşturmasını yürüten İstanbul Başsavcılığı, Gülen hakkında yakalama isteminde bulunurken talebini 3 suça dayandırdı. Bu suçlar talep yazısında, “terör örgütü kurmak veya yönetmek”, “iftira” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” olarak yer aldı. İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği ise “yakalama kararı”nı sadece “terör örgütü kurmak veya yönetmek” suçundan verdi. İlk bakışta, sadece bir “savcılık talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi” gibi duran bu durum; ABD ve Türkiye arasındaki “İade Sözleşmesi” ile Türkiye’de 2012’de çıkan “Basın yayın affı” düzenlemesiyle birlikte değerlendirildiğinde, Gülen’in iadesi sürecinde kritik önem taşıyor. Gülen, Tahşiye Grubu’na yönelik konuşmasını, 6 Nisan 2009’da herkul.org internet sitesinden yaptı. Gülen’in “iftira” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarının dayanağı olan bu konuşmasından 3 yıl sonra “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Yasası” çıktı.
2012’DE ERTELEMEYE GİRDİ
Bu yasanın geçici 1’inci Maddesi’nde, “basın yayın yoluyla işlenip ceza üst sınırı 5 yıl hapis olan suçlarla ilgili soruşturma ve davaların erteleneceği” hükmü yer aldı. Böylelikle TCK’nın 109’uncu maddesinde tanımlanan ve ceza üst sınırı 5 yıl hapis olan “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve TCK’nın 267’nci maddesindeki ceza üst sınırı 4 yıl olan “iftira” suçlarının basın yayın yoluyla işlenmesi halleri erteleme kapsamına girdi. Bu suçların “erteleme” kapsamına girmesi, Türkiye ve ABD arasındaki Suçluların Geri verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Sözleşmesi yönünden önem taşıyor. Sözleşmede, “iade talebine konu olan suç, taraflardan birinde genel veya özel bir affa konu olmuş veya olmakta ise suçlunun iade edilmeyeceği” hükmü yer alıyor. Gülen hakkındaki yakalama kararında “iftira” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçları da yer alsaydı ABD, “Bu suçlar ülkenizde ertelemeye tabi tutulmuş” deyip, iade talebini doğrudan reddedebilecekti. İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi’nin “gıyabi tutuklama” niteliğindeki yakalama kararına göre, Gülen ABD’den sadece “terör örgütü kurmak veya yönetmek” suçundan istenecek.
İADE TALEBİ ÖRGÜTTEN
Gülen hakkındaki gıyabi tutuklama kararının sadece “örgüt kurmak veya yönetmek” suçuna dayanması, ABD’nin olası “kişinin suçu siyasi nitelikte” tezini de ortadan kaldırıyor. Çünkü örgüt kurma ve yönetme suçu siyasi suç kapsamında yer almıyor. İstanbul Savcılığı ve Sulh Ceza Hâkimliği’nde suç “Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmak” olarak nitelendirilseydi, bu defa da ABD, bu suçun Gülen’e “fikirleri nedeniyle atfedildiğini” belirterek iade talebini geri çevirebilecekti. (Sabah)