Anasayfa / GENEL / Freedom House bir CIA kuruluşudur!
karagul

Freedom House bir CIA kuruluşudur!

Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül bugün köşesinde Freedom House isimli örgütle ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda Kuzey Kore ile aynı lige indiren örgütün bir CIA kuruluşu olduğunu yazan Karagül, bu örgüt için Türkiye’de rapor hazırlayanların da CIA ile ilişkilerinin sorgulanması gerektiğine dikkat çekti.

Yazısı şöyle: 

AMERİKAN İSTİHBARATININ YAN KURULUŞLARINDAN BİRİ

Türkiye’ye yönelik son saldırı Freedom House üzerinden yapıldı. Bir ‘düşünce kuruluşu’ olarak pazarlanan, aslında Amerikan istihbaratının yan kuruluşlarından biri olan, derin Amerika’nın beşinci kol faaliyetlerini yürüten kuruluşlardan biri olan örgütün raporu, hazırlanış aşamasından rapor sonrası açıklamalara kadar tamamen Türkiye karşıtlığı üzerine kurgulanmış.

Türkiye’yi basın özgürlüğü sıralamasında 134. sıraya yerleştiren, ‘Türkiye’de açılım değil alçalma görüyoruz’ diyebilen bir yapının raporu üzerinden neden Türkiye’ye ayar vermeye çalıştılar.

Rapor; 2003’ten beri darbe senaryolarının içinde olan, Gezi organizasyonunda yer alan, 17 Aralık darbe girişimini bir fırsat bulup onlarla ittifaka giren çevrelerle söz konusu örgütün organize işinden başka bir şey değil.

FREEDOM HOUSE CIA KURULUŞUDUR

Öncelikle bu yapının ne amaçla kurulduğuna, bugüne kadar ne tür faaliyetler yaptığına, dünyanın başka bölgelerinde hangi eylem ve işlerle meşgul olduğuna kimse bakma gereği duymadı. Bu gerçek ortadayken, kimse, bu örgütü ve raporunu Türkiye’de pazarlayanların nasıl bir istihbarat operasyonun aparatları olduğunu sorgulamadı.

Demokratik değerler üzerinden ülkelere istikrarsızlık ve rejim değişikliği projeleri ihraç eden, rejim değişikliği yapamayacakları ülkelerde iç politik istikrarsızlık ve yeniden dizayn çalışmaları yürüten, bir çok ülkeye yönelik işgal ve iç savaş projelerinin öncü gücü olarak çalışan kuruluşlardan biridir Freedom House.

1990’dan bu yana yaşadığımız bölgeye yönelik her askeri/ güvenlik projesinin her aşamasında var. İslami yükselişin dizginlenmesine yönelik küresel ve bölgesel projelerin hepsinde görev üstlenmiş. Terörle mücadele adı altında Müslüman ülkelere yöneltilen ve yıllardır devam eden kanlı operasyonlara ortam hazırlayan yapılardan biri.

Doğu Avrupa’yı çözdüler, ABD çıkarlarına uygun hale getirdiler, lime lime ettiler. Benzer bir senaryoyu yıllardır Ortadoğu’da uyguluyorlar. ABD’nin jeopolitik çıkarlarına paralel biçimde her ülke ile gündemleri var, o ülkelerde ortak çalıştıkları vakıflar ve bireyler var.

CIA KURULUŞUNA TÜRKİYE’DE RAPOR HAZIRLAYANLAR DA SORGULANMALI

Kısaca Freedom House bir CIA kuruluşudur. Bugün Türkiye’de bu örgüte rapor hazırlayanlar da, bu örgütle paralel biçimde organizasyonlara girişenler de bu yönden sorgulanmalı. Çünkü raporları doğrudan istihbarat odaklıdır, ABD istihbaratının hesaplarıyla paraleldir.

