Türkiye’yi ziyaretinde ‘hukuk devleti’ ve ‘özgürlükler’den dem vuran Alman Cumhurbaşkanı Gauck, kendi ülkesinde derin devletle irtibatlı Neo-Nazi cinayetlerinin neden bir türlü aydınlatılamadığına cevap veremedi. Gauck, Hamburg’daki eylemler sırasında TRT’ye konulan yasağı da, bazı Twitter hesaplarının kapatılmasını da birdenbire unuttu.
Ankara’ya yaptığı ziyarette ‘hukuk devleti, özgürlükler, fiziksel dokunulmazlıklar’ gibi ilkeleri öne sürerek, Türkiye’nin içişlerine müdahale niteliğinde konuşmalar yapan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un kendi ülkesinde, başta yargı olmak üzere, ırkçı saldırılar, yaşam hakkı, düşünce özgürlüğü gibi konularda çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Almanya’da yıllardır başta Türkler olmak üzere yabancılara yönelik Neo-Nazi saldırıları ve kundaklama olayları gündemden düşmüyor.
Almanya bu konuda bir ilerleme kaydedemezken, ırkçı saldırı ve cinayetlerle ilgili sürdürülen tek davada, saldırıların sorumlusu olarak yargılanan aşırı sağcı Nasyonel Sosyalist Yeraltı Örgütü’nün (NSU) başından itibaren Alman İstihbaratı tarafından bilindiği ve geçmişte desteklendiği iddiaları dile getirildi. NSU’nun 2000-2007 arasında 8 Türk vatandaşının öldürülmesinden sorumlu olduğu 2011 yılında tespit edildi, ancak soruşturma ve yargılama kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Yapılan 108 duruşmaya rağmen bir sonuca ulaşılamaması Almanya devletinin ve yargısının olayların üzerine ciddiyetle gitmediği eleştirilerine neden oluyor. 2013 yılında davanın duruşmaları başladığında Türk medyasına duruşma salonunda yer ayrılmazken, gazeteciler bu hakkı ancak hukuki mücadele sonunda elde edebildi.
CİNAYETLER KARANLIKTA
Neo-Nazi cinayetlerinde gerçekler karanlığa mahkum edilirken, Almanya’da son yıllarda pek çok cinayet ve kundaklama olayı yaşanmaya devam etti. Bu olayların hiçbiri tam olarak aydınlatılamadı. 2008’de 5’i çocuk 9 Türk’ün hayatını kaybettiği yangının soruşturması kapatıldı. 2013 yılında 7’si çocuk 8 Türk’ün öldüğü yangının da ‘elektrik kontağından çıktığı’ yönündeki açıklamalar Türkiye kamuoyunu tatmin etmedi.
TWITTER’I ENGELLEDİ
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Türkiye’deki konuşmasında, ülkesinde Twitter konusunda alınan bazı kararları da gözardı etti. Alman hükümetinin talebiyle geçen yıl Twitter’ın Neo-Nazi hesaplarını engellenmesine ses çıkarmayan Gauck, Türkiye’de hükümetin Twitter ve Youtube kararlarını sert bir dille eleştirdi. Ekim 2013 tarihinde Twitter, Alman hükümetinin talebi üzerine Neo-Nazi hesaplarını engelledi. Bu erişim engeli ile Twitter, ‘country-withheld content’ kuralını da ilk defa Almanya’da uyguladı. Bu kural, sözkonusu içeriğin Almanya ya da içerik sınırlamasını talep eden ülke sınırları içerisinde bloklandığını fakat dünyanın diğer her yerine erişimin açık olduğunu ifade ediyor. Twitter, kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle, Türkiye mahkemelerince alınan kararları Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın bildirmesine rağmen bunu uygulamamakta ısrar etmişti.
TRT neden yasak?
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, ‘eleştirel bakış açısına sahip gazetecilerin işten çıkarıldığını, yargılandığını, gazetelere yayın yasağının getirildiğini ve yayıncıların hukuki baskı altına alındıklarını’ iddia ederken, Almanya’da kablo TV şirketi Unitymedia, Hamburg’daki polis şiddetine geniş yer veren TRT’nin yayınını ocak ayında durdurdu. Gauck’un bahsettiğinin tersine, Türkiye’de herhangi bir gazeteye yayın yasağı gelmezken, Almanya’nın TRT’ye uyguladığı Hamburg yasağı ise devam ediyor. Almanya’nın en büyük kablo televizyon şirketlerinden Unitymedia, ocak ayında TRT’yi yayın listesinden çıkardı. Yayın yaptığı televizyon kanallarından para almayan Unitymedia, TRT’den 300 bin Euro istedi. TRT ise diğer kanallardan talep edilmeyen böyle bir paranın haksız yere kendilerinden istenmesini kabul etmedi. Hamburg’daki ‘Rote Flora Kültür Merkezi’nin kapatılma kararını protesto eden solcu gruplarla polis arasında yaşanan çatışmaların TRT’de yayınlanmasından rahatsız olan Almanya, Türk televizyonunu cezalandırmayı seçti.
