Taksim Dayanışması, düzenlenen basın toplantısında Gezi olaylarının yıldönümünde yeniden meydanlara ineceklerini açıkladı.
Taksim Dayanışması, Gezi Parkı olaylarının başlangıcı olan 27 Mayıs 2013 tarihinden bugüne yaşadıkları sürece ilişkin TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy binasında basın toplantısı düzenledi.
31 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ
Taksim Dayanışması adına konuşan Mücella Yapıcı, “31 Mayıs Cumartesi günü Taksim’de, meydandayız” dedi.
Mücella Yapıcı’nın açıklamaları;
“BAŞBAKAN YARGILANMALI, TUTUKLANANLAR SERBEST KALMALI”
“Gezi Parkı’nın park olarak kalmasını kazandık, bu ciddi bir kazanımdır. Ancak hala son derece kapalı bir kamusal alan. Ali İsmail’in annesi bile parka sokulmak istenmedi. Park ve meydanların tamamen halka açılmalı. Gençlerin ölmesinde sorumlu olanlar cezalandırılmalı. Bu şiddete neden olan Başbakan başta olmak üzere herkes yargılanmalı. Biber gazı yasaklanmalı. Gezi döneminde tutuklananlar hiçbir şekilde yargılanmamalı. Bütün kamusal alanlarda toplantı ve gösteri yasaklamaları, fiili engellemelere son verilmeli.”
Eger bizim icajanlarinin dis baglantilari olmazsa idi bugün bunlar konusamazdi.Yada tersinden okuyabiliriz.Cenevre büyükelciliginde Sn.Erdogana suikast plani yapiliyorsa,o monserler bugün aramizda bos bosmu yürüyorlar.Ic düsmanlar olmadan bunlar kesinlikle aktif olamazlar.Haaa sunuda aciklamadan gecemeyecegim.Bugün milyonlar var sn basbakanin gözüne bakan.Tüm paralel savci ve hakimlerine karsin eger basbakanimiza uzanmayi düsünüyorlarsa gaflet icindeler.Hazir bekleyen sessiz cogunluklar bunlarin ic masalarini artik egedenmi,karadenizden mi,akdenizden mi suya gömerler.yada canakkale bogazinami atariz bilinmez.
“Hazir bekleyen sessiz cogunluklar bunlarin ic masalarini artik egedenmi,karadenizden mi,akdenizden mi suya gömerler.yada canakkale bogazinami atariz bilinmez.” yazmışsınız… Cidden öyle mi bu halk? Herkes borçlu, istikrarı bundan seviyor. Öküz ölürse ortaklık da bozulur. Daha da önemlisi kalpler Allah’ın kudret parmakları arasında. Halkın yarısı bizimle deyip böbürlenmek veya sebebi oradan bilmek gerçek verene nankörlüktür. Yarın Erdoğanın esamisi okunmaz… Tevazu ile, haktan gayrisine sığınmadan devam etmekten başka yol yok…
Mücella’nın,tadını damağında,hevesini kursağında bırakan “Gezi Kalkışması” nın, bir daha denen meyeceğini hiç bir zaman düşünmemiştim…
Mücella kafasındaki insanların(!) bu tür işlerden vazgeçmesi, varlıklarını inkâr anlamına gelir.Bütün
dünyaları bu kadar işte…
“Kızıl Devrim” Olacak.,İyi de,olunca ne olacak? Dindar müslümanların sesi kesilecek.,Belki toptan yok edilecek.,Bunun size ne faydası olabilir ki? Söz konusu kitle Türkiyenin yarısı…Nasıl yok edeceksiniz,nasıl susturacaksınız ? Türkiye’yi size yedirirler mi sanıyorsunuz? Allah muhafaza,akacak kanda sizde boğulursunuz..! Bugün sizlere muazzam bir destek sunan dış güçleri, sürekli yanınızda bulacağınızı mı sanıyorsunuz?
Neden,YOL-SU-ELEKTRİK-OKUL-HASTANE-FABRİKA-HAVAALANI-KÖPRÜ-LİMAN-ENERJİ TESİSİ istemiyorsunuz da,kıldan,tüyden mevzularla bu milletin geleceğini çalıyorsunuz..?
Gerçi ben,ne istediğinizi biliyorum da,bunu kendi ağzınızdan açık ve net olarak bu millete anlatın
cesaretiniz varsa..!
Gezi’nin park olarak kalmasını sağlamışlar mış da,ama,Ali İsmail’in annesi hâlâ giremiyormuş oraya da,estek köstek…Demek ki “Park olarak kalmasını” sağlayamamışsınız! Oranın park olduğu bilinciyle ve park gibi kulanmak amacıyla,insan gibi gitseniz,hiç bir Allah’ın kulu engelleyemez sizi..! Ama; bu şekilde bir davranış kesmiyor sizi.Zira,derdiniz başka.,Aynı dert kendini “Emek Sineması” olaylarında,ODTÜ olaylarında,THY grevinde ve 1Mayıs’larda hep çıkıyor karşımıza…Sanat sergilerinde,kitap fuarlarında,Bazı ödül törenlerinde bile…Biryerleri kışkırtmaktan,bir yerlere mesaj iletmekten geri duramıyorsunuz bir türlü…