Böyle olunca da, Türkiye raporunu bir başka gözle okuma zorunluluğu ortaya çıkar. Yıllardır benzer örgütler ve raporlar üzerinden Türkiye’ye ayar verildi. Aynı yöntemi devam ettiriyorlar. İçeriden bazıları da hala bu ayar vermelerle Türkiye’nin pozisyonunu değiştireceklerini sanıyorlar. Bu yüzden de canla başla onlara sarılmışlar.

‘ÖRGÜT LİDERİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’

Bunun son örneği 17 Aralık darbe girişimidir. Ukrayna’yı batıran bu kuruluşlardır. Gezi olayları başarısız olunca hep birlikte 17 Aralık cephesinde saf tuttular. 17 Aralık’çılar da onları ortak bildi. Kısaca bir karanlık ortaklık oluştu. Yani 17 Aralık da devam ediyor, ortaklık da.

Türkiye’nin Başbakanı için hazırladıkları dosyaya ‘Örgüt lideri Recep Tayyip Erdoğan’ yazdıran da işte bu kirli ortaklıktır. Bu ifadeyi yazabilenler ile Freedom House raporunu hazırlayanlar aynı iradenin yönetimindedir. Aynı örgütlü yapının parçalarıdır, 17 Aralık darbe girişiminin figüranlarıdır.

ABD’nin hegemonya harekatını ‘Dördüncü Dünya Savaşı’ olarak niteleyen CIA eski Direktörü James Woosley’nin de başkanlığını yaptığı propaganda ve operasyon merkezi Freedom House, 2005 yılında dünyanın özgürlük haritasını çiziyor, renkli devrimler yaşanacak bölgelerin listesini yayınlıyordu. Aynen de öyle oldu ve bur çok ülke bu rapor doğrultusunda istikrarsızlıklara sürüklendi.

Yine 29 Mart 2005’te Financial Times gazetesinin yayınladığı ve ABD’nin istikrarsız olarak gördüğü askeri müdahale edebileceği 25 ülkelik liste hazırladığına ilişkin haberi ile Freedom House Kadife Devrimler listesi arasında tam bir paralellik vardı.

UKRAYNA’YI ONLAR BU HALE GETİRDİ…

Habere göre, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ve Dışişleri Bakanlığı, bu ülkelerle stratejik planlama için ilgili istihbaratı çalışmaları başlattı, altı ayda bir güncellenecek gizli bir liste hazırladı. Çalışmanın amacı askeri müdahale sırasında acil bilgi ihtiyacını karşılamak. Freedom House, o günlerde bu stratejik planlamanın pazarlamasını yapıyor, ona paralel özgürlük haritaları yayınlıyordu.

Çünkü 21. Yüzyıl için Yeni Dünya İmparatorluğu kuruyorlardı: The National Endowment for Democracy (NED), National Democratic Institute for International Affairs (NDI), International Republican Institute (IRI), Freedom House, International Center on Nonviolent Conflicts gibi örgütler, söz konusu ülkelerde askeri işgallerden daha yoğun biçimde yapısal değişimlere hazırlanıyordu.

Mesela Orta Asya’da yoğun insani yardımlarla yeni bir nesil yetiştiriyor. İlkokuldan üniversiteye kadar gençleri FLEKS adlı programlar eğitiyor, yine AYREKS adıyla bilinen programla genç saha uzmanları yetiştiriyor. Sivil toplum örgütleri kuruyor, gazeteler çıkarıyor, televizyon kanalları açıyor, siyasi partiler kuruyor. Demokratik reform adı altında yürütülen beşinci kol faaliyetleriyle ABD operasyonlarının önü açılıyordu.

O dönemlerde Gürcistan’da ‘Kadife Devrim’, Ukrayna’da ‘Turuncu İsyan’ planlıyorlar, bu ülkelere yüz milyonlarca dolar aktarıyorlardı. Freedom Hose tarafından yönetilen ‘Poland-America-Ukraine Cooperation Initiative (PAUCI) üzerinden Ukrayna’ya milyonlarca dolar akıttılar mesela. Bugün Ukrayna’nın ne hallere düştüğünü görüyorsunuz.

