Şiddet, vandalizm, özü itibariyle bir “darbe girişimi” olduğu artık iyice netleşen Gezi olayları ile ilgili artık sağlam analizler yapma vakti… Birini de bugün Sabah gazetesinde Haşmet Babaoğlu yaptı.
“Yedi sülaleme küfredeceksiniz ama yine de size tavsiyemdir” diye yazan Babaoğlu “Gezi ruhu” denilen ucubenin nasıl bir bitişle karşı karşıya olduğunu anlattı.
İşte yazısı:
SEZEN AKSU HATASINI SONRA ANLAYACAKTIR
Hürriyet’ teki sözlerine bakınca insan, birilerinin Sezen Aksu‘ya hakikaten “masal” anlatıp inandırdığını düşünüyor.
Neymiş?
“Yepyeni bir vatandaşlık önerisi”ymiş Gezi; “içinde şefkat barındıran herkesi kucaklıyor”muş, falan filan.
Belli ki, bunları söylerken Gezi’ye karşı veya kuşkuyla bakan milyonlarca insanı nasıl zalimce dışarıda bırakıp yaftaladığının da farkında değil.
Sağlık olsun! Sezen çok değerli bir zihin, çok derin bir kalptir.
Bakışındaki hatayı şimdi olmasa, sonra anlayacaktır.
GEZİ RUHU AĞIR AĞIR SOLDU
Gezi‘nin üzerinden bir yıl geçti.
Heyecan, şiddet, çatışma ortamı sokaktan zihinlere doğru çekilince, sosyal medyada oraya buraya çemkirenleri de saymazsak, o çok sözü edilen “ruh”un da ağır ağır solduğu görülüyor.
Elbette bu arada bazı yayınevleri ve sinemacılar ellerini çabuk tutup hayatını kaybeden çocuklar, yakıp yıkılan sokaklar ve uzak ülkelerden gelip şık direniş fotoğrafları çektirdikten sonra ortadan kaybolanlar üzerinden epeyce “duygusal” işler yaptılar, o ayrı konu.
BİR DEĞİL BİRÇOK GEZİ VAR
Fakat Gezi miti ve gerçeğini irdelemeye, düşünmeye, kavramaya başlamanın zamanı asıl bundan sonra başlıyor.
Hepsi bir yana…
Bir değil, birçok Gezi olduğunu artık gargaraya getirmemek gerek.
Gezi Parkı‘ndaki “rock festivali” havasıyla iki adım ötesindeki Taksim‘de hakim hava arasında bile uçurum vardı.
“Mustafa Keser’in askerleri“ne hemen hiç rastlanmayan Ankara, İzmir ve Hatay’daki “Gezi“lerin farkını görmek ise hayati önemdedir.
YEDİ SÜLALEME KÜFREDECEKSİNİZ AMA SİZE TAVSİYEM GEZİCİLER
Unutmuyorum, o günlerde eylemciler bir apartmanın zemin kat duvarına “Neredesin Spartaküs?” diye yazmışlardı.
Hemen sosyal medyadan yedi sülalame küfredecekler ama Gezicilere tavsiyemdir; yaptıkları şeyi düşünmeye bu duvar yazısının hüzünlü çağrışımlarıyla başlasınlar.
NİŞANTAŞILI, CİHANGİRLİ, BAĞDAT CADDELİ “ROMALILAR”
Çünkü “Y Kuşağı zeka“sının kendinden bile saklamaya çalışıp da beceremediği şey Nişantaşılı, Cihangirli, Bağdat Caddeli “Romalılar” oldukları gerçeğiydi.
Normal hayatlarında semtlerine hiç uğramadıkları Okmeydanı, Sarıgazi, Esenyurt gençlerinin arkasına saklanarak ve Doğan grubu medyasının desteğiyle ayaklanmaya(!) kalkışmak olacak şey miydi?
Yoksa Spartaküs‘ün ordusunun eski gladyatörler ve kölelerden oluştuğunu bilmiyor muydu bu çocuklar?
Durup bugün bir daha sorsunlar; Spartaküs nerede? Kimin yanında olabilir acaba?
Doğru cevaptan hiç hoşlanmayacaklar, biliyorum.