CHP Milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan Başsavcısı olduğu dönemde, Başbakan Erdoğan ve Yeni Şafak’ın sahibi Ahmet Albayrak ile bazı siyasileri yasadışı dinlettiğini kabul etti.
TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu, dün Yeni Şafak’ın da aralarında bulunduğu basın-yayın kuruluşlarının temsilcilerini dinledi. Ankara Temsilcimiz Abdülkadir Selvi’nin, Hukuk Alt Komisyonu’na bilgi verdiği toplantıda hukuksuz dinleme skandalı iddalarından biri daha aydınlığa kavuştu. Selvi, komisyon üyesi CHP’li İlhan Cihaner’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski Enerji Bakanı Hilmi Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Yeni Şafak Gazetesi sahibi Ahmet Albayrak’ı dinlettiğini dile getirdi. Toplantı başında salonda olmadığı için konuyu Cihaner’in gelmesi durumunda konuşacağını ifade eden Selvi, dinlemelere ilişkin bilgi verdi. Toplantının yapıldığı yan odada Teknik Alt Komisyonun toplantısında bulunan Cihaner, CHP’li üyelerin durumu kendisine bildirmeleri üzerine görüşmeye katıldı.
HUKUKSUZ TAPELERİ SUNDU
Cihaner’in toplantıya katılması üzerine Selvi, “Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde Sayın İlhan Cihaner’in yürüttüğü bir soruşturma kapsamında Yeni Şafak Gazetesi sahibi Sayın Ahmet Albayrak’ın da telefonları dinlendi. Konuyla hiç ilgisi olmayan görüşmeleri Ahmet Albayrak, Başbakan, İstanbul Belediye Başkanı ve Enerji Bakanının da dinlendiği ve bu dinleme tapelerinin bir kısmının Aydınlık Gazetesi ve T-24 isimli haber sitesinde yayınlandığını belirtmiştim. İlhan Cihaner, ‘Başbakan’ın da aralarında bulunduğu iletişim tespit tutanaklarını yayınlasaydım eğer yer yerinden oynardı’ demişti. Ben Sayın Ahmet Albayrak’ın konuyla ilgisi olmadığı halde dinlendiği telefon tapelerini de komisyonunuza sunmak istiyorum” dedi.
TESADÜFEN DELİLMİŞ
CHP’li üyelerin tepkisine neden olan soruya cevap veren Cihaner dinlettiğini itiraf etti. Cihaner başka bir soruşturmadan dolayı Başbakan Erdoğan, Hilmi Güler, Kadir Topbaş ve Ahmet Albayrak’ın tesadüfi delil kapsamında dinlendiğini söyledi. Selvi, “Sayın Cihaner, Erzincan’da yürüttüğünüz soruşturma kapsamında telefon dinlemelerinde, Sayın Başbakan, Hilmi Güler ve Kadir Topbaş’ın yaptığı konuşmalar bu telefon tapeleri içerisinde yer alıyor mu” sorusunu yöneltti. Soru karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Cihaner, “Biz burada kovboy filmi oynamıyoruz. Siz bana soru soramazsınız. Burada soruları biz sorarız” cevabını verdi.
Komisyonda ‘savcı’ refleksi
Cihaner’in ‘Burada soruları biz sorarız’ demesi üzerine Selvi, “Ben buraya ifade vermeye gelmedim. Siz savcılık refleksiyle hareket ediyorsunuz. Davet ettiniz bende geldim” karşılığını verdi. Komisyon Başkanı Şuay Alpay’ın Cihaner’e soruya cevap verip vermeyeceğini sorması üzerine Cihaner, ‘Cevap vereceğim’ dedi. Bu durumun Erzincan’da yürüttüğü İsmailağa soruşturması ile ilgili bir bağının bulunup bulunmadığına ilişkin soruya ise Cihaner şu yanıtı verdi: ‘Şimdi eğer bir soruşturma kapsamında başka bir suç ile ilgili bir bilgi ele geçirilirse bu tesadüfi delil olarak tutanak altına alınır.’ Komisyon sözcüsü Yılmaz Tunç’un ‘Neden bu tapeler Aydınlık Gazetesi ve T-24’te yayınlandığına’ ilişkin sorusuna ise Cihaner, ‘Herhalde bu komisyon benim savcıyken yürüttüğüm soruşturmaları soruşturmak için kurulmuş bir komisyon değil’ diye cevap verdi.
Dinlemeler Türkiye’de büyük bir rejim sorunu
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin Dinleme Komisyonu’na sunduğu bazı tespitler şöyle:
Telefon dinlemeleri bir etik sorun olmaktan ziyade Türkiye açısından bir rejim sorunu oldu.
Türkiye uzun süre askeri vesayet ve darbelerle yönetilmiş ülke olması nedeniyle bizde telefon dinlemeleri daha çok cuntalar ve çeteler tarafından sivillere, sivil hükümetlere aydınlara, yazarlara yönelik olarak uygulanmış bir sistem.
Geçmişte istihbarat örgütleri bağlı oldukları başbakanları dinlemişler ama bağlı oldukları başbakanlara darbeleri haber vermemişlerdir.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yatak odasını dahi Ergenekon cuntası dinledi.
Devlet kendince zararlı gördüğü sivil hükümetleri bir dönem solcuları, aydınları bir dönem sağcıları dindarları dinlemeye ayırdıkları zamanı terör örgütlerini dinlemeye bunların faaliyetlerini ortaya çıkarmaya ayırmadı.
Gizli kamera kullanımı ve telefon dinlemelerindeki telefon tapelerinin yayınlanması konusunda ne yazık ki biz de basın olarak yeterince etik kurallarına saygı göstermedik. Bu konuda bir zaafımız olduğu ortaya çıktı.
Bugün bu parlamentoda 28 Şubat sürecinde bir milletvekili danışmanı olan Şerafettin Yardımedici gizli kamera görüntülerinin televizyon ekranlarında yayınlanması üzerine çoluk çocuk sahibi bir insan gururuna yediremedi ve intihar etti. (Yeni Şafak)
