Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yurt gezilerine katılan yüksek yargı başkanları hakkında adeta bir linç kampanyası başlatıldı… Peki CHP’nin başını çektiği bu kampanyanın perde arkasında ne var?
NEDEN HEP LİNÇ KAMPANYASI YAPIYORLAR?
Muhalefet ve okyanus medyası sürekli olarak devletin temsil makamı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıyor..
Erdoğan ile görüşen, birlikte fotoğraf veren herkes önce sosyal medyada, ardından ise muhalefet ve milli irade karşıtı medyada linç edilmek isteniyor..
Linç edilmek istenenler arasında her kesimden isim var..
Gazeteci, yazar, sıradan vatandaş ve hatta sanatçılar bile büyük bir karalama kampanyası içinde buldular kendilerini..
Sırf cumhurbaşkanı ile aynı fotoğraf karesinde yer aldıkları için bile ağır hakaretlere uğradılar..
Hatta “yalaka” diye nitelendiler..
YÜKSEK YARGI BAŞKANLARI NEDEN HEDEFTE?
Son linç kampanyasının hedefinde ise yüksek yargı başkanları var..
Devletin temsil makamı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki günlük Rize ziyaretine Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarının da katılıp beraber çay toplamasının ardından büyük bir kampanya başlatıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her zaman olduğu gibi kara propagandanın kaptanı oldu..
ANALİZ- Linç kampanyasının ardında ne var? ANALİZ- LİNÇ KAMPANYASININ ARDINDA NE VAR?
Kılıçdaroğlu, “Cübbelerini çıkarmaları lazım.. O görevlerini bırakmaları lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği muhalefet ve Pensilvanya güdümlü medyaya göre cumhurbaşkanı ile geziye katılmak, onun davetine icabet etmek ve konuşmasını alkışlamak affedilemez bir suç…
İyi ama neden?
Devletin başındaki makamla aynı ortamda bulunmak neden suç oluyor?
Karalama kampanyasının hedefindeki isimlerden olan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit de bunu sorguladı..
Anlam veremediğini söyledi..
“Anlayamadım. niye eleştiri konusu oldu.. Devlet oradaydı.. Devletin başkanı.. Türk geleneklerimize göre devlet başkanına çok ayrı değer veririz. Devlet başkanı devletin başı ve birliğin sembolüdür. Devlet başkanıyla bir arada olmaktan devletin başıyla bir arada olmaktan onur duyarız…”
Ancak Cirit’in bu açıklamalarına rağmen sürüyor karalama… CHP Lideri Kılıçdaroğlu ses tonunu yükseltmeyi sürdürüyor yine…
Kılıçdaroğlu bu kez de, “Böyle bir tablo cumhuriyet tarihinde cumhuriyet tarihinde hiç olmamıştır.. Hiç olmamıştır.. O Yargıtay Başkanı Türkiye’de adalet dağıtamaz.. Bunlar adalet dağıtamaz..” Dedi.
Peki Kılıçdaroğlu’nun iddia ettiği gibi cumhuriyet tarihi boyunca yaşanmamış bir tablo mu var ortada?
Yüksek yargı başkanlarının Cumhurbaşkanı ile aynı ortamda bulunması gerçekten sakıncalı mı?
Yüksek yargı üyeleri devletin diğer kurumları veya makamlarıyla hiç mi bir araya gelmedi?
Arşivlere göre Kılıçdaroğlu ya tarihi bilmiyor veya tecahül-ü arif yapıyor..
Yani bilip de bilmezlikten geliyor..
Çünkü çok değil daha 19 yıl önce Türkiye’de tarihe utanç vesikası olarak geçen olaylar yaşanmıştı..
CHP’NİN ALKIŞLADIĞI 28 ŞUBAT BRİFİNGLERİ
CHP’nin yürekten alkışladığı 28 Şubat sürecinde yargı mensupları otobüslerle Genelkurmay’daki brifinglere taşınmıştı.
‘İrtica Brifingi’nin ilki 10 Haziran 1997’da Genelkurmay Orbay Salonu’nda düzenlenmişti…
Yaklaşık 400 yargı mensubunun katıldığı ilk günkü brifingde protokolde oturanlar arasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Danıştay Başkanı Füruzan İkincioğulları, daha sonra Yargıtay Başsavcısı Olan Sabih Kanadoğlu bulunuyordu.
Aynı brifing daha sonra akademisyenler ve gazeteciler için de verilmişti. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in Genelkurmay Karargahı’nda organize ettiği ‘İrtica Brifingleri’ne katılan yargı mensupları baskı ve korkudan brifinglere katıldıklarını savunmuşlardı. Brifinglerde yargı mensuplarına “irtica tehdidinin farkında olun” denilerek, yüksek mahkemenin bu davalarda devleti koruyan kararlar alması salık verilmişti.
Genelkurmay’a özel otobüslerle taşınan o hakimler, savcılar ve yargı başkanları brifingi veren askerleri ayakta alkışlamıştı..
CHP ise brifingi veren askerleri ve onları ayakta alkışlayan hakim, savcı ve yargı başkanlarını alkışlıyordu o dönem..
CHP YARGIYI ARKA BAHÇESİ OLARAK MI GÖRÜYOR?
CHP’nin yargıyla ilişkisi Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana tartışma konusu..
Bir yanda İstiklal Mahkemeleri..
Öbür yanda ise Milli Şef döneminde yapılan uygulamalar var..
CHP’nin yargıyı arka bahçe gibi gördüğü eleştirileri hiç bitmedi.
Sandıktan umudunu kesen CHP her seferinde ya askeri darbelere, çok zaman da yargıya bağladı umudunu…
28 Şubat yargısı siyasetin, toplumun üzerinden silindir gibi geçerken, Refah Partisi perdelenmiş siyasi nedenlerle kapatılırken yargının bağımsız olduğuna dem vuruyordu CHP.
Aynı CHP, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde sırf bir şiir okuduğu için mahkemenin verdiği hapis cezası karşısında da sessizdi..
AK Parti döneminde de çok etkin şekilde kullandı CHP yargıyı..
Meclis’ten geçen her yasanın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması bir gelenek haline geldi adeta CHP’de…
Ve kritik konularda genellikle CHP’nin istediği doğrultuda kararlara imza attı mahkemeler..
Çoğu kez sandıktan çok yargıdan medet uman CHP bu yüzden yüksek yargı başkanlarının devlet ile aynı karede olmasına sert tepki gösteriyor…
Çünkü yargı bağımsızlığını bir amaç değil araç olarak görüyor CHP… Bu büyük tepkinin nedeni işte bu…
(AHABER)