MEDYAGUNDEM.COM- Prof. Dr. Atilla Yayla birkaç gün önce Zaman’dan ayrıldı. Artık Yeni Şafak’ta yazacak. Bugün de ilk yazısı yayınlandı.
Takip edenler bilir Prof. Dr. Yayla, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili derinlikli yazılar yazmış hem “özgürlük” talebi iddiasındaki eylemcileri hem de yine aynı gerekçelerle onları destekleyen “özgürlükçü” ve “liberal” kesimleri gayet akademik ve felsefi analizlerle yerden yere vurmuştu. Her yazısı bir “liberal manifesto” niteliğinde olan Prof. Yayla geçen hafta bir veda yazısıyla Zaman’dan ayrıldı. Yazısından anlaşıldığına göre Atilla Hoca pek de gönüllü ayrılmamış gazeteden. Hatta inceden bir gönül kırıklığı bile seziliyor satırlarından… Gazete yönetimi bu konuda bir açıklama yapmadı, medya kulislerinde de pek fazla yer bulmadı bu ayrılış…
Zaman Gazetesi, Aksiyon ve Today’s Zaman yazarları dün bir iftarda bir araya gelmiş. Ekrem Dumanlı burada yaptığı konuşmasında “Farklı fikirlere sahip yazarların düşüncelerini rahatça ifade edebileceği bir gazete ortaya koymaya çalışıyoruz” diye konuşmuş.
Gerçekten de Zaman, 28 Şubat sürecinden beri çok farklı kimlikte yazarların bir arada olabildiği bir ortam oluşturmuştu. Ancak bu ortam özellikle son dönemde gittikçe “tek sesli” olmaya doğru gidiyor. Gezi eylemleriyle ilgili neredeyse alay konusu olacak düzeyde daha doğrusu düzeysizlikte yazı ve yorumların yer alabildiği gazetede, bazı yazarlar Başbakan Erdoğan’ı sıkça doğrudan ya da dolaylı olarak “diktatör”, “hasta” ya da en hafif ifadeyle “otoriter” olmakla itham edebilmişlerdi. Bunu yapmaya halen devam edenler de var.
Today’s Zaman’ın yayınları ise ayrı bir konu… Yorum ya da değerlendirmeyi aşarak hükümeti ve Başbakan’a yönelik itham ve suçlama içeren çok sayıda yazı yayınlandı.
Ekrem Dumanlı’nın yazılarında yaptığı itidal çağrılarına, sayın Hüseyin Gülerce’nin fitneye meydan vermemek için bütün samimiyetiyle cansiperane yazdığı her satırından belli olan yazılarına rağmen devam ediyor bunlar…
Binaenaleyh, Prof. Yayla’nın gazeteden ayrılması bu çerçevede bir yere oturmuyor. Daha doğrusu aklın ve vaziyetin işaret ettiği noktaya gönül razı olmuyor…
Zerre kadar art niyet taşımadan, yalnız ve sadece sitem mahiyetinde sayın Ekrem Dumanlı’ya sormak geliyor insanın içinden: Şahin Alpay’a bile “düşüncelerini rahat ifade edebileceği” bir ortam sunabilen gazeteniz Prof. Yayla’ya neden dar geldi?
Dünyanın dört bir tarafına yayılmış bir gönüllüler hareketine hiçbir şeyi yoksa bile bozkır ateşinde harlanmış bir teneke buğdayıyla iştirak eden “sessiz yığınlar” sizden cevap bekler…
Lütfen cevap veriniz ki fitne ateşine bir odun daha atılmasın…