Şer cephesinin ‘irticacı saldırı’ diyerek dünyaya duyurduğu olayın yeni bir Gezi denemesi olduğu ortaya çıktı. Kavganın kaldırımdaki masaların arasından geçmeye çalışan bir kadına küfredilmesinden kaynaklandığı belirlendi.
Beyoğlu’nda cuma gecesi bir plakçıda yaşanan ve 28 Şubatvari ‘irtica saldırısı’ olarak sunulmak istenen olayın ne rock grubu Radiohead konseri ne de Ramazan’da içki içilmesiyle ilgili değil, kaldırımda sözlü tacizden çıktığı ve aslında ‘kaldırımda alkol alanların’ Z.B isimli bir kadının yaşam şekline müdahalesi olduğu anlaşıldı. Polisin kısa sürede aydınlatarak önlediği provokasyon, siyasi olmayan bir konuyu liseli ve eşcinsel eylemleriyle birlikte ‘Türkiye’de yaşam alanları kısıtlanıyor’ şeklinde hükümeti devirmeye yönelik uluslararası bir kampanyaya dönüştürmeye çalışan gayri milli medyadaki hazır kıtaları ve onların dış bağlantıların maskesini de düşürdü.
GERÇEK MAĞDUR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde savcılık talimatıyla gözaltına alınan üç kişi ile tanık olarak dinlenen Z.B’nin ifadeleri, medyada “Ramazan’da alkol kullandılar diye saldırıya uğradılar” diye manipüle edilmeye çalışılan ve her gece Firuzağa Camii önünde toplanıp hükümet aleyhine ‘irtica karşıtı’ gösteri yapmak isteyen ‘Gezi Takımı’nı adeta sessizliğe boğdu. Aslında olayın mağdurunun, gayrimilli medyanın dün ‘ağlaya ağlaya gitti’ diyerek verdiği Güney Koreli Seogu Lee’ değil, o mahallede oturan iki çocuk annesi Z.B olduğu ortaya çıktı.
KALDIRIM İŞGALİ
İfadesinde 17 Haziran akşamı annesinin bulunduğu Tophane’den evinin bulunduğu Cihangir’e giderken Firuzağa’da Velvet Indieground Records’ ın önündeki kaldırımdan çocuk arabasıyla geçmeye çalıştığını belirten Z.B, bu sırada kaldırımı işgal eden masalar nedeniyle geçemediğini ve mekandakilerden birinin çocuk arabasının tekerleğine vurduğunu söyledi. Bebek arabasındaki altı aylık bebeği ve beş yaşındaki çocuğuyla kaldırımdan geçmesine izin verilmediğini anlatan Z.B, burada alkol alan grubun hakaretine uğradığını söyledi.
KARA BÖCEK!
Z.B, polise verdiği ifadesinde olayı şöyle anlattı: “Yolun her iki tarafındaki kaldırımlarda ve yola doğru taşmış insanlar ellerinde içki şişeleri, bira kutuları ile oturuyorlardı. Ben bebek arabası ile geçmek isterken otomobil ve o insanlar arasında kaldım ve araç vurmasın diye geçmek istedim. Oturanlardan biri bebek arabasını tekerine vurdu ve ‘Başka yol mu yok?’ dedi. Bende ‘Kaldırım dolu, yola inmişsin, nereden geçeyim’ diyerek karşılık verdim. Aynı kişi bana hitaben ‘Kara böcek gibi ortalarda dolaşıyorsunuz, s…. seni’ diyerek küfür etti. Yanındakiler de kahkaha attı ve bazı kişiler tükürdü. Ben de ‘Ne halin varsa gör’ diyerek yoluma devam ettim. Bina görevlisi B. ağabeyde olayı gördü ve ‘Ne oldu’ diye sordu. Ona olanları anlattım”
UYARMAK İÇİN GİTTİ
Evde iftara gelen eşinin moralinin bozuk olduğunu fark edince kızının babasına olayı anlattığını, kendisinin de yaşadıklarını eşine söylemek zorunda kaldığını belirten Z.B, “Eşim onları uyarmak için evden çıktı” dedi.
MAHALLEDEN GİDİN!
Z.B’nin eşi D.B. ise ifadesinde, eşine yapılanların zoruna gittiğini ve konuşmak üzere söz konusu plakçıya gittiğini ancak burada kendisinin de küfürlü hakarete uğradığını söyledi. D.B, “Eşime yapılanları öğrendikten sonra sinirlendim ve yalnız başıma olayın yaşandığı yere gittim. İşyerinin önünde bir grup vardı. Bir kısmı kaldırımda oturuyordu bir kısmı ayakta bekliyorlardı. İçeriden müzik sesi geliyordu ve içerdekiler içki içiyorlardı. Dükkanın önüne gelince gündüz buradan eşim geçememiş, hakarette bulunulmuş burası mahalle dedim. Gruptakilerden birisi eşime söylendiği gibi ‘Beğenmiyorsanız s…. gidin’ dedi. Beni dükkanın içine doğru itelediler” dedi. İş yeri sahibini dışarıdaki manzarayı göstermek üzere plakçı önüne çıkardığını bu sırada ortalığın karıştığını anlatan D.B “Ben plakçıya giderken kimseye haber vermedim ama mahallem olduğu için beni tanıyıp olay yerine gelenler olmuş olabilir. Tanıdık kimseyi görmedim. Kimseyi darp etmediğim gibi hakaret ve küfür de etmedim” diye konuştu.
PROVOKASYONUN ARKASINDAKİ BÜYÜK RESİM
Cihangir’deki bu olay, Türkiye’de hükümet ve devlet aleyhine oynanan oyunun yerel ve uluslararası bağlantılarının maskesini de düşürdü. Yaşanan olayın daha ne olduğu anlaşılmadan, sosyal medyada örgütlenen gruplar ‘Taksim’de Cumhurbaşkanı ve AK Parti karşıtı eylem’ yapma çağrısı yaptı. Onlara, hükümet karşıtı STK’lar ve muhalefet partileri de anında eklendi ve eylemlere bizzat katıldı. Alman devletinin sözcülüğü ve Türkiye karşıtlığı ile bilinen Bild gazetesinin geçtiğimiz günlerde yaptığı “Türkiye’yi, bu güzel ülkeyi, Erdoğan’a rağmen sevmemiz gerektiğini gösteren 44 neden göstermek istiyoruz” şeklindeki alaycı anket, ABD eski Başkanı George W. Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı John Hannah’ın “ABD’nin Erdoğan’la er geç hesaplaşma yaşayacağı” ve Türkiye’de darbe olasılığının hala gündemde olduğuna yönelik sözleri ile liseliler ve eşcinseller eylemleri, son olarak Cihangir’deki bu olay, Türkiye’de Arap Baharı, Turuncu Devrim ya da Gezi Kalkışması gibi provokasyonlarla hükümeti düşürmeye yönelik darbe girişimlerini de deşifre etti.
KIŞKIRTANLAR DIŞARIDAN
FİRUZAĞA’DAKİ Gezi denemesi mahalle sakinlerini rahatsız etti. Doğma büyüme Firuzağalı olduğunu ifade eden 55 yaşındaki Mehmet Ali Arıtürk, mahallede kışkırtıcılık yapanların, etrafı rahatsız edenlerin çoğunlukla dışarıdan gelen kişiler olduğunu anlattı. Arıtürk, “Dün Cihangir’de olan olaylara bakın. Ellerinde içki şişeleriyle eylem yapanların arasında Cihangirli olan var mı? diye sordu. Semt sakinlerinden Süleyman Yıldırım ise farklı yerlerden gelenlerin Firuzağa’da içki içip yüksek sesle müzik dileyerek, mahalleliyi rahatsız ettiğini ve bunun da çevre sakinleri tarafından hoş karşılanmadığını belirtti. Orhan Abacı da dışarıdan gelenlerin olay çıkartıp, ortalığı karıştırdığını söyledi.
Abacı, “Buranın karıştırılması, bizleri, esnafı ve mahalleliyi rahatsız ve huzursuz ediyor. Dışarıdan gelenler karışıklık çıkartıyorlar” diye konuştu.
İŞTE ‘REZİL’ MANŞETLER
Cihangir’deki bu olayı, ‘Ramazan’da alkol kullananların yaşam şekline müdahale’ şeklinde kampanyaya dönüştürmeye çalışan FETÖ ile DOĞAN medyası ile onlarla birlikte haraket eden gruplar yine rezil oldu. Hürriyet, Cumhuriyet, Taraf, Sözcü, Birgün, Posta ile Meydan gazeteleri ile CNNTürk ve NTV, olayı gün boyu yayınları ve son dakika haberleri ile ‘irticacı saldırı’ olarak sunmaya çalıştı. FETÖ’nün kontrolüne geçtikten sonra sürekli terör örgütlerine destek çıkan haberleriyle eleştirilen Cumhuriyet gazetesi “İsyan Günleri” manşetiyle kaosa çağırdı. Hürriyet ise mağdur kadına yaptıklarını görmezden gelerek olayı ramazanda içkiye müdahaleye bağlayarak “Ağlaya ağlaya gitti” ve “17 ülke rezaleti canlı izledi” başlığıklarını kullandı. Posta gazetesi de “Ramazan Dayağı” başlığıyla Cihangir rezaletini çarpıtmayı tercih etti.
(STAR)