Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç bugün “Gezi uyduramadık Kobane verelim” başlıklı yazısında Türkiye’de sahnelenen Kobani bahaneli yeni kaos planının asıl amacını yazdı.
İşte yazısı:
AMAÇ ERDOĞAN’I DEVİRMEK
Amaç Tayyip Erdoğan’ı devirmek.Fakat halkın oyuyla gelmiş ve geleli de daha iki ay olmuş bir cumhurbaşkanını devirmek nasıl mümkündür? Onu tam olarak bilemiyorlar.
Enayice de olsa bir umutları asker… Asker gelecek, Türkiye seksenli doksanlı yıllara dönecek, çatışmalar büyüyecek, akılları sıra bu rezillikten bir Kürt bağımsızlığı çıkaracaklar…
“Bu böyle devam edemez” sloganı bu özlemin ifadesi.
Devam edemeyecek olan nedir? Halkın desteğiyle cumhurbaşkanı olmuş bir adamın meşru iktidarı mı, Fransa gibi bir ülkenin bile yüzde 0 büyüme çektiği bir dönemde büyüme oranı yüzde 3’te “kalmış” bir ülkenin ekonomisi mi?
Yok efendim, 17 Aralık darbe girişimini gerçekleştirmiş olan mazlum paralel çeteye (!) reva görülen zulüm…
ENTEL AYAKLANMASI TUTMADI ESKİ USUL KÜRT AYAKLANMASI
Eh, Taksim ayaklanması başarıya ulaşamadıysa, Kadıköy de dahil olmak üzere ayaklanmayı değişik yerlere yayarız…
“Entel ayaklanması” tutmadı, “eski usul Kürt ayaklanmasına” çeviririz.
“Mesele ağaç da değil Kobane de değil, hâlâ anlamadınız mı?” diye de sorarız Twitter camiasının saftırıklarına.
Domuz gibi biliriz: Çözüm süreci yeni bir anayasaya bağlıdır.
Fakat bu çözümde bağımsızlık olmayacaktır.
O zaman bu sürecin çıkmaza sokulması şarttır(!) Bunun da en kestirme yolu, psikoloji bilimindeki deyimiyle “projeksiyon” yapmak, yani çözümü biz istemediğimiz halde “Tayyip istemiyor” diye suçlamaktır.
HDP gibi ateşle oynayan bir aymazlar mangası da bulmuşken hazır…
HDP’NİNKİ NASIL BİR DÜZENBAZLIK?
HDP hem hükümeti Suriye’ye girmemekle, Kobane’yi “kurtarmamakla” suçlayacak, hem de bunun hukuki altyapısı olan tezkereye mecliste hayır oyu verecek! Bu nasıl bir çelişki, nasıl bir düzenbazlıktır?
Yurtta sulh, cihanda sulh diye atıp tutanlar, sonra dönüp hükümeti Suriye’ye saldırmamakla suçlayacaklar, “cüppeli Kemalist” diye karalayacaklar, bu nasıl bir sahtekârlıktır?
İsterseniz yirmi üç değil üç yüz yirmi üç çocuğu ölüme gönderin, bir yere varamazsınız.
AKILLI KÜRT İSRAİL İSTİHBARATININ ERDOĞAN’I DEVİRMESİNE ÇANAK TUTMAZ
Akıllı Kürt, tek çarenin yeni bir anayasa olduğunu görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bunu başarabilecek olan tek gücün AKP olduğunu da görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bu süreçte “Tayyip’i” devirmeye çalışmaz, onu destekler.
Akıllı Kürt, gidip de en olmayacak partiyle, CHP’yle işbirliği yapmaz.
Akıllı Kürt, bütün bunlar için de 2015- 2016’ya kadar sabreder.
Akıllı Kürt, İsrail istihbaratının Erdoğan’ı devirmesine çanak tutmaz.
AKILSIZ TÜRK PROFESÖRLER VE AMERİKAN AJANI TÜRK GAZETECİLER
Böylece, akılsız Türk profesörler ve Amerikan ajanı Türk gazeteciler de havalarını alırlar.
Çözüm gene sağlanacaktır ama bu arada, Atatürk’ün deyimiyle “ihtimal bazı kafalar kesilecektir“…
Umarız bu da “mecaz” düzeyinde kalır.
“Kötüsü gelirse Boston’da bir ev tutar otururum” derken kendini Silivri’de bulmak da çıkabilir falda…