O mektubu da hiç görmedi
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, NSU Terör Örgütü’nün kurbanlarından Süleyman Taşköprü’nün kızkardeşi Ayşen Taşköprü’nün mektubuna hâlâ cevap vermedi. Geçtiğimiz şubat ayında Neo-Nazi kurbanı gurbetçilerin aileleriyle biraraya gelen Gauck’un davetine, Ayşen Taşköprü icabet etmedi. Taşköprü, daha sonra Gauck’a gönderdiği mektupta oldukça ‘sert’ sorularla Almanya Cumhurbaşkanı’ndan cevap beklemişti. İşte, ağabeyi öldürülen Taşköprü’nün sorduğu ve Gauck’un henüz cevap veremediği o sorular:
‘Sayın Cumhurbaşkanı Gauck, davetinize yanlız katılmam konusunda ısrar etmemeniz, empati göstergesi olurdu. Madem ki durumumuzu bu kadar merak ediyorsunuz, size anlatayım. 2001’de Neo-Nazi’ler ağabeyimi öldürdü. 10 yıl sonra polis memurları ondan kalan eşyaları bana teslim ettiler.
‘Neden şimdi getirdiniz’ diye sorduğumda ‘Unutulmuş’ cevabı aldım. Saatlerce eşyaların karşısında oturdum, günlerce etkisinden kurtulamadım. Türkiye’de büyükannemin öldüğü gün, ağabeyimi öldürenlerin intihar ettiği haberini aldım.
NSU kurbanları ile dalga geçilen videoyu televizyonda ilk kez izlediğimde ağabeyimi eşyalarından tanıdım. Bağırmaya başladım ve buna sürekli devam ettim. Uykudan uyanan küçük oğlumla ilgilenmem gerekene kadar. O gün ağabeyim ikinci kez öldü. Artık bir vatanım yok, vatan güvenlik demek. Ağabeyim sırf Türk olduğu için öldürüldüğünden bu yana ailem korku içinde yaşıyor.
Annem mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmıyor, babam hemen Türkiye’ye dönmek istiyor. Şuan istediğim tek şey sorularıma cevap bulmak. NSU’nun arkasındaki isimler kimler? Neden özellikle ağabeyim öldürüldü? Alman devletinin bu olaylarla alakası ne? Aşırı sağcılarla ilgili dosyaları kim imha etti?
Sayın Gauck, sadece NSU Almanya’da politik bir konu olduğu için ağabeyim sizin için önemli. Kederimizi nasıl dindireceksiniz? Bu ülkedeki ilk kişi olarak sorularıma yanıt bulmama yardımcı olmanızı isterdim. Bana yardımcı olabilecek misiniz?’ (YENİ ŞAFAK)
Almanyada yasayan bize sorsunlar bunlari.Yabancilari secim malzemesi gören,secerseniz bunlara verdigimiz kirintilarida aliriz deyip irkciligi canli tutanlar.iltica evlerini tel örgülerle cevirip,yasayanlarin önüne birkac paket makarna,yag,seker gibi acliktan ölme düsüncesi ile atanlar.bunlar Türkiyeden cikan kürtleri iltica kabul edip,pkk eylemlerinden cekilms resimlerinizi getirmezseniz geri giderseniz diyenler.bunlar alevi dernekleri kurup Alisiz alevilik icin calisanlar.bunlar terör örgütlerini besleyenler.derneklerinin kirasini,masraflarini ödeyenler.bunlar benim ülkemin,halkimin düsmani olanlar.Erdogan dik durusu ve talepleri ile avrupada yasayanlar sirtlarindaki kamburu attilar,hak istemeye basladilar.yasadigimiz haksizliklarin üzerine gidiyor Erdogan.düne kadar türkce konusursak ya fasolardan dayak yeriz düsüncesi ile yada asagilik düsüncesinden almanca konusmayi yegledik.caddelerde giderken üstgecitlere yazilan “pis türkler defolun”yazilari,restorantlarda,kuaförlerde “köpekler ve türkler giremez”yazilarini ne cabuk unuttu bu papaz.yillar öncesi büyüklerimiz kendilerini avrupaya sürgün etmisler.zenginlikten degil yoksulluktan.siddetten yada baskidan.Erdogana kadar herkez mark ile ugrasiyor,gurbetcileri nasil kaziklariz diyordu.kimse sormadi okadar asagilaniyordukki konsolosluklardada oluyordu tüm konsolosluk calisanlarin tarafindan.unutmadi daha.is icin gittigimizde ahira girmis gibi sabahtan aksama kadar bekletirlerdi,azarda cabasi.soru soramazdik yaaaa.geri zekalimisin niye anlamiyorsun diye.simdi ise güler yüz,modern bekleme salonlari,cocuk bakim yerleri,oyuncaklar..isiniz hemen halloluyor.Erdogan farki bu.Secimlerde korkuyorlar burada yasayanlarin oyu Erdogana,devler baskani olacak Allahin izniyle.korkuyor merkelde bu durumdam.haa Kilicdaroglu gözünü bizlerin oyuna takmis.bosuna caba kemal, sen avrupalilara cesaret verirsin ancak bunlarin boyunlarini kirin diye…