Demokrasi şebekesi bunlar.

NGO faaliyetleri üzerinden istihbarat operasyonları yapan, bunları da o ülkelere özgürlük projeleri diye yutturan örtülü operasyon aparatlarıdır…

Israrla, bıkmak tükenmek bilmeyen bir hırsla Türkiye’ye Mısır ya da Ukrayna senaryolarını dayattılar. Gezi ile Ukrayna senaryosu tutmadı ardından Türkiye’de yeni ortaklar bulup 17 Aralık Mısır senaryosunu uyguladılar. Bu ülkede çok büyük bir tasfiye projesi yürüttüler.

Elbette bütün darbe planlarında, son darbe girişiminde bu kuruluşlarını üstlendiği rollerin sorgulaması yapılacaktır. İlişkiler ağı çarşaf çarşaf ortaya serilecek, kirli ortaklık deşifre edilecek, demokrasi ve özgürlük gibi değerlerle kamufle edilen istihbarat operasyonları kamuoyunun dikkatine sunulacaktır.

BU ÜLKEYE KİMSE AYAR VEREMEZ

Bir şeyi farketmiyorlar: Türkiye artık böyle ayar vermelerle yönetilebilecek bir ülke değil. Türkiye’deki ortakları da eski imtiyazlı, güçlü konumlarını çoktan kaybetti. Yeni Türkiye’yi algılama yeteneğinden yoksun, zihinsel saplantılar arasında kilitlenip kalmış, giderek kendilerini gettolarına hapseden çevrelerle yeni Türkiye’yi algılamaları mümkün değil. Bu yüzden de hala onlarla iş tutuyor, hala on yıl öncesi gibi bir-iki raporla taşları yerinden oynatacaklarını sanıyorlar.

Türkiye’nin genç kuşakları, ülkemizin onlarca yılını çalan bu tür yapılara, örtülü operasyon merkezlerinin faaliyetlerine karşı çok dikkatli olmalı. Bu istihbarat aparatlarının ve Türkiye’deki ortaklarının kirli tuzaklarını boşa çıkarmadan, onları etkisiz hale getirmeden yeni Türkiye olamayacak, başı dertten kurtulamayacak.

Ümitliyiz. Eski güçleri yok, imtiyazları yok, operasyon yetenekleri yok. Son planlarını millet 30 Mart’ta başlarına geçirdi. Bu yüzden 30 Mart sadece bir seçim değildi, Türkiye’yi kurtarma kararlılığıdır. Müthiş bir bilinç ve idrakle insanlarımız Türkiye’ye yönelen son tehdidi yok etti.

Üstelik bu seferki ortakları yeniyken, devlet ve toplum içinde bu kadar güçlüyken başaramadılar. Bundan sonra da başaramayacaklar.

Artık Washington’dan, Brüksel’den ayar vermeler, uzman nitelemeleri, tepeden bakan buyruklar bu ülkede para etmiyor. Onların istihbarat-güvenlik karışımı demokrasi ve özgürlük değerlendirmelerine, raporlarına kulak asan yok.

Siz de ciddiye almayın. Almayın ama bunları bilin…

KARAGÜL’ÜN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

aydo2

Aydın Doğan PKK ile ortak biçimde iç savaş için saldırıyor

Günahlarınla kalakalacaksın ortada. Ardından yine ağlak açıklamalar yayınlayıp, vatan millet edebiyatı yapıp kapı kapı dolaşacak, yalvar yakar olacaksın Aydın …

dogan-teror

Aydın Doğan’a terör soruşturması açılsın

Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül bugün çarpıcı bir yazıyla Aydın Doğan hakkında …

selo-hedef

Demirtaş’tan özgür basına alçakça saldırı!

Bugün İstanbul Sancaktepe’de miting yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş eline aldığı Sabah, Yeni …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir