Yeni Akit gazetesinde Ali Karahasanoğlu’nun “Fitneci Özkök, azıcık onuru varsa, bir tane isim verir!” başlıklı yazısı şöyle…
Biliyorsunuz, mahalle içi tartışmalara pek girmek istemem..
Tartışmayı büyütme yerine, bitirme amacında olanların da, aynı çizgiyi izlemeleri gerektiğine inanıyorum..
Bu kapsamda, “mahalle içi tartışma” diyebileceğimiz türden, Cem Küçük’ün, İHH mensuplarına yaptığı sataşmaya girmek istemedim.
Sataşma çok haksız..
Sataşılan insanlar, gerçekten idealleri uğruna canlarını ortaya koymuş, çok ağır bedeller ödemiş insanlar..
Dolayısı ile Cem Küçük’ün sözlerini kabullenmek, onaylamak hiç mümkün değil..
“Bir anlık gafletle sarfedilen bir sözdür” diye düşünerek..
Aslında İHH’ya gönül vermiş kişilere değil de..
Kendi kafasında sakladığı bir isme gönderme yapmak için, çok büyük ve haksız bir genelleme yaptığına inanmak istedim..
Nitekim, hemen akabinde, aklı başına geldiğinde, yeterli olmasa da, küçük bir özür de gelmişti..
Ama o yanlış ithamın olayı hangi boyutlara götürebileceği, hangi sırtlanların bu tür tartışmalar için kapıda beklediğini, dün Ertuğrul Özkök’ün yazısı ile görmüş olduk..
Fitneci kalem, “Bu ülkeyi en az benim kadar sevdiğinden emin olduğum makul AKP’lilere çok samimi olarak sormak istiyorum..” diyerek başlamış..
Biz onun neyi sevdiğini çok iyi biliriz..
Patronu için hangi yalakalıkları yaptığını..
Devlet yöneticilerinin uçağına binebilmek için hangi taklaları attığını iyi biliriz..
Dolayısı ile..
“Ülkeyi en az benim kadar sevdiğinden emin olduğum” sözleri..
Palavradan ibarettir..
AK Partililer, eğer Ertuğrul Özkök kadar bu ülkeyi seviyorlarsa..
Halimiz harap demektir..
Hatırlasanıza..
Bu yalaka adam, patronu mukavva fabrikası açtığında..
Teşvik alabilmek için Mesut Yılmaz’la görüşmek istemiş.
Görüşememiş.
İlgili bakan Güneş Taner’e, “Şantaj mı yapayım” türünden tehditlersavurarak, patronunun işinin halledilmesi talebinde bulunmuştu..
Şimdi kalkmış..
“Bu ülkeyi sevdiği” muhabbeti ile..
Mavi Marmara gemisi üzerinden çıkan tatsız bir tartışmayı körükleyerek..
AK Parti içinde, fitne çıkartmaya çalışıyor..
Yemezler Ertuğrul, yemezler..
•
Ne diyor, bu şaklaban, dünkü yazısında?
İHH’ya gönül veren kardeşlerimden özür dileyerek aktarıyorum..
Alçaklığın boyutunu görmeleri için, bire bir veriyorum:
“İHH militanlarının Mavi Marmara gemisine binip İsrail’e gitmeye kalkışmasını tasvip ettiniz mi…”
“İHH militanları” imiş!
Ulan alçak..
Senin gazeten, bu ülkede yıllarca, PKK’lı teröristlere bile, “Terörist”diyememiş iken..
Hiçbir dünyevi amaç taşımaksızın, sadece insani yardım gayesi ile.
Filistin’de o tarihlerde ilaç ambargosu bile yaşanıyor iken..
Gazze’deki kimsesiz insanlara, bir nefes olmak için yola çıkan insanlara..
Sen “Militan” mı diyorsun?
O halde sen bir alçaksın..
Sen bir hainsin..
•
Fitneci şaklaban..
Saf okurlarını aldatmak için..
“Allah aşkına samimi olun ve yüz yüze geldiğimizde bizlere de söylediğiniz gerçek fikrinizi açıklayın” diye devam etmiş..
Sanki “Allah”a inanıyormuş gibi..
Sen “Allah aşkına” diyebilmen için..
Allah’a inanıyor olman gerekirdi Ertuğrul..
Sen Allah’a inanıyor olsan..
Para.. Pul. Şöhret.. Makam.. Mevki.. Çocuk.. Eş.. Anne.. Baba.. Kardeş..
Bütün dünyevi değerleri arkalarında bırakarak..
İsrail’ın çakal sürüsü gibi saldıracağını bile bile..
“Biz bu yolda canımızı kaybetsek bile.. Gazzelilere uygulanan ambargo, dünyanın gündemine gelir.. Gazze’de her gün 3-5 Filistinli can veriyor.. Belki biz kendi canlarımızla, orda her gün kaybedilen canlara bir nokta koydururuz” düşüncesi ile yola çıkan insanlara..
Sanki AK Parti içinden birileri..
Kapalı kapılar ardında, farklı sözler ediyormuş gibi izlenim veriyor..
Ertuğrul şaklabanı, eğer azıcık bir onur sahibi olduğunu iddia ediyorsa..
Kapalı kapılar ardında Mavi Marmara gemisindeki o güzel insanlara laf eden AK partilileri açıklasın..
Bir tane isim versin…
Açıklayamayacaktır.. Söyleyemeyecektir.
Tek bir somut isim veremeyecektir..
Vereceği bir isim çıkarsa..
O da..
AK Parti’ye dışardan giren, ithal isim olacaktır..
Hangi AK Partili, Filistinli kardeşlerine yönelik ambargonun delinmesi için yola çıkan Mavi Marmara gemisine haksız bir isnatta bulunabilir?
Hangi dindar insan, İsrail’in teröristliğini görmezden gelip, insani yardım için canını tehlikeye atan kardeşlerine, küçücük bir eleştiri getirebilir?
•
Bu Ertuğrul soytarısı..
Biraz sıkışsın..
“Militan kelimesi kötü bir kelime değildir” bile diyebilir..
Bunların adetidir..
Kelimelerle öyle oynarlar ki..
Yeri gelir, “terörist”i size sevdirirler..
Yeri gelir, “kendi halinde mümin bir insanı” size öcü gibi gösterirler..
Arşivlerinde de..
Kendilerine bolca malzeme vardır..
Bakın, 2000 yılında, 28 Şubat sürecinin izleri sürerken..
Ertuğrul isimli bu kişi, “militan” kelimesini hangi güzellemelerle kullanmış:
“(..) dikkat edin. Kavram demokrasiye sadece ‘kendini koruma hakkını’tanımıyor.
Aynı zamanda onun yanına ‘militan’ kelimesini de ekleyerek, bir anlamda ‘koruma görevi’ ve ‘eylem’ hakkı veriyor.”
Yaaa.. İşte böyle..