Türkiye’yi Batı’ya yalanlarla gammazlama yarışına giren paralel örgütün “gammazcıbaşı” isimlerinden Ekrem Dumanlı’nın 4 yıl önceki yazısı “bu ne utanmazlık” dedirtti.
MEDYAGUNDEM.COM- Nedim Şener bugün Posta gazetesinde “Silivri’de sakladığım kupür” diyerek Ekrem Dumanlı’nın Zaman’da 5 Aralık 2011 günü yayınlanan yazısını hatırlattı.
Şener şöyle yazdı:
“Bana da Silivri cezaevindeyken 5 Aralık 2011 günü kesip sakladığım bir yazıyı hatırlattı. Yazı ‘Global Ergenekon’ başlığını taşıyor. Yazarı Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı. Dumanlı üç yıl önce bakın ne yazmış;
‘…Türkiye içinde antidemokratik güçlerden umudunu kesenler dışarıya yöneldi. Panellere katılıyorlar, görüşmeler yapıyorlar, makaleler yazıyorlar. Türkiye’nin eksen değiştirdiğini… basın üzerine yoğun bir baskı yapıldığını… iddia ediyorlar. Aslında bu suçlamalar yeni değil; ancak bazı gazetecilerin tutuklanmasını ya da KCK’da bazı tutuklamaları vesile yapıp tekrar yükleniyorlar… AK Parti’yi, ‘cemaat’i, Tayyip Erdoğan’ı, Fethullah Gülen’i vs. sürekli dış dünyaya gammazlıyorlar. Bunu gazetecilik adına yapıyorlar güya. Dünya standartlarında yayıncılık yaptığı sanılan gazete ve dergiler de “karşıt görüş” olmaksızın bu kara propagandaya teslim olup uluslararası lobicilerin dümen suyunda çırpınıp duruyor. Sadece gazetecilik kisvesiyle yapılmıyor bu işler. Brüksel ve Washington’u mesken tutmuşlar her fırsatta kara propaganda yapıyorlar. Yalan yanlış bilgileri yabancılara boca edenler aslında siyasi bir şartlanmışlık içinde ideolojik bir savaş veriyor. Aslında “yabancı dostlar”ını da yanıltıyorlar, çünkü hiçbir analizleri sosyal gerçekliği yansıtmıyor. Bu yazı da nereden çıktı, diye meraklananlara son birkaç aydır Batı basınındaki “saygın” yayınlarda neşredilen Türkiye yazılarını okumalarını öneririm. Resmen yalanlar üzerinden bir kuşatma yapılıyor. Umarım Türkiye, bunun farkındadır…’
Üç yıl önce bu satırları yazan Ekrem Dumanlı, şimdi kara propaganda ile suçlanıyor. Acaba utanıyor mudur? Sanmam, onun gibilerde utanma yoktur. Ama hayat böyledir; arşivler en güzel aynadır tabii utanmasını bilene.”
DUMANLI O GÜN NE YAZDIYSA BUGÜN AYNISINI YAPIYOR
Paralel örgütün nasıl bir utanmazlık ve ihanet şebekesi olduğunu bizzat Ekrem Dumanlı’nın o yazısı ortaya koyuyor. Bugün Türkiye’yi yalanlarla Batı’ya gammazlama yarışına giren Dumanlı”nın 4 yıl önceki yazısı tam da kendini tarif ediyor.
Bakın o gün tam olarak ne yazmıştı:
Kuşatma sürüyor
Uzun bir süreden bu yana devam eden bir çalışmaya daha önce de temas etmiştim. Türkiye içinde antidemokratik güçlerden umudunu kesenler dışarıya yöneldi. Panellere katılıyorlar, görüşmeler yapıyorlar, makaleler yazıyorlar. Türkiye’nin eksen değiştirdiğini, Ergenekon davasının siyasî bir sindirme hareketi olduğunu, basın üzerine yoğun bir baskı yapıldığını, Kürtlerin siyasetten soğutulup dağa çıkmasının tek seçenek haline getirildiğini vs. iddia ediyorlar.
Aslında bu suçlamalar yeni değil; ancak bazı gazetecilerin tutuklanmasını ya da KCK’da bazı tutuklamaları vesile yapıp tekrar yükleniyorlar. Sanki bahsi geçen gazetecilerden önce Ergenekon soruşturmasına destek veriyorlarmış gibi; ya da KCK davasına malum tutuklamalar öncesi olumlu bakıyormuş gibi yapıp gizli ve silahlı örgütlenmeleri hasıraltı ediyor, AK Parti’yi, ‘cemaat’i, Tayyip Erdoğan’ı, Fethullah Gülen’i vs. sürekli dış dünyaya gammazlıyorlar. Bunu gazetecilik adına yapıyorlar güya. Dünya standartlarında yayıncılık yaptığı sanılan gazete ve dergiler de “karşıt görüş” olmaksızın bu kara propagandaya teslim olup uluslararası lobicilerin dümen suyunda çırpınıp duruyor.
Sadece gazetecilik kisvesiyle yapılmıyor bu işler. Brüksel ve Washington’u mesken tutmuşlar her fırsatta kara propaganda yapıyorlar. Şimdilerde AİHM’yi zorluyorlar. Yalan yanlış bilgileri yabancılara boca edenler aslında siyasî bir şartlanmışlık içinde ideolojik bir savaş veriyor. Aslında “yabancı dostlar”ını da yanıltıyorlar, çünkü hiçbir analizleri sosyal gerçekliği yansıtmıyor.
Bu yazı da nereden çıktı, diye meraklananlara son birkaç aydır Batı basınındaki “saygın” yayınlarda neşredilen Türkiye yazılarını okumalarını öneririm. Resmen yalanlar üzerinden bir kuşatma yapılıyor. Umarım Türkiye, bunun farkındadır…